Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin 04/04/2013 tarihli ve 2013/881 E-2013/4905 K sayılı kararındaki "dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Muris muvazaası iddiasına dayalı davaların terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğini taşıdığından herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği tartışmasızdır. Başka bir anlatımla muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez....

Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın 1986 yılında vefat eden muris Zekiye Özgenç'e ait olduğunu, taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, davalıya devrinin nasıl yapıldığının taraflarınca bilinmediğini ancak muvazaalı bir işlem yapıldığı kanaatinde olduklarını, satış veya devrin mal kaçırmaya yönelik olduğunu ileri sürerek miras hissesi oranında tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuş, 02/08/2018 tarihli dilekçesi ile "Dava dilekçemizin konu kısmında da belirttiğimiz gibi açılan dava muris muvazaası hukuksal nedeniyle tapu iptal ve tescil davasıdır." şeklinde beyanı ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteminde bulunduklarını açıklamıştır....

Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçılar, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil davası açabilirler (22.5.1987 tarih ve 4/5 sayılı İBK). Ayrıca muris taşınmazı yararına mal kaçırmak istediği mirasçına doğrudan temlik etmeyip aracı emanetçi kullanmak suretiyle de devretmek isteyebilir. Bu durumda da dava açılarak muvazaa her türlü delille ispat edilebilir. Ayrıca muris muvazaası iddiasına dayalı davalar terekeye karşı yapılan haksız fiil nedeniyle yolsuz tescil niteliğinde olduğundan zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi değildir. Zira bu muvazaalı işlemin hükümsüz olmasının doğal sonucudur....

Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçılar, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil davası açabilirler (22.5.1987 tarih ve 4/5 sayılı İBK). Ayrıca muris taşınmazı yararına mal kaçırmak istediği mirasçına doğrudan temlik etmeyip aracı emanetçi kullanmak suretiyle de devretmek isteyebilir. Bu durumda da dava açılarak muvazaa her türlü delille ispat edilebilir. Ayrıca muris muvazaası iddiasına dayalı davalar terekeye karşı yapılan haksız fiil nedeniyle yolsuz tescil niteliğinde olduğundan zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi değildir. Zira bu muvazaalı işlemin hükümsüz olmasının doğal sonucudur. Bu tür uyuşmazlıklarda miras bırakanın asıl irade ve amacının tespiti gereklidir....

Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir. (Bknz. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2016/7130 Esas, 2019/5122 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı tarafça dava konusu parsellerde murise ait hisselerin muvazaalı olarak davalıya devredildiğinin ileri sürülerek muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, mahkemece davanın reddine yönelik kararın verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Yukarıdaki Yargıtay kararı içeriğinde de belirtildiği şekilde, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda davacı tarafça muvazaa iddiasının ispatı gerekmektedir....

Mirasçı olmadığından davalı damat aleyhine muris muvazaasına dayalı dava açılamayacağı yönündeki mahkeme kararı ve gerekçesi yerinde değildir. Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmaz ise tenkis isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanları...'...

    nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Davacılar, dava dışı...'ın mirasbırakan ...'dan aldığı vekaletname ile muris adına kayıtlı ...ve ... parsel sayılı taşınmazları satış suretiyle arkadaşı olan davalı ...'a temlik ettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını, satış bedelinin bir kısmını dava dışı vekil ...'in hesabına yatırdığını bir kısmını da elden ödediğini, mirasbırakan ...'ın başka mirasçıları tarafından aynı taşınmazlara yönelik aleyhine açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davanın reddedilerek kararın Yargıtay tarafından onandığını belirtip davanın reddini savunmuştur....

      Halbuki dava muris muvazaası davası olduğuna göre, murisin iradesini tespite yarayan her türlü delil ve belgenin değerlendirilmesi muris muvazaasına ilişkin davaların dayanağı olan 1.4.1974 tarihli içtihadı birleştirme kararının da bir gereğidir. Davacılar söz konusu belge ile açıkça taşınmazın muris tarafından davalıya bedeli mukabili verildiğini bildiklerini. Davalı hakkında dava açmayacaklarını kabul ettiklerine göre somut olayda birleşen dava açısından muris muvazaasından bahsetmek mümkün olmayacaktır. Diğer yandan irade fesadı halleri dışında bahse konu belge ortada dururken davcılar tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı dava açmak yine hakkın suistimali olacak, iyi niyetle bağdaştırmak mümkün olmayacaktır. Halbuki hukuk düzenleri kötü niyeti daima mahkum etmiştir. Hal böyle olunca birleşen davada davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabul yönünde verilen kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılmak mümkün olmamıştır....

        yoksa nisbi muvazaa niteliğindeki muris muvazaası hukuksal nedenine mi? dayanıldığı tam olarak anlaşılamamaktadır. Bu durumda, (a)mahkemece öncelikle yargılama aşamasında reşit olan davacı T1 yönünden asaleten verilecek usulüne uygun vekaletnamenin sunulması için davacı vekiline usulünce makul ve kesin süre verilmesi, vekaletnamenin sunulmaması veya davacı Rumeysa'nın bizzat davayı takip etmemesi halinde adı geçen davacı adına açılan davanın eldeki davadan tefrikine karar verilmesi, (b)müteakip davacı tarafa; davanın TBK'nın 19.maddesi kapsamında muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası mı? yoksa muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davası mı?...

        UYAP Entegrasyonu