Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu kaydının iptali ile terekeye iadesi ve miras payları oranında tescil istenmine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin 06/12/2016 tarihli 2014/514 E., 2016/444 K....

Terekeye iade isteğinin tereke adına ileri sürülmesi gerektiği açık olup; tüm mirasçıların asıl ve birleşen davalarda davacı veya davalı olarak yer almaları, murisin ...'den olma oğlu ... ... 'nın fer'i müdahil olarak davaya muvafakatini göstermesi, murisin ...'den olma oğulları ... ve ...'nın da açılan davalara muvafakat ettiklerini gösterir beyan ve taleplerde bulunmaları dikkate alındığında, davada taraf teşkilinin sağlandığı görülmektedir. Bunun yanında, mirasta iade (denkleştirme) davası murisin sağlığında karşılıksız olarak yaptığı kazanımı elde eden yasal mirasçılara karşı açılabilir. Bu dava ile, mirasçıların murisin sağlığında muristen karşılıksız olarak aldığı mal ve kıymetlerin geri alınarak miras taksiminde tereke içerisinde yer alması sağlanır....

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istirdat davasının ancak dosya borçlusu tarafından açılabileceğini, alacaklının gerçek bir borca dayanan alacağını tahsil ettiği ve bu tahsilatı İİK'nın ve TTK'nın kendisine tanıdığı talep ve müracaat haklarını kullanarak ve mahkeme kararına dayanarak sağladığı ve dolayısıyla istirdata konu paranın sebepsiz yere tahsil edilmediği ve alacaklının sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığının ortada olduğunu, yapılan tahsilat işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, icra dosyasında haciz vb. İşlemlerin uygulanmasına ve de bu işlemlere dayalı olarak dosya borcunun tahsilatının yapılmasına hukuki bir engelin bulunmadığının açık olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/02/2021 tarihli 2020/524E.-/2021/131K. Sayılı kararı ile; "......

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istirdat davasının ancak dosya borçlusu tarafından açılabileceğini, alacaklının gerçek bir borca dayanan alacağını tahsil ettiği ve bu tahsilatı İİK'nın ve TTK'nın kendisine tanıdığı talep ve müracaat haklarını kullanarak ve mahkeme kararına dayanarak sağladığı ve dolayısıyla istirdata konu paranın sebepsiz yere tahsil edilmediği ve alacaklının sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığının ortada olduğunu, yapılan tahsilat işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, icra dosyasında haciz vb. İşlemlerin uygulanmasına ve de bu işlemlere dayalı olarak dosya borcunun tahsilatının yapılmasına hukuki bir engelin bulunmadığının açık olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/02/2021 tarihli 2020/524E.-/2021/131K. Sayılı kararı ile; "......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan babası ...'in 985 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı damadı ...'ya temlik ettiğini, onun da yine danışıklı olarak murisin oğlu olan davalı ...'a devrettiğini ileri sürerek, tapunun iptali ile mirasçılar adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., çekişmeli taşınmazın ...'ya satıldığını kendisinin de bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuş, bozma ilamından sonra yapılan yargılama sırasında davalı ...; taşınmazı bedelsiz aldığını ve murisin isteği üzerine diğer davalıya devrettiğini, ...'ın murise 15.000.-TL ödediğini duyduğunu, ayrıca miras bırakanın sağlığında taşınmazlarını mirasçılarına paylaştırdığını bildirmiştir. Davanın reddine dair verilen karar, Dairece; “......

        Uyuşmazlığın sebepsiz iktisap hükümlerine göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi içinde öncelikle sebepsiz iktisabın kapsamı ve bu kapsamın tesbitindeki ilke ve esasların açıklığa kavuşturulmasında fayda görülmüştür. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "denkleştirici adalet" düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü 2010/13580-2011/4768 bulunduğunu ifade eder. İlke böyle olmakla beraber iade edileceği zenginleşme miktarının hesaplanmasında öğretide birlik olduğu söylenemez. İade edilecek zenginleşme miktarı konusunda öğretideki bu ayrık düşünceleri kısaca "fakirleşme kadar olmalıdır" veya "fiili değer artışı yani gerçek zenginleşme miktarı ne ise o olmalıdır....

          a devrinin murisin ehliyetsizliği nedeniyle hükümsüzlüğünün tesbiti ve buna dayalı ortaklar kurulu kararının da hükümsüzlüğünün tesbitini talep etmiştir. Davacı, tasarruf işlemine konu şirket hisse devrinin hükümsüzlüğü ve terekeye geri dönmesini istemektedir. TMK 640 maddesi gereğince terekeye dair mal varlığı unsurları üzerinde tüm mirasçılar iştirak halinde mülkiyet hakkına sahiptir. Bu halde tüm paydaşların birlikte hareket etmesi, birlikte dava açması gerekmektedir. Bu birlikteliğin sağlanamaması durumunda terekeye temsilci tayin ettirilerek açılan davaya mümessil huzuru ile devam edilmesi zorunludur. İlk derece mahkemesince bu konuda davacı vekiline süre verilmesine rağmen davacı tarafça, diğer mirasçıların tamamının davaya muvafakatı temin edilmediği gibi terekeye mümessil tayini hususunda gereğine de tevessül edilmemiştir. Tüm mirasçıların birlikte kullanmalarında zorunluluk bulunan bir hak da mirasçılardan birinin bu hakkı kullanmasında aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır....

            K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle İIK 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davaların konusunun, haczedilen mallar üzerinde 3. kişinin istihkak iddiası oluşturduğundan geçerli bir haczin varlığı dava şartı olup somut olayda herhangi bir haciz söz konusu olmadığından davacının talebini ancak sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde genel mahkemelerde ileri sürebileceğine ve mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekmekte ise de esastan reddedilmiş olmasının sonuca etkili olmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle sonucu bakımından usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacı(3. Kişi)'ye yükletilmesine, 27.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.1980 tarihli, 1978/163 Esas ve 1980/84 Karar sayılı ilamının 03.02.1984 tarihi itibariyle kesinleşmesiyle, hükmen tescille dava dışı 3.şahışlar üzerine geçmiştir.Bu tarih itibariyle, davalı belediyenin dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkı kalmadığından, davalının ecri misil alacağı da sebepsiz zenginleşme teşkil eder....

                San.ve Tic.A.Ş'den davacı firmaya geçtiği, davalının söz konusu tankı talep halinde iade edeceğini İcra Müdürlüğü dosyasına yazılı olarak beyan ettiği, bu suretle davacının icra takibi başlatmasında haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davacı-hamilin ibraz tarihinde bankaya ibraz edilmeyen 25.01.2010 keşide tarihli ve 25.000 TL.bedelli çek nedeniyle davalı -keşideciye karşı TTK'nın 644. md.gereği sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda davacı takip dayanağı çekte hamil, davalı ise keşideci konumunda olup taraflar arasında temel ilişki bulunmadığından davacı davasını TTK'nın 644. md. gereği sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırmıştır. Bu durumda ispat yükü davalıda olup bu çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlama yükümlülüğü altındadır....

                  UYAP Entegrasyonu