Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

alacaklı müvekkil lehine kabul edildiğinden, icrai işlemler bu karara ve İİK'daki diğer müracaat haklarına dayalı olarak yürütülmek suretiyle davaya konu para tahsil edildiğinden, açılan davanın esastan reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    nin 12/06/2019 tarihli haksız haciz nedeniyle haciz ve muhafaza tehdidi altında kendine ait olmayan ve borçlularla da herhangi bir organik bağı olmadan 50.000,00 TL, diğer davacıların ise 2. kez 12/06/2019 tarihinde gelinen hacizde şirket yetkililerinin il dışında bulunmaları nedeniyle, şirket mallarını korumak adına haciz ve muhafaza tehdidi altında her biri 26.537,60 TL'lik protokol ve senet imzalamak ve sonuçta bu senedi ödemek zorunda kaldıklarını, yapılan haciz ve tahsilatın kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, haksız, hukuka ve sebepsiz zenginleşme hükükmlerine aykırı, haciz ve muhafaza tehdidi altında müvekkillerinden tahsil edilen toplamda 182.688,00 TL'nin ödeme gününden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhinde çoğalması gerekir. Dolayısıyla sebepsiz zenginleşme için zenginleşme ile fakirleşme arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Bu nedenle de iade borcunun kapsamı belirlenirken öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Somut olayda; huzurdaki davanın açıldığı tarihte davaya konu yapıların üzerinde bulunduğu 687 numaralı parselle ilgili açılmış olan ortaklığın giderilmesi davası derdest olup, taşınmaz satılarak davacının elinden alınmamış ve davacı aleyhine henüz zenginleşme oluşmamıştır. Bu bağlamda, davacının sebepsiz zenginleşmeye ilişkin talebin reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; çoğun içinde az da vardır kuralından hareketle davaya konu parsel üzerindeki yapıları davacının meydana getirdiğinin tespitine yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen dava ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemlerine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve dava dışı başkaca mirasçılarının bulunduğu kayden sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği ( TMK. 640. Md. ) tartışmasızdır. 3.2.2....

        İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, tapulu taşınmaza ilişkin adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK'nın 77 ve devamı maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

        hile, ikrah ve sebepsiz zenginleşme hükümlerinin birbiri ile yarıştığını, müteveffanın açtığı boşanma davasından da anlaşılacağı üzere hile ve özellikle ikrahı müteveffanın eşi ...'...

          Denkleştirmede sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. Islah olmadıkça ya da terditli dava açılmamışsa kendiliğinden tenkis davasına dönüşmez..." (Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 2016/16063 Esas, 2020/6071 Karar sayılı içtihadı). Somut olayda davacı vekili, davalının muristen vekalet aldığını, 1999'dan murisin kısıtlandığı 2015 ve sonrasında murisin bağları ve emekli maaşını davalının harcadığını, davacıya hiç pay verilmediğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili, olmadığı takdirde tenkis davası açmış, davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkeme ise muris ve davalının birlikte yaşadığı murisin her işini davalının gördüğünü murise davalının baktığını, diğer çocuklarının bakmadığını, karşılık bir tasarruf işlemi olmadığını belirterek davanın reddine karar vermiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Mahkeme tanıkları dinlemiş, keşif yapmış ve rapor almıştır....

          in; muris ile müşterek olan banka hesabından 12.11.2008 tarihinde 10.000,00 TL; 03.12.2008 tarihinde 52.007,00 TL olmak üzere toplam 62.007,00 TL para çektiğini ve davacıların miras hisselerine düşen kısmı vermediğini iddia ederek; 23.252,58 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade istemine dayandığını, 1 yıllık dava açma süresinin dolduğunu belirterek öncelikle davanın zamanaşımından reddini talep etmiş; diğer taraftan müvekkilinin müşterek hesaptan çektiği paranın tamamını murisin vasiyeti gereği muhtelif cami derneklerine bağışladığını, bu nedenle zenginleşmediğini, ahlaki bir görevi yerine getirdiği için iade yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Bu kapsamda mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; davanın hukuksal zemini kapsamında sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olduğu anlaşılmış ve haciz baskısı altında ödendiği iddiasıyla takip dosyasına yapılan ödemenin davalı/takip alacaklısından tahsili talep edilmiş ise de; davacı, takip dosyasının tarafı olmayıp üçüncü kişi konumunda olup İcra İflas Kanunu'nun 9. ve 12. maddeleri uyarınca icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben yapılmış sayılmakta ve 3. kişi tarafından yapılan ödeme kadar takip dosyası borçlusu borcundan kurtulmaktadır. Buna göre takip dosyasının tarafı olmayan davacı üçüncü kişilerin, ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre takip dosyası borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, somut dava yönünden davalı takip alacaklısının sebepsiz zenginleşen konumunda olmadığı görülmektedir....

              Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Dava konusu tapusuz taşınmazın haricen satımına ilişkin olarak 20.09.2003 tarihli senet düzenlenmiştir. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle B.K. 125. maddesi (6098 sayılı BK.'nun 146. maddesi) gereğince 10 yıldır....

                UYAP Entegrasyonu