Göre iptâl davası dilerse BK. mad. 18’e göre muvazaa davası (daha doğrusu, yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğu konusunda tesbit davası) açabilmelidir. Alacaklının, muvazaalı işlem hakkında iptal davası açamayıp, muvazaa davası açması gerektiğini savunmak, teorik esaslara uygun olmakla beraber, özellikle, muvazaa davalarında, muvazaa iddiasının isbatı konusunda alacaklılar çok güç durumda kalabilir. Gerçekten, muvazaanın üçüncü kişilerce isbatında yazılı delile gerek yok ve bu konuda tanık dinletilebilirse de alacaklı, muvazaa iddiasını kanıtlayabilmek için tanık beyanından da yararlanmıyor olabilir. Halbuki, iptal davasında davacı–alacaklı, borçlunun muvazaalı işlemi hakkında tanık dinletmeden de -dava konusu işlemin, kanunun öngördüğü belirli kimseler arasında veya belirli süreler içinde yapılmış olduğunu (İİK. mad. 278, 279, 280) kanıtlamak suretiyle- kendi yararına, tasarrufun iptali konusunda, mahkemeden bir karar alabilir....
Aile Mahkemesince; TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan karşı görevsizlik kararı verilerek görevli mahkemenin Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle merci tayini için dosyanın ilgili İstinaf hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacının dava konusu yaptığı ve evlilik birliği içerisinde edinildiği belirtilen aracın davalı eş tarafından diğer davalıya satışının muvazaalı olduğunu iddia ettiği anlaşılmıştır. Muvazaa 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı Kanunun 4.maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. İstek yönünden genel mahkemeler görevlidir....
Eldeki davada davacının amacı alacağını tahsil etmek olduğundan İİK'nin 283/1 madde gereğince dava konusu tasarrufun davacının kat'i aciz belgesindeki alacağı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken satışın muvazaa nedeniyle iptaline, taşınmazın eski malik ... adına yeniden tesciline karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 Sayılı HMK'nin geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı, davalı ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ...’nun 22.10.2003 tarihli 75.000.00YTL’sı 19.8.2003 tarihli 15.000.00YTL’sı kredi sözleşmelerinin müşterek ve müteselsil kefili olarak müvekkili bankaya borcu olduğunu, hakkındaki icra takiplerini karşılıksız bırakmak amacıyla 2543 ada 5 parsel’de tapuya kayıtlı 5 nolu taşınmazını 22.1.2004 tarihinde davalı ve aynı zamanda eşi olan ...’na, ...’nın da 11.5.2004’de davalı ...’a onun da 5.10.2004’de davalı ...’e sattığını belirterek, borçlu davalının eşine, eşinin de üçüncü şahıslara satış yoluyla devrettiği taşınmazın satışıyla ilgili tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
ya muvaazalı olarak sattığını, oysa gerçek satış niteliğinde olmayan bu işlem ile davacıya vasiyet edilen taşınmazın muvazaalı şekilde satışının yapıldığından, satışa yönelik tasarrufun ve tapunun iptali ile davacı, olmadığı takdirde vasiyetçi adına kayıt ve tescilini talep etmiştir. Yerel mahkemece, vasiyetçinin muayyen mal vasiyeti şeklindeki vasiyetinden her zaman rücu edebileceği, rücu halinde aranması gereken tek unsurun şekil şartına uymak olduğunu, bu takdirde satış sözleşmesinin içerisine girilerek muvazaa iddiasını araştırmaya olanak bulunmadığı, şekle riayet edilerek rücu hakkı kullanıldığından dava reddedilmiştir. Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve fakat gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeyen bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmaları olarak tanımlanabilir....
nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali talebi yönünden bir değerlendirme yapılmış, bu maddeye göre tasarrufun iptali talebinde bulunabilmek için geçerli bir alacak ve bu alacağa dayanılarak başlatılmış bir icra takibinin bulunması gerektiği, somut olayda, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/138 esas-2013/223 karar numaralı ilamı ile, davacı tarafından 2010/2076 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin zamanaşımı nedeniyle geri bırakıldığı, bu kararın Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği ve bu kesinleşmenin kendisine tebliğinden sonra davacının İİK.'nun 33/a maddesi uyarınca 7 gün içerisinde herhangi bir dava açmayarak bononun zamanaşımına uğradığının kesinleştiği, ayrıca söz konusu icra dosyasının incelenmesinde de dosyanın son olarak İİK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; genel muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,07.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) Yargıtaya Geliş Tarihi:04.11.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; muvazaa nedeniyle tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,9.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptali ve Tescil - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık mahkeme tarafından Borçlar Kanununun 18. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali olmadığında eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak istemi olarak vasıflandırılıp bu yönde hüküm kurulmuş olmakla, öncelikle inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı ... bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 30.04.2012 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, B.K.nun 18.maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Nevar ki, dosya Yüksek 14.Hukuk Dairesi görevsizlik kararı ile Daireye gelmiştir.Yargıtay Başkanlar Kurulunun 04.02.2010 tarih 3 sayılı kararı uyarınca Dairelerce görevsizlik kararı verildiğinde, ikinci dairece başka daireye gönderme kararı verilmeden, dosyanın doğrudan Hukuk Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerektiği karar altına alındığından, uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına 25.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....