Asliye Ticaret Mahkemelerinin ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü K A R A R Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. ... 24. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesi ise davaya konu olay niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki tür davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİY'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....
Yargıtay HGK'nun 10.02.2016 gün, 2014/17- 2389 Esas ve 2016/129 Karar sayılı kararında "...tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili,davalı borçlu ... 'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla İşçimen...Tic.AŞ'deki hisselerini 27.4.2009 tarihinde davalılar..., ... ve ...'in murisi aynı zamanda davalı ...'in babası ... ...'e devrettiğini,......'in 30.11.2011 tarihinde vefat ettiğini belirterek davalılar arasındaki hisse devrine ilişkin tasarrufun iptali ile hisselerin haciz ve satışı konusunda yetki verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın hukuki sebebinin açıklanması gerektiğini, tasarrufun iptali olarak açılmış ise aciz belgesi sunulmadığı gibi borçlunun aciz halinde olmadığını, muvazaa hukuki sebebine dayalı ise muvazaa olmadığı konusunda kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, taşınmazın aile konutu olup uyuşmazlığın katkı payı alacağına ilişkin olduğu ve aile hukukundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın katkı payı alacağı davası olmayıp BK.nin 18. maddesine dayalı tasarrufun iptali davası niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacının, müvekkilinin eşi olan davalı ile birlikte evlilik birliği içinde satın aldıkları taşınmazı muvazaa yoluyla diğer davalıya sattığı iddiasıyla BK.nin 18. maddesi uyarınca açılan tasarrufun iptali davası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır....
verilmesini, ayrıca arabulucuya başvurulmamış olmakla dava şartı eksikliğinden davanın reddine karar verilmesini, davayı ve davacının iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte tasarruf tarihinden itibaren hak düşürücü sürenin geçtiğini, basit yargılamaya değil yazılı yargılamaya tabi bir dava olduğunu, muvazaa iddiasına dayanan işbu davanın ispatının da muvazaa davalarında aranan ispat koşullarına tabii olması gerektiğini, bu dava muvazaa davası olduğundan İİK madde 277 ve devamında düzenlenen tasarrufun iptali davasının ispatı için düzenleme bulan karinelerin işbu uyuşmazlıkta nazara alınmayacağını, davacının müvekkilleri arası gerçekleşen satış işleminin tarafı olmadığından işbu muvazaa iddiasının bir yandan da kendisini zarara sokmak amaçlı gerçekleştirildiğini ispatlaması gerektiğini, davanın tasarrufun iptali davası olmadığını, muvazaa davası olduğunu, muvazaa iddiasında bulunan davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini, fakat davacının muvazaa davasını ispatlayamadığı hususları...
Ancak İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında vekalet ücreti davaya konu malın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile takibe konu edilen alacak ve ferileri toplamından hangisi daha az ise o miktar üzerinden hesaplanması gerekir....
Kişi, sonucu belli olduğu hâlde icra yolunu kullanmaya, aciz vesikası almaya zorlanmamakta, doğrudan genel muvazaa davası açabilmektedir. Ancak bunun sonucunda ulaşılacak sonuç da işlemin hükümsüz hâle gelmesidir ki bu da ancak tapunun iptali ile borçlu üzerine geri dönmesi ile olacaktır. Yoksa ayni nitelikte muvazaa davası açıp henüz ortada açılmış bir icra takibi bile yokken alacağın tahsili zımnında icra aşamalarında uygulanması gereken bir karar verilmesi kanımca çelişkilidir. Verilen karar ile kişiyi icra takibi başlatmaya zorlayan yol esasen bu yoldur. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 30/04/2007 tarihli ve 2007/985 esas, 2007/2815 karar sayılı ilamı ile de İİK’daki iptal davası şartları oluşmadığı zaman alacaklının muvazaa davası açma hakkının bulunduğu kabul edilmektedir. Sonuç itibariyle hukuki yararı bulunduğu müddetçe alacaklı, İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açabileceği gibi, TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa davası da açabilir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 17/09/2020 NUMARASI: 2019/999 2020/527 DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) Taraflar arasında görülen davada Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; TMK 19. ve devamı maddeleri uyarınca açılan muavazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, "...Tefrik edilen karşı dava; İ.İ.Y.'nın 72 m. uyarınca açılmış ''menfi tespit'' davası niteliğindedir. Davacı davalılar arasında tanzim olunan bono nedeniyle Bakırköy ......
Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, dava dilekçesinde taraflar arasındaki muvazaanın vurgulanıp talep kısmında önceki malikleri adına tescil talebinde bulunulmuş olmasına, 17/12/2009 tarihli dilekçe ile davanın, muvazaa hukuksal nedenine dayalı olduğunun açıklanmasına, aynı tarihli duruşmada da davacı vekilinin ellerinde aciz belgesi bulunmadığını ve muvazaa nedeniyle tapuların iptali istemini yinelemesine nihayet davacı tarafça temyiz dilekçesinde dahi alacağın doğum tarihinden dolayı tasarrufun iptali davası açmadıkları beyan edilmesine göre İİK 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olmayıp BK. 18. maddesine dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescil işlemine ilişkin olmakla; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06/06/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
dan satın almış olduğu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile adına tescilini, tüketici mahkemesi sıfatıyla Erzurum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde istemiş olduğu ve bu dosyanın derdest olduğu düşünülerek, bu dosyanın İİK'nun 277 ve devam maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası olduğu, tasarrufun iptali davalarında geçici aciz vesikası veya kesin aciz vesikasının bulunması dava şartlarından olduğu dosya kapsamındaki Erzurum 4. İcra Müdürlüğünün 2014/13218 Esas sayılı icra takip dosyasında borçlu ... ve İlke Otomotiv hakkında geçici veya kesin aciz vesikasının bulunmadığından dolayı dava şartı yokluğundan davacının davasının reddine; karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır....