"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Asıl ve birleştirilen davada davacılar mirasbırakan babaları ...’ın 223 ada 732 parsel sayılı taşınmazı, davalı oğlu yararına diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 1993 yılında dava dışı dayıları ...’ya, adı geçenin de 1996 yılında davalıya satış yolu ile temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu 223 ada 732 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı taktirde bedelin tahsilini istemişlerdir. Davalı, dava konusu taşınmaz üzerine kendi imkanlarıyla ev yaptığını ve bu kısmın tapusunu almak istediğinde mirasbırakanla anlaşamadığını, mirasbırakanın taşınmazı dava dışı dayısı ...’ya sattığını, 3 yıl sonra taşınmazı dava dışı dayısından satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava terditli dava şeklinde açılmış, ihtiyati tedbir talepli taşınmaz satış sözleşmesine (yüklenicinin temlikine) dayalı tapu iptali ve hacizler terkin edilerek tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin olup doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Dava konusu taşınmaz daire niteliği ile davalı şirket adına tapuda kayıtıldır. Davacının terditli taleplerinden ilki tapu iptali ve hacizler terkin edilerek tescil istemli taşınmazın aynına ilişkin olup davaya konu taşınmazın yargılamanın devamı sırasında devredilmesi ve elden çıkarılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir....
Nitekim aşamalardaki ve hatta istinaf dilekçesindeki beyanlarda davacının asıl gerekçesinin muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olduğu ve ilk derece mahkemesince de davanın muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemi olarak değerlendirilerek karar verildiği anlaşılmakla iş bu dosyayı inceleme görevinin Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin 01.07.2022 tarih ve 1047 sayılı kararının 4. Hukuk Dairesi iş bölümünün 1. Maddesinde yer alan " TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, " ibaresi gereğince incelemenin 4. Hukuk Dairesine ait olduğu, Dairemize ait olmadığı anlaşılmakla Aidiyet (Gönderme) kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonucunda dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4....
DELİLLER : Tapu kaydı, resmi senetler, Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali, haciz ve takyidattan ari tescil, ipotek ve hacizlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipotek, haciz ve takyidatların terkini, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Davalı T18 A.Ş....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL VEYA TENKİS Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, mirasbırakan ...'ın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 73 ve 265 parsel sayılı taşınmazlarını bağış suretiyle oğlu davalı ...'a, 226 parsel sayılı taşınmazını ise ölünceye kadar bakma akdiyle torunu davalı ...'ya temlik ettiğini, murisin bakım ihtiyacının bulunmadığını, saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaline ve miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı taktirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, bakım ihtiyacı olan murise ve eşine yıllarca baktıklarını, bağışta muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini, mal kaçırma amacının bulunmadığını, bakım ödevinin yerine getirildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, asıl davada davalı ...'a yapılan bağışın muvazaalı olmadığı, birleşen davada, davalı ...'...
Dava konusu somut olayda davacı tarafından davalılar aleyhine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenmiş değerinin tahsili istemli terditli dava açıldığı, davacının birincil talebinin taşınmazın aynına yönelik olduğu, davacıların talebinin tapu iptali ve tescil davasına konu davalılar adına kayıtlı hisselerin devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir konulmasından ibaret olduğu açıktır. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Davacılar iddianın ispatı yönünden tapu kaydına, keşif, bilirkişi, satış vaadi sözleşmesi ve diğer yasal delillere dayandığı sabittir....
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis ve bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.05.2018 Salı günü saat 09.50'de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis, bu da olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21/10/2011 ve birleştirilen davada 25/11/2016 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl davada tapu iptali ve tescil veya tazminat, birleştirilen davada tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne, asıl davada davalı ... Belediyesinin tapu iptali ve tescili yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 01/07/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı ..., birleştirilen davada davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde ödenen bedelin tahsili, birleştirilen dava tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, davalı ile ortak mirasbırakan anneleri ...'ın kayden maliki olduğu 174 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 26.11.2013 tarihinde davalıya ölünceye kadar bakım akdi ile devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olduğunu, davalının mirasbırakanın bilgisizliği ve tecrübesizliğinden faydalanarak dul aylığı bağlatmak bahanesiyle kandırıp taşınmazın adına devrini sağladığını, mirasbırakana bütün çocukları tarafından bakıldığını ileri sürerek tapu iptali ile miraspayı oranında tescil, mümkün olmadığı taktirde tenkis isteminde bulunmuşlardır. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, 1995 yılından ölümüne dek murise baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, bakım borcunun yerine getirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Ancak bu aşamada şu hususu özellikle vurgulamak gerekir ki alacaklı, borçlunun mal kaçırmak amacıyla tasarrufta bulunduğu kanaatine vardığında önünde seçimlik iki hak vardır: Koşulları varsa İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve özel nitelikte koruma sağlayan tasarrufun iptali davası veya TBK’nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açabilir. Diğer bir deyişle İİK anlamında alacaklı ve dolayısıyla dava açmakta hukuki yararı olduğunu ispat eden herkes iptal davası yerine genel muvazaa davası da açabilir. Davacının bu anlamda seçim hakkı veya terditli dava açma hakkını kabul etmek gerekir. Ancak İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasını açma koşulları bulunmayan kişinin açtığı genel muvazaa davasında, tapu iptali ve tescil yerine davalıya ait taşınmaz üzerinde alacak ve ferileriyle sınırlı olmak kaydıyla davacıya haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi şeklinde hüküm kurulması mümkün değildir....