Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; açılan davada, dava dilekçesinde açıkça muvazaa davası açıldığının belirtildiği halde mahkemece sehven gerekçeli kararın başlık kısmında ve gerekçeli kararın ikinci sayfasında İİK'nun 277. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirterek ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. Maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki davacı vekilinin sözlü ve yazılı açıklamalarına göre dava niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, genel muvazaa hukuksal sebebine dayalı olarak (TBK. nun 19.maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalarda; dava taşınmazın aynına ilişkin olmadığından HMK'nın 12.maddesinin uygulanması sözkonusu değildir. Zira TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davaları gayrimenkulün (tasarruf konusunun) aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalardır. Bu davalarda davanın kabul edilmesi halinde, olası (somut olay yönünden) davacı alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere tasarruf işleminin iptaline karar verilir. Hal böyle olunca da, davanın hukuki vasfının hatalı değerlendirilmesi suretiyle davanın; tapu iptali ve tescil istemli gayrimenkulün aynına ilişkin olduğu değerlendirilerek yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Sonuç olarak; istinaf eden vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK'nın 353/1- a/3.maddesi gereğince kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır....

    İşçilik alacağının tahsili için iş mahkemesine açılan davada davacı ile bir kısım davalılar arasında işçi - işveren ilişkisi bulunmadığı gerekçesi ile dosyanın tefrik edilerek mahkemenin başka bir esasına kayıt edildiği ve davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak TBK'nun 19. maddesi gereğince yapılan satışın iptali isteğine ilişkin olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın İş Kanunundan kaynaklanmadığı anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek dosyanın tevzi yolu ile mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır....

    Dava; muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasındaki ilk boşanma davasının redle sonuçlanmasından sonra, davalı kocanın evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz üzerindeki payı muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davanın yasal dayanağının Borçlar Kanununun 18. maddesi olduğu anlaşılmaktadır. Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan eldeki davada davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde olup davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağının tahsilini sağlamak bakımından eldeki davayı açmakta hukuksal yararı bulunmaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde HUMK.nun 1 vd. (6100 sayılı HMK.nun 1 vd.) maddeleri uyarınca Aile Mahkemesi görevsiz olup dava değerine göre genel mahkemeler görevlidir....

      Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı davalılar arasında yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir.(HMK'nun madde 33)Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19.maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir....

        Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı hâlde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel (şahsi) bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının da borçlu adına tesciline karar verir. Muvazaa iddiası, zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebildiği hâlde, iptal davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren en geç hak düşürücü süre olan beş yıl içinde açılması gerekir (İİK, m. 284)....

          Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı Irgatoğlu ....Ltd.Şti'nin (yeni ünvanı ... İnş.Ltd.Şti) vergi alacağının tahsilini imkansız kılmak amacıyla adına kayıtlı Ankara, Yenimahalle, Ergazi Mahallesi, ... Ada, 2 parselde bulunan taşınmazını 29.3.2001 tarihinde ... San ve Tic.Ltd.Şti.'ne muvazaalı olarak sattığını, şirketler arasında organık bağ bulunduğunu belirterek muvazaa nedenine dayalı olarak mutlak butlanla geçersiz olan satış işlemine ilişkin tasarrufun genel hükümler uyarınca iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... San. ve Tic.Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirket müdürü ...'...

            Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemenin görevli olmasına, davacı ile borçlu arasındaki ilamın ve dolayısıyla alacağın kesinleşmiş olmasına, TBK'nun 19 maddesi gereğince açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davalarında icra takibi ve aciz belgesi bulunma zorunluluğu olmamasına göre davalılar ... ve ... vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 10.246,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 4.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu