devrini önlemek için ihtiyati tedbir kararı verilerek kayıtları üzerine devri önleyici tedbir şerhinin konulmasını, davalının murisin kalan mirası reddinin iptali ile mirasın resmen tasfiyesini ve alacaklarının tahsiline imkan sağlanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.04.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tashih isteminin kabulüne dair verilen 15.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca davacı vekili incelenmesi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK'nın 617. maddesi gereğince mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir....
Açıklanan yasa hükümleri gereğince, murisin temsilcisi olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan temsilcisi olarak da şahsi sorumluluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....
ın üzerine kayıtlı herhangi bir menkul gayrimenkul malvarlığının bulunmadığını, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile müvekkilleri tarafından mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, H.. T.. mirasçıları olan davalılar tarafından usulüne uygun olarak mirasın reddedildiğine dair karar alınmadığı, mirasın reddinin beyan üzerine olduğu, miras usulüne uygun şekilde reddedilmediğinden TMK'nın 612. maddesi uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiyenin gerçekleştirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir. Hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mirasın reddedilmiş sayılacağı kanundan doğan bir karinedir. Mirası hükmen reddetmiş sayılan kişi tereke alacaklılarına karşı dava açarak bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def'i yoluyla da ileri sürebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, terekenin borca batık olduğu iddiasına dayalı olarak açılan mirasın hükmen reddine ilişkindir. Murisin uyapta kayıtlı olan İstanbul 2.İcra Müdürlüğünün 2019/11276 T8 T8 alacaklı olduğu halde davalı olarak gösterilmemesi nedeniyle davalılar yanında davaya dahil edilmişlerdir....
Yerel mahkemece murisin ölüm tarihinden sonra, mirasçıları tarafından murise ait terekenin paylaşılıp paylaşılmadığı hususlarında da araştırma yapılmamıştır. Dava mirasın hükmen reddi davasıdır. Mirasın hükmen reddi koşulu miras bırakan kişi (muris) vefat ettiği tarihte borçlarının tüm alacak ve malvarlığından fazla olması gerekir. Diğer bir değişle miras bırakan kişinin ölüm tarihinde terekedeki pasiflerin aktiflerden fazla olması durumunda, borca batıklık söz konusu olacağından mirasın hükmen reddi ortaya çıkar. Murisin bıraktığı mirasın borca batık olduğunun resmen tespit edilmiş olması veya tespit edilebilir olması gerekir. Burada (süresinde yapılan gerçek redden farklı olarak ) ölüm tarihinde borca batıklığın kesin olarak tespit edilmesi zorunludur....
Davalı T4 A.Ş. vekili 29/04/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının yargılamaya tabi olduğunu, mirasın borca batık olup olmadığının mahkemece araştırılmasını, terekenin borca batık olup olmadığını mirasın kanunen hükmen reddinin gerekip gerekmediğinin önceden bilinmesinin mümkün olmadığını, taraflarına bir birdirim yapılmadığını, taraflarınca İstanbul 7....
Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş ise de bu durum yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirasın reddinin iptali ... ile ... aralarındaki mirasın reddinin iptali davasının reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 30.05.2013 gün ve 197/228 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 0,90 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 18.09.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi....
Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacı hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş ise de bu durum yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....