Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Murisin ehliyetsizliği ve sebepsiz zenginleşme nedenlerine dayalı terekeye iade - istihkak KARAR : Fatsa 1....

Davanın BK.nun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, mirasçılar arasında mirasın taksimine kadar mirasçılardan her biri tereke mameleki üzerinde iştirak halinde hak sahibi olduklarından, istihkak davası açamayacakları, ancak taksimden sonra bir mirasçı aleyhine bu davanın açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacı ve davalılar ortak murisin mirasçıları olup, aynı terekenin iştirakçileri durumundadırlar. TMK'nın 701/1 maddesi gereğince "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti el birliği mülkiyetidir." Davada murise ait banka hesabında bulunan paranın, haksız olarak davalı tarafından tahsil edilmesi nedeniyle, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davacının kendi miras payına düşen miras payı talep edilmektedir. Bu durumda Medeni Kanunun 701 ve devamı maddelerinde düzenlenen iştirak halinde mülkiyet hükümlerinin somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır....

      Adi istihkak davasında miras sebebiyle istihkak davasından farklı olarak mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmadığı gibi mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlık da mevcut değildir. Mirasçıların istihkak davası açması her zaman imkan dahilindedir. Dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davada iki ayrı talepte bulunulmuştur. Bunlardan ilki, tarafların müşterek miras bırakanı Ali Fevzi Özdoğancı’nın ev eşyalarının, davalı tarafından kendi evine getirilerek kullanıldığı ileri sürülerek bunların terekeye iadesi, olmadığı taktirde bedelinin tahsiline ilişkin olup; Somut uyuşmazlıkta davacılar ve davalı murisin alt soyudur. Davalı, davada davacı tarafın mirasçılık sıfatına karşı koymamıştır. Tarafların mirasçılık sıfatları üzerinde bir uyuşmazlığın bulunmadığı hallerde, miras sebebiyle istihkak davasından söz edilemez. Uyuşmazlık Türk Medenî Kanununun 640 ve devam maddelerinde belirtilen mirasın paylaşılmasına ilişkindir....

      UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Taraflar arasındaki uyuşmazlık yerel mahkemece verilen kararda, dava konusu olaya uygulanması gereken usul ve yasa hükümlerine her hangi bir aykırılık, eksik inceleme ve/veya yanılgılı değerlendirme bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER: Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Vezirköprü 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/3 esas 2023/100 karar sayılı kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; murisin ehliyetsizliği ve hileye maruz bırakılması nedenlerine dayalı tapunun iptali ile terekeye iadesi istemine ilişkindir....

      Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; sebepsiz zenginleşme olgusuna dayalı davada bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, murise ait kasadan çıkan miktarın davacı tarafından ileri sürülen kadar olmadığı gibi bekar olan kardeşlerinin düğün ve ev masrafları ile murisin vergi borcuna harcandığı nedeniyle açılan davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, "...Sebepsiz iktisapta, geri isteme hakkına ilişkin bir yıllık zamanaşımı süresi (murisin kasasının açıldığı tarih ile dava tarihi arasındaki uzunca süre geçtiği dikkate alındığında) geçmiş bulunduğundan bahisle" davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından süresinde temyizi üzerine Dairemizin 28.04.2009 tarih ve 2009/4948-7569 sayılı ilamı ile; "dava miras sebebiyle istihkak davası olmayıp davacı muristen intikal eden para ve altındaki miras payını istemektedir. Talebin adi istihkak olması itibarıyla dava genel zamanaşımı olan 10 yıl zamanaşımına tabidir....

        Bu durumda; davacı 3. şahsın yaptığı ödeme ile takip borçlusu borcundan kurtulmuş ve sebepsiz zenginleşmiştir. Dolayasıyla taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (818 sayılı BK)’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (Benzer hüküm 6098 sayılı TBK)’nun m. 77 vd.yer almıştır.) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Bu genel açıklamadan sonra sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için aranan şartların açıklanmasında yarar görülmüştür....

          Sebepsiz zenginleşmede; davacının geri alma hakkının, buna karşın davalının geri verme borcunun doğması, bunların malvarlıklarının birbiri zararına ve yararına olmak üzere karşılıklı yoksullaşma ve zenginleşmelerine bağlıdır. Bunun doğal sonucu olarak da, bu geri alma hak ve borcunun doğum anı, sebepsiz yoksullaşma ve zenginleşme olgularının gerçekleştikleri andır. O halde geri isteme hakkının kapsamı da kural olarak, anılan hak ve borcun doğdukları tarihten daha önce belirlenemez. Şu durumda, sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu; zenginleşmenin geçersiz bir duruma dayanması durumunda hemen, geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an, var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur. Edim yerine getirildiği sırada geçerli bir hukuksal nedenin bulunmasına karşın sonradan bu neden ortadan kalkmış olursa, bu durumda sebepsiz zenginleşme, nedenin ortadan kalktığı an meydana gelir....

            Terekeye karşı yapılan ve mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması hile vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket ederek davayı birlikte açmaları, ayrıca mirasçılardan birisinin terekeye iade istekli dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve davanın bu şekilde yürütülmesi gerektiği tartışmasızdır. (TMK 640 md.) O halde, davacılar tarafından ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenlerine dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından, mahkemece davanın reddine yönelik verilen karar bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olduğuna göre, davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.75....

              Hukukunun uygulanması gerektiği (davalı ve murisin ... vatandaşı olduğundan) ve ... Mahkemelerinde yargılama yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın miras ilişkisinden kaynaklandığı, MÖHUK 43.maddesinde "mirasa ilişkin davalar ölenin Türkiye'deki son yerleşim yeri mahkemesinde, son yerleşim yerinin Türkiye'de olmaması halinde terekeye dahil mallarının bulunduğu yer mahkemesinde görülür" hükmünün yer aldığı, bu hükmün resen nazara alınması gerektiği, somut olayda murisin 30.04.1999 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybettiği, bunun sonucu olarak Türkiye'de ikametgahının bulunmadığı, bu nedenle terekeye dahil malın(aracın) bulunduğu ......

                UYAP Entegrasyonu