Muvazaalı işlemler ile kendisinin zararlandırıldığını ileri süren davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Çünkü, danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarara verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak üçüncü kişilerin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için, onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunmalıdır. Muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davaları her zaman açılabilecek olup, muvazaa iddialarında hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi söz konusu olmaz. Bu, hükümsüzlüğün doğal bir sonucudur. Tasarrufun iptali davasında tasarrufun, borcun doğum tarihinden sonra yapılması dava açılabilmesinin sebeplerinden biriyken, muvazaa davalarında işlemin ne zaman yapıldığının bir önemi yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...un alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 3.5.2001 tarihinde intifa hakkını eşi davalı ...'a çıplak mülkiyeti de 1/2'şer hisse oranında kızları davalılar ... ve ...'ya sattığını belirterek davalılar arsındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiş;16.10.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın TBK'nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı olduğunu İİK 283/1 maddenin kıyasen uygulanarak dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesini talep etmiştir....
BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/09/2018 NUMARASI : 2018/65 ESAS 2018/335 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Taraflar arasında görülen Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davada davanın reddine dair karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Bandırma 3. İcra Müdürlüğünün 2017/4762 esas sayılı dosyasında alacaklı davalının ise borçlu olduğunu, davacının alacağı davalı T5 16/12/2015 tarihli daire satış sözleşmesi ile Bandırma ilçesi, İhsaniye mahallesinde kain ada No: 576 parsel No:7'de kayıtlı taşınmaz üzerinde inşa ettiği apartmanda 3....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/337 Esas sayılı dosyası ile açtığı tasarrufun iptali davasının kabulü sonucu borçlu Barış T1 Ürn. İnş. Deri San.ve Tic Ltd....
Bası, s. 248 vd). 3- Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel (şahsi) bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının da borçlu adına tesciline karar verir. Muvazaa iddiası, zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebildiği hâlde, iptal davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren en geç hak düşürücü süre olan beş yıl içinde açılması gerekir (İİK m.284). İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış iptal davasının amacı, alacaklının davaya konu mal üzerinde, cebri icra yolu ile alacağı miktarla sınırlı olarak hakkını almasını sağlamaktır. İİK’nın 277. ve izleyen maddelerindeki iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayalı olarak iptal davası açmasına engel değildir....
Davalı T10 vekili, cevap dilekçesinde, özetle; davanın muvazaa davası değil tasarrufun iptali davası olduğunu, tasarrufun iptali davalarında hak düşürücü sürenin 5 yıl olduğunu, tasarrufun iptali davasının ön koşullarının gerçekleşmediğini, tasarrufun hukuka uygun yapıldığını, iptali istenen tasarrufların değerinin gerçek alacak miktarından çok fazla olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T7 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın muvazaa hükümlerine dayanarak zamanaşımından kurtulmaya çalıştığını, davanın zamanaşımından dolayı reddi gerektiğini, tapu satışlarının rayiç değerden yapıldığını, 6 yıl sonra böyle bir dava açılmasının her türlü hüsnü niyetten yoksun kötü niyetli bir davranış olduğunu, iddiaların gerçek dışı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, tarafları ve konusu aynı olan 2009/48 esas saylı dava olduğundan derdestlik nedeniyle bu davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz ihale ile dava dışı 3.kişiye satıldığından ve ihale kesinleştiğinden davanın konusuz kaldığını, ihale ile satışın başka bir alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davası sonucu yapıldığını, terditli dava açılamayacağını, ihale bedelinin muvazaa nedeniyle iptal davasına konu olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur....
BK'nun 19.maddesine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işleminde muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Yine Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır....
in paylaşıma konu taşınmazla ilgili tasarrufun iptali davası açmadığı bu nedenle sıra cetvelinde yer alamayacağından sıra cetvelinde çıkarılmasına, İsmaile yönelik davanın reddine, asıl davada davacı ... her ne kadar davalı ...'nın alacağının muvazaalı olup gerçekte böyle bir alacak bulunmadığını iddia etmiş ise de; muvazaa iddiası ispat edilemediğinden ... 2. İcra Müdürlüğünün 2003/105 takip sayılı dosyada sıra cetvelinin alacak muvazaası nedeniyle iptali talebinin reddine karar verilmiştir....