WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 01.10.2003 tarihli ilk hacizden sonra yapılan 22.06.2004 tarihli rehin sözleşmesinin geriye yürümeyeceği, muvazaa iddiasının, kanunda görevi tek tek tanımlanmış olan dar yetkili mahkemenin görevine girmeyip yargılamayı gerektirdiğinden bu şikayetin esasının incelenmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. 1-Şikayet, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Düzenlenen sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede (İİK m. 142/1), yalnız sıraya ilişkin ise icra mahkemesinde (İİK m. 142/son) ileri sürülmelidir....

    HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 299 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki sıra cetveline İtiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı vekili, davacı yanın iddialannın gerçeği yansıtmadığını, müvek-kilinin diğer davalı borçlunun yanında plasiyer olarak çalıştığını ve yaptığı ciro karşılığında prim aldığını, borçlunun ödeyemediği hak edişlere karşılık bono verdiğini, muvazaa kastı olmadığından derhal takibe girişilmediğini, takibin hızlandırılması için girişimde bulunulmadığını, borçlunun başka araçlarına da haciz konulduğunu ve satış istendiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

      Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı ayrıca sıra cetveline yönelik şikayetinin daha önce reddedildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1)Dava, sıra cetveline muvazaa nedeniyle itiraz ile hacizli taşınmazın satış tutarından davalıya ayrılan payın davacıya ödenmesi talebine ilişkindir. Bu tür uyuşmazlığın çözümünde öncelikle, davalı alacağının muvazaalı olup olmadığının incelenmesi zorunlu olup, ispat yükü Dairemizin istikrarlı kararlarında belirtildiği üzere davalı yana aittir. Yani alacağın gerçek olduğunu ispatlayacak taraf davalıdır....

        Davacının ilave tediye alacağı, fark ücret alacağı ve ücret alacağına ilişkin olarak ise; sunulan bilgi ve belgeler, banka kayıtları, TTK'dan gelen emsal ücret tespitine ilişkin belge, davalılar arasında muvazaa olduğunun tespit edilmiş olması, GMİS yazı cevapları ile TİS hükümleri dikkate alınarak Mahkememizce itibar olunan ek raporla belirlenen miktarlar üzerinden tespit (ilave tediye alacağı yönünden ek dava dilekçesinde açıkca tespit talebi bulunmadığından bu alacak yönünden ayrıca tespit hükmü kurulmamıştır.) ve taleple bağlı kalınarak 1 er TL nin tahsiline karar verilmiştir. Ücret alacağı dışındaki bu alacak kalemleri ek dava dilekçesi ile sadece davalı TTK dan talep edilmiş, kabul edilen 1 er TL nin davalı TTK dan tahsiline karar verilmiş, ücret alacağının ise asıl davada talep edilen 1 TL sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir....

        Bu türden iddialara dayalı davalarda hukuki yararın ortaya konulmasından sonra iddianın kanıtlaması halinde davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek, İİK'nin 283 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkrası kıyasen uygulanarak, iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması; aksi durumda yani davacının katkı payının olmadığı, giderek hukuki yararının bulunmadığının saptanması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 277 nci maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....

        Bakanlığı iş müfettişleri tarafından, 01.01.2008-31.12.2010 arasında bin işçi ile yapılan temizlik hizmetleri işi ile bu işten ayrılarak, 01.01.2009-31.12.2010 arasında ikiyüz işçi ile yapılan biyomedikal aletlerin temizlik işi sözleşmelerinin asıl işveren ile alt işveren arasında muvazaa tanımına uygun olarak yapıldığı, bu işlerde çalışan işçilerin baştan beri asıl işveren işçisi olduğu tespit edilmiş, davalı ve ilgili firmalar tarafından rapora usulüne uygun itirazda bulunulmamıştır. Dosya içeriğine göre, davacı bu ihalelerden biri kapsamında çalışmış olup dava tarihinde çalışmasını sürdürmektedir. Açıklanan muvazaa tespiti davacının çalıştığı 01.01.2008-31.12.2010 arasında bin işçi ile yapılan temizlik hizmetleri işi ile sınırlı olarak geçerlilik ifade edeceğinden, davacının ilave tediye alacağı muvazaa tespiti yapılmış olan bu dönem için hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. Söz konusu alacağın yazılı şekilde dava tarihine kadar kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

          Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü süre ve zamanaşımı süreleri uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz....

          Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu taşınmazlara ilişkin satış işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu satış işlemlerinin iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın TBK'nun 19 ve devamı maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak nitelendirilmesine,anılan dava yönünden icra takibi yapma ve aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Muvazaaya dayalı iptal davasında davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının alacak ve fer'ileriyle...

            Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu davalardaki amacın; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasına, bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına ve yeni Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğünden sonra bu davalar yönünden yeni hüküm getirilmemiş olmasına göre, davalılar ... Elektrik Mekanik İnş. Taah. San. ve Tic....

              Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekir. Mahkemenin dava nitelemesi hatalı olmakla birlikte karar sonuç itibari ile usul ve yasaya uygun bulunmasına göre davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 8.737,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'ndan alınmasına 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu