Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozma ilamına uyularak dava konusu yapılan hisse devrinin davalı şirketin anonim şirket olması ve hisse senedi çıkartıldığına ilişkin bilgi olmaması sebebiyle herhangi bir şekle bağlı olmadan yapılabileceği, davacıların hisse devrinin yönetim kurulu kararı alınarak yapıldığı, o zaman diğer davacılar küçük olduğu için davacı ...'un hem kendi .../... -2- adına hem de diğer davacılar adına yönetim kurulu kararını imzaladığı, bu karardaki imzaların sahteliğinin ileri sürülmediği, bu nedenle yapılan hisse devrinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, tapu iptali ve tescil talebiyle ilgili açılan dava açısından ise davacıların kendi adlarına tescili isteyemecekleri, ancak davalı şirket adına isteyebilecekleri gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 27.05.2013 tarihli kararı ile onanmıştır. Davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

    Her ne kadar davacı, dava dilekçesinde hisse devir sözleşmesi, hisse devrinin onayına dair genel kurul kararının sahteliği iddiasında bulunmuş ise de, duruşmadaki beyanında, hisse devrine ilişkin noter sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş olup, yokluğunda yapıldığı için sahtelik iddiasında bulunduğu hisse devrinin onaylanmasına dair iptali istenen genel kurul kararının, TTK nun 595. ve müteakip maddelerine uygun olduğu, keza limited şirket hisse devri sözleşmenin yapılması ile değil, hisse devrinin genel kurul tarafından kabulü ile geçerli hale geldiğinden, henüz genel kurul toplantısı yapılıp hisse devri onaylanmayan hisseyi devralan paydaşın genel kurula katılma hakkı bulunmadığından, yokluğunda hisseyi devreden şirket ortağının katılımı ile alınan genel kurul kararının iş bu nedenle usul ve yasaya uygun olduğu, yoklukla malul olmadığı kanaatine varılmıştır....

      ın bu senetleri satın alacak herhangi bir geliri bulunmadığını ileri sürerek, hisse senetlerinin adına tesciline, olmadığı takdirde nominal ederi 80.640 TL olan hisse senetlerinin piyasa alım-satım bedellerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, dava konusu hisse senetlerinin müvekkili tarafından satın alındığını, evinden hiç parasız atılması üzerine de davalı kızına devredilmek zorunda kalındığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, davacının davalı ...’e yaptığı hisse devrinin taraf muvazaası niteliği taşıdığı, yazılı sözleşmeye karşı muvazaa iddiasının HUMK’nun 288. ve 290. maddelerine göre ancak yazılı delille kanıtlanabileceği, davacı tarafın davasını ispatlar yazılı bir belge sunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat ile vekaleten yapılan işlemin iptali istemine ilişkin olduğu tespitinde bulunularak hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Davacının talebi vekaleten yapılan hisse devrinin de iptaline yöneliktir. İncelenen dosyada, karar defterinde söz konusu hisselerin daha sonradan da bir kaç kez el değiştirdiği, davalının vekaleten hisseleri sattığı ilk hisse sahibi ve sonradan yapılan satışla hisse sahibi olan şahıslar ile şuanda hisseye sahip olan şahsın dosyada taraf olmadığı anlaşılmıştır. Karar defterine göre vekaleten yapılan hisse devrinden sonra aynı hisselerin el değiştirdiği anlaşıldığından davada taraf olmayan kişiye ait hisse devrinin iptalinin yapılması savunma hakkının kullanılmasını engellemiştir....

        GEREKÇE: Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Açılan dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tekne ve kooperatif hisse devrinin iptali, davacı adına tescili, mümkün olmaması halinde gerçek değerlerinin ödenmesi istemine ilişkindir. Muris tarafından, kendisine ait teknenin davalı oğlu T3 tarafından vekaletname ile satıldığı, satışa ilişkin bilgi ve izninin olmadığı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle satışa ilişkin sözleşmenin iptali, kendi adına tescili, ayrıca kooperatif hisse devir sözleşmesinin iptali ile kendi adına tescili, mümkün olmaması halinde bedel iadesi talebinde bulunmuştur. Muris tarafından davalı oğlu T3'a Bodrum 6....

        un hisseleri iade etmediğini ileri sürerek hisse devri işleminin iptalini, bunun mümkün olmaması halinde ise zararlarının karşılanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; protokoldeki imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca protokolde davacının adı, imzası ve davacıya dair hiçbir ibare yer almadığını, 28.04.2007 tarihli sözleşme ile davacının hisselerinin devrini taahhüt ettiğini, hisse bedellerinin davacıya ödendiğini, davacının hisse devrini dilekçe ile şirkete bildirmesi ile de hisse devrinin yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....

