İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Yapılan yargılama neticesinde özetle "DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; A)Davacının araç bedeline yönelik talebinin KABULÜ ile taleple bağlı kalınarak 85.000- TL'nin davalılardan Zekeriye Turan'dan tahsili ile davacıya verilmesine, B)Davacının hisse devrinin iptali ile davacı adına tescili ile şirket adına kayıtlı malvarlığı değerlerine dair alacak talebinin REDDİNE, C)Davacının tapu iptali ve tescil talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE," karar verilmiştir....
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davanın, davalının muvazaalı olarak şirket hisselerini devretmesine ilişkin 02/06/2017 tarihli Bakırköy 41. Noterliğinin 09190 yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesinin iptali ile davalı adına şirket payının tescili davası olduğu, dava dilekçesi, cevap dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; dava konusunun limited şirket hisse devri olup, bu hisselerin devrinin ne şekilde yapıldığı ve yapılması gerektiği, yapılan hisse devrinin geçerli olup olmadığı, muvazaa nedeniyle iptali gerekip gerekmediği hususlarında 6102 sayılı TTK'da ki ilgili hükümlerin uygulanması ve TTK'nın 4/1.a maddesi uyarınca davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davalılar vekillerince istinaf edilmiştir....
Davacı şirket ortağının açtığı dava; sahte evraklarla adına kayıtlı şirket hisselerinin iptali ile adına tescilli; şirket hisseleri davalılara sahte evraklar ile devir edildikten sonra şirket adına kayıtlı bulunan teknenin de davalıya devir edildiği ileri sürülerek yöneticinin sorumluluğu hükümleri dahilinde; muvazaa hukuksal nedenine dayalı satışın iptali ile yeniden şirket adına tescili istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde davacının dayandığı maddi vakıalara göre TTK 5. Kitabında yazılı Deniz Ticareti veya Deniz Sigorta hükümlerinin uygulanmasını gerektiren ,gemi mülkiyeti hükümlerinin uygulanması gereken bir uyuşmazlık sözkonusu olmadığı; eldeki davanın şirket ortaklığından kaynaklanan uyuşmazlık olarak kabulü gerektiği, dayanılan hukuksal nedene göre mahkemenin eldeki davaya bakmaya görevli bulunduğu sonucuna varılmaktadır....
Esas sayılı dosyasında müflis şirket aleyhine takip başlattığı, müdahil ...AŞ'nin söz konusu bononun muvazaalı olarak düzenlendiği iddiasıyla davacı ve müflis şirket aleyhine tasarrufun iptali davası açtığı, tasarrufun iptali davasında müflis şirket hakkında iflas kararı verilmesi nedeniyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline karar verildiği, kararın yargılama giderleri yönünden temyizi üzerine Yargıtay 17....
Yukarıda açıklandığı üzere somut olayda, davacının muvazaa iddiasıyla davalılar arasında yapılan şirket hisse devrine yönelik tasarrufun iptali isteğinde bulunduğuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olup dava, ticaret mahkemesinin görev kapsamı dışında kalmaktadır. Bu durumda Mahkemece davada genel mahkemenin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile işin esası incelenerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/588 KARAR NO:2024/317 DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payının Devri İşleminin Önalım Hakkı Nedeniyle İptali) DAVA TARİHİ: 09/08/2022 KARAR TARİHİ: 21/03/2024 DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu 09/08/2022 tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin dava dışı-------nezdinde %33 ortaklığa sahip olduğunu, şirket hisselerinden esas sözleşmeye aykırı olarak davalıya 3 adet satış yapıldığını, ilk satışın -----tarafından %2 hisse devrinin olduğunu, ön alım hakkı kapsamında işbu hisse devrinin iptali ile %2'lik hissenin adına tescili için ----- dosyasında açılan davada Mahkemece hisse devrinin iptaline ve %2 şirket hissesinin adına tesciline karar verildiğini, ilgili kararın istinaf aşamasında olduğunu, devamında ise ------- hisse devri yapılacağının şirket ana sözleşmesinin ilgili hükümleri gereğince teklif verme hakkını kullanması için müvekkiline ihbar edildiğini, müvekkilinin ise 17.07.2014 tarihinde 1....
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, davalılar arasındaki yakınlık, hisse devrinin gerçek bedelin çok altında bedelle yapılmış olması, davalılar arasındaki işlemin gerçek bir alışveriş olmadığı, amacın davacıyı zarar uğratmak olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın tasarrufun iptali davası olması nedeniyle mahkemenin görevli olmasına, davalı ... ile ...'...
ın baba-oğul olduklarını, daha önce diğer davalı ... şirketinde ortak olarak ticaret yaptıklarını, davacı babanın oğlunun yaşlılığında kendine bakacağı taahhüdüne güvenerek şirketteki hissesini bedelsiz olarak oğluna devrettiğini, ancak taahüdünü yerine getirmediğini, bu hisse devir işleminin muvazaa sebebiyle iptali gerektiğini, kaldı ki devir sonrası şirket ana sözleşmesi tadil işleminin de usulünce yapılmadığını ileri sürerek batıl olan hisse devir sözleşmesi nedeniyle davacının şirkette halen ortak olduğunun tespitine, mahkeme sözleşmenin batıl olduğu kanaatinde değilse hukuka aykırı bulunan 29/12/1993 tarihli hisse devir sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep ve etmiştir. Davalılar vekili; 1993 yılında yapılan hisse devir sözleşmesinin geçerli olduğunu, davacının bu işleme karşı dava açma hakkının zamanaşımına uğradığını, hisse devrinin bedel mukabilinde yapıldığını ve sözleşmede bedelin nakden ve defaten ödendiğinin yazıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; iptali istenen hisse devrinin 02/02/2016 tarihinde gerçekleştiğini dava tarihi olan 01/07/2021 tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin dolduğunu, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen sözleşmenin dava konusu hisse devrinden oldukça sonraki bir tarih olduğunu, bu nedenle tasarrufun iptalinin talep olunamayacağını, davacı tarafından davalı T4'a 130.000,00- TL ödendiğini, ödemenin iadesi konusunda ne dava dışı şirket, ne de davalı Onur Kılıç'ın hiçbir sorumluluğu olmayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ''....Dava tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali ile borçlu olunduğunun tespiti davasıdır. Davacı tarafa iptali istenen tasarrufla ilgili davasını İİK 277 ye mi TBK 19 a mı dayandırdığı noktasında açıklama yapması istenmiş olunup,davacı taraf 26.04.2022 tarihli beyanında İİK 277 ye davasını dayandırdığını açıklamıştır....
, şirket üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkuller, şirket banka hesapları, şirket çek defterleri üzerine ve şirket hisselerine tedbir konulmasını talep ettiklerini, şirket hisseleri ve şirket üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin, şirket banka hesapları, şirket çek defterleri üzerine üçüncü kişilere devrini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir konulması taleplerinin reddi halinde ise, veraset ilamında mevcut olan hisse oranı doğrultusunda müvekkiline ait olan hisse ve şirket üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkuller, şirket banka hesapları, şirket çek defterleri üzerine miras hakkı oranında tedbir konulmasını talep etmek gerekliliğinin hasıl olduğunu, mahkemenin kayyım atanması ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddi yönündeki kararının yapılacak olan istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, müvekkilinden mal kaçırma ihtimaline binaen ......