nin ortaklarından olduğunu, 13/03/2014 tarihinde bu ortaklıktan ayrılarak borçlu şirket ile ilgi ve ilişkisi kalmamış olmasına rağmen alacaklı tarafın istihkak iddiasını sanki yargılaması yapılmış ve kesinleşmiş bir istihkak davasının kararı gibi göstererek davacının iş yeri adresinde 20/10/2015 ve 10/12/2015 tarihlerinde fili haciz yaptığını ve eşya kaldırmak istediğini, davacı müvekkilinin haciz baskısı altında işlerinin aksamaması ve çevre esnafına karşı mahcup olmamak gibi zorda kalma nedenleriyle 27.265,00 TL ve 11.185,90 TL olmak üzere toplam 38.450,90 TL takip bedelini borcu kabul etmemek kaydıyla ve dava açmak üzere ihtirazı kayıtla icra dosyasına yatırmak zorunda kaldığını, davaya konu haciz adresinin ticaret sicil kayıtlarında davacı müvekkili adına kayıtlı olduğunu, söz konusu adreste borçlu ... Ltd....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 27/06/2011 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir....
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında tereke adına açılan ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (4721 sayılı ... Medeni Kanunu 640. md.) tartışmasızdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zengin- leşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....
in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleştirilen davalar ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil, tenkis ve ...... isteklerine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan adına kayıtlı çekişme konusu taşınmazların vekil kıldığı oğlu ...... tarafından satış suretiyle davalılara temlik edildiğini, mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı bulunduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile, olmadığı takdirde tenkise; iyiniyetli üçüncü kişilere yapılan taşınmaz devirleri nedeniyle de ......a karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır....
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Davacının, taşınmaza yaptığını iddia ettiği iyileştirme giderlerini sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca davalılardan isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalı tarafın mal varlığına geçmiş olması gerekir. Somut olayda; davacı dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda oturmakta olup, taşınmaz davacının kullanımından çıkmamıştır....
Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu tadilatların yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Davacının daireye yaptığı faydalı ve zaruri giderleri sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalının mal varlığına geçmiş olması başka bir deyişle dava konusu mecuru tahliye etmiş olması gerekir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler....
Bilindiği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 818 sayılı BK'nın konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda, dava dışı banka müşterisi borçlu ...'...
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir. Tüm dosya içeriği,toplanan deliller ve davacının istinaf itiraz başvurusu birlikte değerlendirildiğinde, 1- Ehliyetsizlik ve muvazaa sebebine dayalı açılan tapu iptali ve tescil talebine göre dava konusu taşınmazsın tapu kaydının iptali ile MURİS ADINA TAPUYA TESİLİNE (terekeye iadesi) istenilmiş olduğundan. TMK. nun 640. maddesine göre tereke adına dava açıldığında, diğer mirascıların muvafakatini almak veya terekeye bir mümessil atanmasını sağlaması ile mümkün olacaktır....