Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaldı ki; davada davacı lehine İİK 281/2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmiş olup, davacının talep ettiği hukuki koruma sağlanmış olmakla davacının ihtiyati tedbir talebinde hukuki yarar kalmamıştır." gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; ret kararının doğru olmadığını, taşınmazın değerinin çok altında satılmış olması ve diğer delil durumu nedeniyle muvazaalı yapıldığının açık olduğunu, HMK'nun 389. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, her ne kadar ihtiyati haciz kararı verildiğinden bahisle müvekkilinin sağlamış olduğu hukuki korumanın gerçekleştiği belirtilmiş ise de dava konusu taşınmaz halen TOKİ adına kayıtlı olması nedeniyle ihtiyati haczin uygulanamadığını belirterek bağımsız bölümün 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir....

Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava;araç satış sözleşmesinden kaynaklı, hileye ilişkin irade sakatlığı ve muvazaa iddiasına dayalı satış sözleşmelerinin iptali, aracın davacıya ait olduğunun tespiti ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde araç rayiç bedelinin davalılardan tahsili istemlidir. Davacı vekili, dava konusu aracın başkalarına devrinin engellenmesi amaçlı araç üzerine teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece 30/09/2022 tarihli tensip ara kararı ile bu yöndeki talebin kabulüne ve dava konusu 34 XX 696 plakalı aracın üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, davalı T3 vekilinin söz konusu tedbir kararına süresi içerisinde itiraz etmesi üzerine duruşma açılarak; "mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının koşullarında değişiklik olmadığından davalı T3 ihtiyati tedbir ara kararına itirazlarının reddine," şeklinde karar verilmiş, karar süresi içerisinde davalı T3 vekili tarafından istinaf edilmiştir....

HMK'nun 389. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında verilmesi mümkün olup, davanın konusunu oluşturmayan hususların anılan madde kapsamında ihtiyati tedbir kararına konu olması mümkün değildir. Tasarrufun iptali davalarına esas İhtiyati haciz ise İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir, amacı, şartları ve sonuçları itibariyle birbirinden farklı geçici hukuki korumalar olup, mevzuatımızda ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir veya ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati şeklinde bir düzenleme bulunmamaktadır....

D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nın 19.maddesine dayanan muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, davalının ihtiyati tedbire itirazı üzerine, itirazın reddine karar verilmiş, karar davalı Zafer Yıldırım tarafından istinaf edilmiştir. İhtiyati tedbir 6100 Sayılı HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilebilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir....

düzeltilmesi gerektiğini, taşınmazın devrini konu alan 01/02/2017 tarihli ve 3529 yevmiye numaralı satış sözleşmesinin, TBK'nın 19.maddesi uyarınca muvazaa ve gizli bağışlama sözleşmesinin de şekle aykırılık nedeniyle geçersizliğinin tespitine ve yolsuz tescilin terkinine ayrıca taşınmazın tapu kütüğüne teminatsız olarak taşınmazın tahliyesinin durdurulmasının ihtiyati tedbir şerhinin konularak durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Talep; BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davası olup verilen ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itirazın reddi nedeniyle davalı Zeynep tarafından yapılan istinaf incelenmesi istemine ilişkindir. BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davasında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "muvazaa" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda verilmesi gereken hukuki koruma ihtiyati tedbir kararı olmayıp şartların varlığı halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 281/2 madde gereğince ihtiyati hacizdir. Somut olayda davacının eldeki davadaki amacı, alacağını tahsil etmeye yönelik olup şahsi hakka dayalıdır. İİK.nın 281/2 maddesi uyarınca “hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir....

Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277. ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır....

Anılan hükümler neticesinde mahkememizce davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi üzerine dosya incelenmiş ve talebin kabülüne karar verilmesi gerektiği değerlendirimiş ise de zuhulen talebin kabulü ile ilgili bir arar karar yazılmadığı ve teminat konusunun karar altına alınmadan doğrudan bu hususta Niksar Tapu Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmak sureti ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş olup , 28/09/2020 tarihinde dava konusu taşınmaza ilişkin tapuya ihtiyati tedbir tesis işlemi yapılmıştır. Davalılar vekilinin 02/12/2020 havale tarihli dilekçesi ile verilen ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz etmiş, taraflara ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itirazın değerlendirilmesi için duruşma günü bildirir tebligat yapılmıştır....

Davaya konu olan ve tedbir konulması talep edilen taşınmazın davalılara ait olmaması nedeniyle davada taraf olmayan kişiye ait taşınmaza tedbir konulmasına yönelik karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle tedbir talebinin reddi yerindedir. Ayrıca davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinin başlık bölümünde tehir-i icra talepli olduğuna ilişkin şer yer almış ise de sonuç kısmında tehiri icra talebinin olmadığı, tehir-i icra harcının yatırılmadığı, ayrıca mehil vesikasının sunulmadığı anlaşılmaktadır....

Bu itibarla eldeki davanın muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali davası niteliğini taşıdığı; talbin de tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haciz niteliğindeki talebin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkin olduğu kabul edilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK'nin 389 uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta, davacının eldeki davayı alacağının tahsili amacına yönelik açtığı anlaşılmaktadır....

UYAP Entegrasyonu