          Gizlenen işlem ise tarafların iradelerinin örtüşmesi nedeniyle kendi şartlarını taşıyorsa geçerli olur. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının da düzeltilmesine karar verir. Yargıtay HGK E. 1981/1- 497 K. 1983/719 T. 22.6.1983 sayılı kararında; Hâkimin muvazaayı istek olmaksızın re’sen göz önünde tutması gerektiğine; muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zamanın geçmesi ile görünüşteki işlemin geçerli hale gelmeyeceği kuşkusuz bulunduğuna; muvazaanın gerek def’in ve gerekse dava yoluyla her zaman ileri sürülebileceğine, bir başka ifade ile muvazaa iddialarında zamanaşımı söz konusu olmadığı belirtmiştir. Muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temliki yapılmışsa bu tescil yolsuz bir tescil hükmündedir. Tapuda yapılan temlik ve tesciller ile ilgili işlemler olduğundan tapunun dayanağı sözleşme geçersiz ise tapu kaydının da Medeni Kanunun 1025. maddesine göre iptali gerekir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ---- uyarınca salt çoğunlukla alınabilecek kararlar olduğunu, hissedarlardan---- tarihinde şirketin ortağı olduğunu bu nedenle her türlü kararır alınmasına katılabileceğini, ortaklardan --- mal ayrılığından dolayı aldığı hisselerin davasının görüldüğü ----- sayılı dosyada verilen karar ile davacıların muvazaa nedeni ile açtıkları iptal davasının reddedildiğini, davacıların --- yıllında açtıkları muvazaa davasının müvekkil aleyhine sonuçlanması üzerine kararı temyiz ettiklerini ------ ortada geçerli bir sözleşme olduğundan bahisle kararın bozulduğunu, bunun üzerine davacıların karar düzeltme talep ettiğini ancak bu talebin reddedildiğini, ---- geçerli olduğunun ortaya çıktığını, ---- iptali için açılan davanın --- geçerek kesinleştiğini, hisse devrinin ---- evli olduğunu, aralarında mal ortaklığı rejimi bulunduğunu dolayısı ile bu tarihte alınan ---hissenin kesinleşmiş mahkeme kararı karşısında ---- olduğunu, ---- sermaye artışının şirketin kaynaklarından...

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece, hisse devrine ilişkin protokolde devir alan olarak gösterilen ... İş Sağ. ve Güv. Tek. Hiz. Don. Dan. Tic. Ltd. Şti.’ne hissenin devredilmediği, protokolde imzası bulunmayan ...’a hisse devrinin yapıldığı, bu anlamda davacıya hisse devrinin yapıldığının kabul edilemeyeceği, ayrıca davalı şirketin unvanı ve onun adına yetkilisi tarafından protokolün imzalanmamış olması nedeni ile davalıyı da bağlayıcı olmadığı, hisse devrinin Yasadaki prosedüre uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunun bu davanın konusu olmayacağı, devir olan olarak davacı adının geçmesine karşın hissenin davacıya devredilmemiş olması bakımından protokolün uygulanamayacağı, takibe konu fatura bedellerinin ödenmediği sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir....

              Şti’ni T4 ve T3’a muvazaalı olarak devredildiği gerekçesi ile eldeki dava ikame edilmişse de davacı ile davalı T4 arasında verilmiş bir boşanma kararı bulunmadığından doğmuş bir katılma payı alacağı da olmadığını, doğmamış bir hak nedeniyle mülkiyet hakkının sınırlandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte belirlenen teminat bedelinin şirketin pay değerleri ile ölçülü ve orantılı olmadığını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, aksi yönde kanaat oluşması halinde ihtiyati tedbir için belirlenen teminat tutarının şirket hisse değerlerinin en az %15’i tutarına yükseltilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK'nın 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı şirket hisse devrinin iptali istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu