Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere dairemiz, muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarını incelemekle görevlidir. Nitekim muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davaları kaynağını 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı içtihadı birleştirme kararından almaktadır. Söz konusu karar, sadece taşınmazlara ilişkin bir karar olup ancak taşınmazlara yönelik muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında uygulanmaktadır. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2015/8732 Esas 2018/8554 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere araçlar, trafik kaydına tescil edilseler dahi 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı araç devirleri açısından uygulanamayacak ve bu sebeple muris muvazaasına dayalı olarak iptal davası açılamayacaktır. Ancak, araç devirlerinde TBK.nun 19. maddesine istinaden genel muvazaa iddiasına dayalı olarak dava açılabilecektir....

Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir.İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

    BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanmıştır....

    Konunun aydınlatılması bakımından genel olarak mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18.maddesinde (yeni 6098 s.TBK 19.m) düzenlenen genel muvazaa ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarına değinilmesinde yarar bulunmaktadır: 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 18.maddesinde; (Yeni 6098 sayılı TBK 19.madde) “Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Tahriri borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisabeden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz.” hükmü ile genel muvazaa düzenlenmiştir....

      da iptali gerektiğini, bu nedenle davacı müvekkil bakımından davalıların, alacaklı müvekkili zarara uğratmak kastıyla yaptıkları tasarrufun İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, TBK m.19 kapsamında inceleme yapıldığı takdirde dava konusu iddianın, taşınmazın aynına ilişkin olmaması yani alacağın tahsiline yönelik olması nedeniyle İİK. m. 283/ı ve kıyasen uygulanarak ‘tapu iptali ve tescile gerek olmaksızın' dava konusu taşınmazın cebren haczi ve satışına karar verilmesine, mahkemce İİK M. 280 vd. maddeleri uyarınca inceleme yapılacak ise davacı müvekkile, dava konusu taşınmaz üzerinde trabzon icra dairesinin 2019/30169 e. sayılı dosyalarıdaki alacak ve tüm fer’ ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine, taşınmazın dava sırasında veyahut davadan önce dava dışı dördüncü kişilere devir ve temlik edilmesi halinde davanın, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine...

      maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. TBK'nun 19 muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda ise; 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

      TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Bu bilgiler ışığında dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, borçlu T7 ile üçüncü kişi T6 arasında muvazaa olgusunun ispat edilememesine, üçüncü kişi davalı T6 ile dördüncü kişi T5 arasındaki işlemin kötüniyetli olduğunun ispat edilememesine göre mahkemece TBK m.19 yönünden açılan davada davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

      İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....

        davalılar adına muvazaa nedeniyle yapıldığı gerekçesi ile Borçlar Kanunu gereği iptal edilerek borçlu T4 üzerine tekrar tesciline veya cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yetki vermek üzere iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalılar; aciz belgesi olmadığından davanın ön koşul yokluğundan ve nihayetinde esastan reddinin gerektiğini savunmuşlardır....

        KARŞI OY YAZISI Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu işlemin muvazaalı olduğu yönündeki Dairemiz çoğunluğunun düşüncesine iştirak edildiğinden bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır....

          UYAP Entegrasyonu