Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde, terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüte neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Yargıtay 14....
O halde, nüfus idaresi hasım gönderilmek suretiyle açılan ölümün tespiti davasının dinlenmesine artık yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu şekilde ölümün tespiti davaları açıldığında sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmamakta; ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihinin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak da tespiti gerekmektedir. Diğer yandan; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi; nüfus kayıt düzeltim dava-larının Cumhuriyet savcısı ve nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru katılımıyla görüleceği ve karara bağlanacağını hükme bağlamıştır. Bunun sonucu olarak; nüfus kaydında düzeltme sağlamayı da amaçlayan ölümün tespiti davaları açıklandığı gibi, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak, Cumhuriyet savcısı ve nüfus memuru katılımıyla görülüp sonuçlandırılmalıdır....
Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Somut olayda; mahkemece yapılan incelemelerde murisin borçları ve terekesinin aktifinin miktarı ölüm tarihi esas alınarak belirlenmemiştir. Öte yandan, murisin İng Bankasındaki hesabında murisin ölüm tarihinden sonra işlem yapıldığı tespit edilmiş, ancak bu işlemlerin kim tarafından yapıldığı, mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulduğu görülmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;T3 veraset ilamı için dava açmadan önce ve yargılama sırasıında Nüfus Müdürlüğünden de araştırma yapıldığını ancak idari yoldan bir sonuç alınamadığını, işbu davada yargılama sırasında Osman Kumtepe ve T3 mirasçılarından olan tanıkların dinlendiğini ve T3'yi tanımadıklarını beyan ettiklerini, mahkemece de Nüfus Müdürlüğü ve Genel Müdürlüğe yazılan yazılara verilen cevaplarda murisin ölüm tarihinin tespit edilemediği ve işlenemediği bildirildiğinden bu gerekçe ile davanın reddine karar verildiğini, oysaki; tapu iptal ve tescil davasına devam edilebilmesi için adı geçenin veraset ilamının alınmasının zorunlu olduğunu, nüfus kayıtlarında ölüme dair kayıt bulunmaması durumunda gerçek durumun her türlü kanıtla ispatlanabileceğinden taraflarına T3 hakkında ölümün ve ölüm tarihinin tespiti için dava açmaları yönünde mehil verilmesi ve açılacak davanın sonucunun beklenerek, mirasçılarının ve miras paylarının belirlenmesi gerektiğini,...
C.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, Yüksek Sağlık Kurulunun 11.04.2022 tarih 2022/7126 sayılı kararı ile sigortalının ölümünün 08.07.2021 tarihinde geçirdiği iş kazasına bağlı olduğu kabul edilerek Kurum tarafından olayın iş kazası nedeniyle vefat olduğu yönünde tespitin yapıldığı, ......
Birleşen aynı mahkemenin 2019/124 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi Gökhan ZEREN'in 14/09/2016 tarihinde vefat ettiğini, murisin vefatından sonra geriye mirasçı olarak T1 ile murisin başka eşinden doğan kardeşi T1 kaldığını, müvekkilnin annesi Hanım SOYKAL'ın muris ile vefatından önce boşandığını, murisin terekesinin borca batık olduğunu, murisin diğer kızı T1 lehine mahkememizin 2017/138 Esas sayılı dosyasında mirasın hükmen reddinin tespit ve tescili istemi ile dava açıldığını, müvekkilinin velisi Hanım SOYKAL'ın kızı T1'e Gökhan ZEREN'den kalan mirasını, kızı T1 adına velayeten kayıtsız ve şartsız reddederek, murisin mirasının borca batık olduğunun ve murisin mirasının hükmen reddinin tespiti ve tescilini talep etmiştir....
Davalı SGK Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; murisin borca batık olduğunun tespiti için ölüm tarihi itibari ile tüm aktif ve pasiflerinin araştırılarak, bu hususların tespitinin ardından bilirkişi incelemesi ile murisin terekesinin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, TMK.nun 605/2. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere, mirasın hükmen reddinin koşulu, murisin ölümü tarihindeki borçlarının, alacakları ve tüm hakları da dahil olmak üzere malvarlığından fazla olması olduğunu, yani murisin ölümü tarihinde tereke kapsamındaki pasiflerin aktiflerden fazla olması durumunda murisin ödemeden aczinden söz edileceğini, terekenin borca batıklığının, murisin ölümü tarihinde söz konusu olması gerektiğini, terekenin borca batık olduğunun resmen tespiti, ödemeden aciz vesikası veya iflas kararı alınarak sağlanabileceğini, TMK.nun 610/2. maddesinde "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde...
İhtisas Dairesinden alınan raporda, murisin ölüm sebebinin ani kardiak ölüm olarak belirtildiği, kazanın meydana geldiği alanı gösterir kamera kayıtlarından davacıların murisinin kullandığı aracın kısmen emniyet şeridinden ilerleyerek bir tıra arkadan çarptığının ve kamera görüntülerinde başka bir hususun rastlanmadığının anlaşıldığı, meydana gelen kazanın ağırlığı, davacıların murisinin kullandığı aracın hızı birlikte değerlendirildiğinde ve ölüm sebebinin de ani kardiyak ölüm olması nedeniyle murisin ölümünün travma şokuna bağlı olarak meydana gelmiş olabileceği, trafik kazasının ani ve harici bir hadise olduğu, toplanan delillerden murisin kalp krizi geçirdikten sonra kaza yaptığının anlaşılamadığı, kazanın ağırlığı düşünüldüğünde murisin trafik kazası meydana geldikten sonra kalp krizi geçirdiği, bunun aksinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, toplam 100.000 TL'nin 31/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak...
Ölümü tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK. m.605) Terekenin borca batık olup olmadığının tespiti amacıyla, murisin malvarlığının bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılması murisin ölüm tarihi itibariyle, ...... ve ...... ortağı olduğu savunulduğuna göre, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin ortağı olduğu limited şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin değerinin belirlenmesi aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde tespiti gerekmektedir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
İhtisas Kurulunun 16.05.2012 tarihli raporunda, murisin ölümünün ilaç entoksikasyonu (zehirlenmesi) soncu meydana geldiğinin tespit edildiği; ... 23.12.2013 tarihli raporunda ise; ölümün yüksek doz ilaç alımına bağlı olarak meydana geldiği, kişinin psikotik bozukluk hastalığının sonucu ve ifadesi olarak kendisi tarafından mı yüksek doz ilaç aldığı yoksa kişiye başkaları tarafından tedavi dozunun üzerinde ilaç verilmesi sonucu mu öldüğünün adli tahkikatta aydınlatılabileceğinin belirtildiği; sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı kabul edilse dahi, ölüm nedeni ile beyan edilmediği iddia edilen psikolojik rahatsızlığı arasında illiyet bağının bulunmadığı, sigortalının ölümünde psikolojik rahatsızlığının değil, kalp çarpıntısı nedeniyle aldığı ilaçların toksik dozda kullanılmış olmasının etkili olduğu anlaşılmış olmakla sigortalının ölümünün poliçe teminatı içerisinde kaldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 223.750 TL'nin 15.12.2011 temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle...