Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muris muvazaası yönünden yapılan inceleme; 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İBK’nda sözü edilen muris muvazaasında, mirasbırakan ile sözleşmenin karşı tarafı malın temliki hususunda anlaşmakta, ancak görünüşteki sözleşmenin niteliğinin değiştirilmektedir. Dolayısıyla muris muvazaası aynı zamanda tam muvazaa niteliğindedir. Muris muvazaasında mirasbırakan ile karşı taraf arasında yapılan muvazaa anlaşması mevcut olup, amaç mirasçıları aldatmaktır. Bu muvazaa türünün bünyesinde iki farklı sözleşmenin yer alması nedeniyle nisbi muvazaa niteliğindedir. Çeşitli şekillerde ortaya çıkar; gerçekte bağış olan işlemi satım sözleşmesi gibi, gerçekte bağışlamasına karşın ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi....

Yukarıdaki karar içeriğinde de belirtildiği şekilde muris muvazaası iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir. Davacı taraf dosyaya yansıyan bilgi, belge ve deliller içeriğine göre muvazaa iddiasını ispatlayamamıştır. Bu nedenlerle davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususlar yerinde değildir....

Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçılar, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil davası açabilirler (22.5.1987 tarih ve 4/5 sayılı İBK). Ayrıca muris muvazaası iddiasına dayalı davalar terekeye karşı yapılan haksız fiil nedeniyle yolsuz tescil niteliğinde olduğundan zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi değildir. Zira bu muvazaalı işlemin hükümsüz olmasının doğal sonucudur. Ancak, miras bırakanın sağlığında yaptığı muvazaalı işlemin, hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırmaya yönelik olması, yani mirasçılar arasında mal paylaştırmayı amaçladığının anlaşılması halinde, 01/04/1974 tarih ve 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı'nın uygulanma yeri olmayacaktır....

nin taşınmazı alım gücünün olup olmadığının araştırılmadığını, kaldı ki alım gücünün olduğunun tanık beyanları ile sabit olduğunu, davada asıl konunun muris muvazaası değil alacak olduğunu, davacı tanıklarının hiçbirisinin muvazaadan bahsetmediklerini, davacının taşınmaza inşaatın yapılması için verdiğini iddia ettiği paranın iadesini istediğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. 6. Gerekçe 6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237....

    Muris muvazaasına konusu taşınmazın üçüncü şahıslara devri halinde davacı tarafın üçüncü şahsa karşı tapu iptal tescil davası açma hakkı bulunduğu gibi muvazaalı satışın tarafı olduğunu iddia ettiği taşınmazı devreden şahsa karşı miras payı oranında tazminat talep etme hakkı da vardır. İş bu davada davacı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali tescil talep etmemiş, pay oranında tazminat isteminde bulunmuştur. Dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre taraflar arasındaki çekişmenin muris muvazaası hukuksal nedeninden kaynaklandığı açıktır. Muris muvazaasından kaynaklı tapu iptal tescil davaları taşınmazın aynından kaynaklı davalar olduğundan davanın, gayrimenkulün bulunduğu yerde görülmesi gerekir. Davalının, davanın tenkis davası olduğunu beyanla yetki itirazı mevcut olup, genel yetki kuralına göre mahkemenin yetkisiz olduğu yönünde herhangi bir itirazı da bulunmamaktadır....

    Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil istenebileceği gibi, tazminat istenebileceğinde de kuşku yoktur. Satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği kabul edilmelidir. (HGK.'nun 29.4.2009 gün 2009/1- 130 S.K.) Esasen, yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır. (Bknz. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2015/12919 Esas, 2018/11494 Karar sayılı kararı, Yargıtay 1....

    Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçılar, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil davası açabilirler (22.5.1987 tarih ve 4/5 sayılı İBK). Muris muvazaasına ilişkin belirlenen yukarıdaki ilkelere göre miras bırakanın kayden hiç malik olmadığı taşınmaz bakımından muris muvazaası hükümleri uygulanamaz.(Y.1.HD 2014/7816- 17199 sayılı kararı). Çekişme konusu, İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, Çırpıcı Mah., 2707 ada, 46 parsel sayılı arsa vasıflı kat irtifakı kurulu taşınmaz üzerindeki daire vasıflı 3 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın dava dışı Hilal Gayrimenkul......

    -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak tazminat ve tenkis istemine ilişlindir. Mahkemece, muris muvazaası olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalıların istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de "miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır....

      parsel sayılı taşınmazın bedelini ödeyerek davalılar adına tescil ettirdiğini, işlemin mal kaçırma amaçlı olduğunu ve saklı payın zedelendiğini ileri sürerek, muris muvazaası nedeniyle miras payı oranında tapu iptal ve adına tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davaya karşı beyanda bulunmamışlardır. Mahkemece, 4 numaralı bağımsız bölüm yönünden husumet nedeniyle, diğer bağımsız bölümler yönünden muris muvazaası ve tenkis koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

        İstinaf Nedenleri Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın temelinin muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, dava konusu taşınmazların 2007 yılında kadastro tespitlerinin yapıldığını ve mirasbırakanları ...’ın kadastro tespiti üzerinden 10 yıllık hak düşürücü süre geçmeden 17.02.2015 tarihinde öldüğünü, hak düşürücü sürenin eldeki davaya uygulanamayacağını, muris muvazaası konusunda herhangi bir araştırma yapılmadığını, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusunun tespitini yapan mahkemenin bir sonraki duruşmada davanın usulden reddine karar verdiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 3....

          UYAP Entegrasyonu