Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 277 nci maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3 üncü kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3 üncü kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....

Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir. Hemen belirtmek gerekir ki; ihtiyati tedbir talebini inceleyen hakimin davanın esası hakkındaki hükmünü peşinen ihdas ettiğinden söz edilemez. İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak (kanunen gerektiği için) açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir. Somut olayda; davacılar vekilinin dava dilekçesinde tedbir talebinde bulunması nedeniyle 04/09/2020 tarihli ara kararı ile tedbir talebinin kabulüne yönelik kararın verildiği, bu karara itiraz sonucunda itirazın reddi kararı sonucunda davalar vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır....

Maddesi Gereğince Genel Muvazaa Nedeniyle KARAR : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şahısların murisi Kazım Özdemir arasında Yozgat 1. Noterliğinin 26.04.2012 tarih ve 4000 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre Yozgat İli Merkez İlçesi Eskipazar 2....

TBK'nın 19.maddesine dayalı muvazaa iddiası kapsamında davacının haklı olduğuna dair yeterli delil sunması ve ihtiyati tedbir verilmesini temin edecek somut olgular sunması sonrası tedbir kararı verilebilir ise de, dosyanın mevcut hali itibariyle davacının haklılığını ispat edecek yeterli delil bulunmadığı ayrıca gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hallerin de bulunmadığı dikkate alındığında tedbir kararının doğru olmadığı, davalı tarafça yapılan itirazın yerinde olduğu bu nedenle ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılarak itirazın kabulü ile tedbirin kaldırılması yönünde dairemizce karar verilmesi gerekir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, tedbir nafakası kararının muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle durumun değerlendirilmesi görevi 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 25.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava konusunun davacı şirket alacağının tahsili amacına yönelik olması gözetildiğinde, davanın muvazaa (TBK m.19) hukuki olgusuna dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında kıyasen uygulanabilecek nitelikte olan İİK'nin 281/2'nci fıkrası uyarınca iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz düzenlenmiş ise de ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu oluşturmayan malvarlığı hakkında verilmesinin mümkün bulunmaması nedeniyle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmakla, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin Bursa 8....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakasının muvazaa nedeniyle kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davalı ... vekili olarak temyiz kanun yoluna müracaat eden Av....'in, dosya içerisinde vekaletnamesine rastlanılamamıştır. Adı geçen vekile ait vekaletname ibraz edildiğinde, dosyaya konularak, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu nedenle, ihtiyati tedbir kararına konu şirket hisseleri uyuşmazlığın aynına ilişkin olmadığından, mahkemece verilen tedbir kararında ve buna bağlı olarak da, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının ve ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir....

      G E R E K Ç E: Muvazaa nedeniyle Marka Devir Sözleşmesinin iptali ile, davaya konu markanın davacı şirket adına tescili davasında, mahkemece davacı vekilinin markanın yargılama süresince üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönündeki tedbir talebi kabul edilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda tedbir koşullarının oluşmadığını ileri sürmüştür. Dava marka devrinin iptali ile markanın davacı adına tesciline ilişkin olup, usul ekonomisi ve yargılamanın taraf değişikliği nedeniyle sürüncemede kalmaması açısından, dava konusu markanın yargılama süresince üçüncü kişilere devrinin tedbiren engellenmesine karar verilmesi kararı yerindedir. Dosya kapsamına celp edilen kayıtlar, marka tescil kaydı, devir sözleşmesi, İstanbul Anadolu 4....

        Maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK 390/3. Maddesine göre, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. HMK 391. Maddesinde, ihtiyati tedbir kararının şekil şartları belirtilmiş, mahkemenin ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararının bu şekil şartlarına uygun olduğu anlaşılmıştır. HMK 392.maddesinde (1) İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

        UYAP Entegrasyonu