Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını ve davacı tarafça net ve açık bir surette sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacak talebi yöneltildiğini, sebepsiz zenginleşme iddiası olan ödemenin 23.09.2008 tarihinde gerçekleştiğini, sebepsiz zenginleşmenin ödemeye ilişkin taşınmazın icra marifeti ile satıldığı tarihte, 2011- 055 sayılı meclis kararının alındığı 01.11.2011 tarihinde, Edirne 1. İcra Müdürlüğünün 2014/4606 Esas sayılı dosyasında yapılan satış gününde, Edirne İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/246 Esas sayılı dosyasında davanın açıldığı tarihte, davacı tarafça Edirne 1....
Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu mal varlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Görüldüğü gibi, sebepsiz zenginleşme, ikincil (talî) niteliktedir ve mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Başka bir anlatımla aynı olayda, aynî haktan (istihkak davası), zilyetlikten, sözleşmeden, sözleşme benzeri hukukî ilişkiden veya haksız fiilden kaynaklanan bir talebin ileri sürülmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulamayacaktır. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 09.12.2021 tarihli ve 2017/(23)6-868 E., 2021/1646 K. sayılı kararında da değinilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Emine'nin murisi Resmiye Bozyel'in dava konusu Kemalettin mah. 261 ada 9 parsel, 269 ada 32 parsel ve 271 ada 59 parselde kayıtlı taşınmazlarda hissedar olduğunu, Resmiye'nin 24/05/2015 tarihinde vefat ettiğini, murisin ölmeden önce hukuka aykırı olarak tanzim eden Çorlu 6 Noterliğinin 27/05/2011 tarih 5599 yevmiye nolu vekaletnamesi ile davalı T11'nin vekil sıfatıyla dava konusu taşınmazlardan 32 parsel ile 9 parseldeki murisin hissesini murisin kardeşi Seyfettin Enginler'e, 59 parseldeki hissesini ise Seyfettin'in mirasçılarından davalı İpek'e satış yaptığını, yapılan satışların hukuka aykırı olduğunu, davalılardan İpek, Gürkan ve Eyyibe'nin murisin kardeşi Seyfettin'in eş ve çocukları, Şemsi'nin ise murisin son dönemdeki bakıcılığını üstlenen kişi olduğunu, murisin uzun yıllar Almanya'da yaşadığını ve çalıştığını, murisin eşinin ölümünden sonra Çorlu'da yaşamaya başladığını, murisin...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/05/2013 NUMARASI : 2012/365-2013/252 Taraflar arasında görülen terekenin tesbiti, kayyım tayini, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın görev yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ............. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, terekenin tespiti, terekeye iade, kayyım tayini ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir....
Apartmanı, Kat 3'deki 4 nolu dairesinin ve Akbankta ki hisselerinin satımı konusunda 13.12.2004 tarihinde harici satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini ve bu sözleşmeye göre satış bedeli olan 250.000 USD'nın, muris tarafından davalıya ödendiğini, ancak murisin ani ölümü nedeniyle tapu devrinin gerçekleşmediğini, bu nedenle de davalıya ödenen paranın iadesi için davalıya 2009 yılında ihtarname çekilmesine rağmen paranın iade edilmediği ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak şimdilik 8000 TL'nın davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, ayırca davacı tarafın alacağının bulunmadığı ileri sürülerek davanını reddini dilemiştir.Mahkemece, davacının murisi ile davalı arasında 13.12.2004 tarihli harici satış vaadi ve alındı makbuzu başlığı adı altında sözleşme düzenlendiğini, ancak sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye göre oluşan kazanımların ise BK sebepsiz zenginleşme...
Davacılar vekili tarafından İlk Derece Mahkemesine sunulan 20.04.2021 havale tarihli İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece, usul ve yasalara aykırı şekilde ve olayı gerektiği gibi incelemeden, davalılardan yalnız birinin yaptığı kötüniyetli savunmalarına dayanılarak karar verildiğini, bu kararın hatalı olduğunu, öncelikle eldeki davanın hukuka aykırı olarak verilen tapu iptal ve tescil kararı üzerine açıldığını, zira hükme esas alınan tapu iptal ve tescil davasının evrak üzerinden yapılan farazilere dayalı rapor esas alınmak suretiyle verildiğini, davalının atıf yaptığı Yargıtay kararlarının hepsinin ortak noktasının "sebepsiz zenginleşen kişi" şayet hukuken zayıf taraf ise sömürülmelerinin önüne geçmek saikiyle bazı durumlarda bu ehliyetsiz kişilerin "iyiniyetli sebepsiz zenginleşme" rejime tâbi olduğu kabul edilerek iade sorumluluğunun kapsamının iyiniyetli sebepsiz zenginleşme çerçevesinde daraltılmasına ilişkin olduğunu, somut olayda ise TMK 452/2 madde hükmü uygulansaydı...
nun 77-82.maddelerinde) göre sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. 22.02.1991 gün, 1990/1 E.- 1991/1 K.sayılı YİBK'nda da vurgulandığı gibi; iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. ....... Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi; dava tarihinden önce yapılan imalatlar nedeniyle sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalının) bu imalatın yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez....
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağ bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.Davalının, 100 parseldeki taşınmazı satın aldığı sırada davacı tarafından dikildiği kesin olan dava konusu ağaçların bedelini ödemeden satın aldığı dosya kapsamından ve toplanan delillerden anlaşıldığına göre artık BK.'nun 61-66. (TBK.77-82) maddeleri gereğince davalının sebepsiz zenginleştiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun en temel özelliği olan şahsilik prensibi gereğince kime karşı zenginleşme oluştuysa ona karşı talep de bulunulması gerekir.Bu durumda, 100 parsel içinde kalan dava konusu ağaçların 22/02/1991 tarih, 1990/1 E.- 1991/1 K.sayılı YİBK.'...
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu tadilatların yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır....
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun'un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır....