Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 05/12/2019 (Karar) - 10/02/2020 (Ek Karar) NUMARASI : 2019/345 ESAS 2019/1004 KARAR DAVA KONUSU : Hisse Devrinin İptali - Tescil - Alacak KARAR : Taraflar arasındaki hisse devrinin iptali, tescil ve alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalılar Ercan Kolay, Rahmi Hamurcu, T3 ve T2 hakkındaki davalarının pasif husumet yokluğu nedeniyle ayrı ayrı reddine, davacının davalılar T5 Mehmet Kolay ve Süha Beton Turizm İnşaat Ticaret Sanayi ve Ltd. Şti.hakkındaki davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine mahkemece süre yönünden istinaf talebinin reddine yönelik olarak verilen ek karara karşı davacı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

ve 23.05.2019 tarihli bir Protokol daha bulunduğunu, 23.05.2019 tarihli Protokolün muvazaa nedeniyle hükümsüzlük-ortadan kaldırılması istemiyle de ... 25.Asliye HM'nin ...E dosyasında dava açtıklarını ve yargılamanın devam ettiğini, davalılar arasında akdedilen diğer Protokol olan 01.07.2015 tarihli Protokolün de muvazaa nedeniyle kesin hükümsüz-geçersiz olduğunu, bu sefer 01.07.2015 tarihli Protokolün hükümsüz olduğunun tespiti ve geçmişe şamil olarak ortadan kaldırılması ile şirket hisselerinin hak sahiplerine iadesi istemli işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını, davalı ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı ...'a ait hisseyi devralan müvekkilinin kooperatif üyeliğinin mahkemece tespit edildiğini, davalı kooperatifin bireysel mülkiyete geçtiğini ileri sürerek, davalı kooperatif adına kayıtlı 6 numaralı bağımsız bölümün davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının hisse devraldığı ...'ın parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden ihraç edildiğini, hisse devrinin de muvazaalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, hisse devrinin, dairenin devrini de gerektirmediği, davacının hisseyi devraldığı ...'...

      Mahkemece, davalı Kurumun, davacının ortağı olduğu limited şirketin.... ayları arası prim borçlarından dolayı, davacıya tebliğ edilen ödeme emrinin ve takibin, davacının şirketteki hisselerini devretmesi nedeniyle iptaline karar verilmiş ise de, davacının, limited şirket ortağı olarak sorumluluğunun belirlenmesinde; hisse devrinin 3.kişi konumundaki Sosyal Sigortalar Kurumu bakımından hüküm ifade edebilmesi için, Ticaret Siciline tescil ile, Türk Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmesi yasa gereği olup, dosya içeriğinden, işbu hisse devrinin Ticaret Sicilinde tescil ve ilanı koşulunun 24.01.2008 tarihinde yerine getirildiğinin anlaşılması karşısında; davacının ödeme emrine konu prim borcu ve ferilerinden 6183 sayılı Yasanın 35/1 maddesinde öngörülen biçimde sermaye hissesi oranında doğrudan doğruya sorumlu olduğunun ve 2008/1.ayına ait prim borçlarından sorumlu olmadığının düşünülmemesi isabetsizdir. ./.....

        Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının sonucunun beklenmesine, muvazaa iddiasıyla irade sakatlığı iddiasının aynı anda ileri sürülmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi mantık kurallarına da aykırı olduğunu, muris muvazası hukuki sebebine dayanılarak hisse devrinin iptali ve tescil talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, şirket hisse devrinde muvazaanın söz konusu olmadığını, hisse devri işlemi yapılırken murisin tasarruf ehliyetinin tam olduğunu, tenkis talebinin yersiz olduğunu, davacı yanın alacak talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, murisin davacı aleyhine boşanma davası açmış olmasının murisin davacıyı mirasçılıktan çıkarma iradesine sahip olduğunun açıkça ortaya koyduğunu bu nedenlerle öncelikli olarak 13/08/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının tamamen kaldırılmasına, aksi kanaatte olunacak olursa uyuşmazlık konusu olan 100 adet 100 TL nominal değerli 4. tertip nama yazılı A grubu şirket hissesini aşan kısım yönünden ihtiyati tedbirin kaldırılmasına,...

        Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının sonucunun beklenmesine, muvazaa iddiasıyla irade sakatlığı iddiasının aynı anda ileri sürülmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi mantık kurallarına da aykırı olduğunu, muris muvazası hukuki sebebine dayanılarak hisse devrinin iptali ve tescil talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, şirket hisse devrinde muvazaanın söz konusu olmadığını, hisse devri işlemi yapılırken murisin tasarruf ehliyetinin tam olduğunu, tenkis talebinin yersiz olduğunu, davacı yanın alacak talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, murisin davacı aleyhine boşanma davası açmış olmasının murisin davacıyı mirasçılıktan çıkarma iradesine sahip olduğunun açıkça ortaya koyduğunu bu nedenlerle öncelikli olarak 13/08/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının tamamen kaldırılmasına, aksi kanaatte olunacak olursa uyuşmazlık konusu olan 100 adet 100 TL nominal değerli 4. tertip nama yazılı A grubu şirket hissesini aşan kısım yönünden ihtiyati tedbirin kaldırılmasına,...

          sürülmüş olduğu, TBK 19. maddesi ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca resmi işlemin tarafı olan bir kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacak olması (Yargıtay 6.HD 2011/14696 E., 2012/2940 K.,27/02/2012 T. ilamı ve bu minvalde benzer kararları) nedeniyle bu iki taşınmaza ilişkin muvazaa iddialarının reddi gerekmiş, diğer muvazaa iddiasının bulunduğu 5057 ada 6 parseldeki 3 numaralı bağımsız bölümün 1/2 hissesine ilişkin olarak ise davalı T5'in beyanı, davalı T3'in gerçek satışı ve bedel ödendiğini ispat edememesi, devir sırasında davalı Emel'in davalı Mehmet'in eşi olması nedeniyle bu taşınmaz devrinin muvazaalı olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne..." karar verilmiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18.12.2020 tarihli, ihtiyati haciz talebinin reddi NUMARASI : 2020/374 DAVA KONUSU : Şirket Pay Devrinin İptali KARAR : İhtiyati haciz talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babası merhum Atilla Uras ile T3 arasında 07.09.2017 tarihli “Hisse Satış Sözleşmesi” ve 15.01.2018 tarihli “Hisse Satış Sözleşmesine Ek Protokol” adı altında sözleşmelerin imzalandığını, bu sözleşmeler uyarınca merhum Atilla Uras'ın, Ufuk Turizm İşletmeleri San. ve Tic....

          A.Ş. olan şirketteki davalı hisselerinin davacının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine ve murisin ölüm gününden itibaren fazla ve sair haklarının saklı kalmak üzere 10.000 TL ecri misil tazminatının en yüksek ticari faiziyle ödenmesine kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, limited şirket hisse devrinin yasal şartlara uygun yapıldığı, tarafların şirketin nevi değiştirdiği 2009 yılına kadar Ltd. Şti. ortağı, nevi değiştirdikten sonra A.Ş. ortağı olarak olağan genel kurul toplantılarına katıldıkları, yaklaşık 20 yıldır toplantı tutanaklarında isimlerinin yanında hisse miktarları da yazılı iken tutanaklara imza attıkları, davacının hisse miktarını yeni öğrendiğinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğu, işbu davayı açmasının iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            Hisse devrinin iptali davası, her ne kadar davacı hali hazırda şirkete ortak olmasa da ortaklık sıfatından kaynaklanmakta olup, bu davada, HMK'nın 14/2 maddesi gereğince ve davalı şirketin tescilli faaliyet merkezinin bulunduğu yer olan Ankara Mahkemeleri kesin yetkilidir. Bu nedenle mahkemece, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı tarafça, hali hazırda davanın taraflarının şirket ortağı olmadığı ve bu nedenle HMK'nın 14/2. Maddesinin uygulanamayacağını ileri sürmüş ise de, davanın öncelikle hisse devrinin iptaline ilişkin olması ve bu davanın ortaklık ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle davacının bu iddiası dinlenebilir değildir. HMK'nın 355....

            UYAP Entegrasyonu