Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Daire : ONUNCU DAİRE Karar Yılı : 1989 Karar No : 858 Esas Yılı : 1987 Esas No : 413 Karar Tarihi : 24/04/989 DAVACININ ARACINA GÜMRÜK İDARESİNCE GEREKSİZ YERE 2,5 AY SÜREYLE EL KONULMASI İŞLEMİNİN İCRASINDAN DOĞAN MADDİ ZARARIN GİDERİLMESİ İSTEMİYLE AÇILACAK DAVADA, DAVA AÇMA SÜRESİNİN EL KOYMA İŞLEMİNİN YÜRÜTÜLMESİNİN SONA ERDİRİLDİĞİ GÜNDEN İTİBAREN BAŞLIYACAĞI HK....

    MADDI VE MANEVI TAZMINAT( TRAFIK KAZASI NEDENIYLE) MESULIYET ŞARTI( ZARARIN TAZMINI) "İçtihat Metni"Davacı N…….. D…….. vd. vekili Avukat N……. Ö……… tarafından, davalı M……… G……. ve A. Sigorta AŞ. aleyhine 4/7/2002 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 2/7/2007 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan M……… G……. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 10/2/2009 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi....

      Hukuk Dairesinin 2018/1512 E., 2019/3210K.sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, aynı Dairenin 2013/13488 E., 2014/15512 K.sayılı kararının da aynı konuya ilişkin olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2000/1072 Esas, 2000/1124 Kara sayılı ilamında ise munzam zararın oluştuğu zaman dilimindeki enflasyonist ortamın maruf ve meşhur vakıa olarak kabul edileceği, bu dönemde bireyin parasının değerini sabit tutmak için çaba harcayacağı ve bunun hayat tecrübelerine uygun düşen bir karine olduğunun kabul edildiğini, Anayasa Mahkemesinin 21/12/2017 tarihli 2014/2267 E. sayılı kararında munzam zararın mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, munzam zararın tahsiline yönelik açılan davada mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin Anayasa m.35 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda alacağın enflasyonist ortamda değer kaybına uğratılarak ödendiği halde zararın tazmini için açılan munzam zarar davasında somut ispat rejiminin aranmasının başvurucuya aşırı ve olağan dışı külfet yüklediği, bu kapsamda...

      Yerel mahkemece; " Davacı TSMF’nin selefi Banka Çalışanlarının yol açtığı zararın mudilere kusurlu olarak temerrüde düşülerek ödenmiş olması sebebiyle munzam zarara dayanmakta olup, munzam zararın, BK-44/1 gereği davacının kusuru ile artan borç miktarı kapsamında kalması, munzam zararın Yargıtay ve donkrin tarafından borçlunun temerrütte kusuru ile oluşan zarar olarak tarif edilmesi, hatta Yüksek Yargıtay’ın munzam zararın asıl borçtan bağımsız bir tazmin borcu sayılmasına dair yerleşik içtihatları da düşünüldüğünde, munzam zarar konusunda, davalılar bakımından illiyet bağının kesildiği, davalıların dava konusu zarar dolayısıyla bir sorumluluklarının bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalıların bankaya verdiği zararla ilgili başlatılan icra takip dosyalarının, ticaret mahkemelerinde munzam zararla ilgili açılan ve kesinleşen dava dosyalarının celbedilmediği, ayrıca davalılar hakkında açılan idari soruşturma ve ceza davası sebebiyle davacı tarafın oluşan...

      Munzam zararın tazmini için alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. Davacının enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olguları değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğünü kanıtlaması gerekir....

        Munzam zararın tazmini için alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. Davacının enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olguları değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğünü kanıtlaması gerekir....

          Munzam zararın tazmini için alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. Davacının enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olguları değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğünü kanıtlaması gerekir....

            Sayılı dosyasına 02.03.2022 tarihinde 19.090,60-TL ödeme yapıldığını, munzam zarar talebinin reddi gerektiğini, munzam zararın meydana gelebilmesinin temel koşullarından birisi olan munzam zarann tazmini için borçlunun kusurlu olması gerektiğini, somut olayda müvekkil şirketin hiçbir şekilde kusurunun mevcut olmadığını, Müvekkil şirket süresi içerisinde tüm değerlendirmeleri yapıp ödemelerini yaptığını, Müvekkil sigorta şirketinin kusurlu olmadığı ve haliyle munzam zarardan da sorumlu tutulmayacağının izahtan vareste olduğunu, davacı tarafça munzam zararda talep edilmiş ise de, munzam zararın, borçlunun temerrütü nedeniyle uğranılmış olan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zararı olduğu, alacaklının, temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının sigorta şirketinden tahsilini talep edebileceği, munzam zarar olduğu hususunun alacaklı tarafından ispatlanması gerektiği, diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle...

              Dosyamız kapsamında uyuşmazlığın temel noktası ödenen bedel ve hakem kararının yasaya uygunluğundan ziyade davalının ödemede temerrüde düşüp düşmediği ve bu kapsamda davacının munzam zararı doğup doğmadığına ilişkindir. Davacı tarafından faizi aşan munzam zararının tazmini talep edilmiş ise de yerleşik Yargıtay içtihatları da nazara alındığında TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır....

                Dosyamız kapsamında uyuşmazlığın temel noktası ödenen bedel ve hakem kararının yasaya uygunluğundan ziyade davalının ödemede temerrüde düşüp düşmediği ve bu kapsamda davacının munzam zararı doğup doğmadığına ilişkindir. Davacı tarafından faizi aşan munzam zararının tazmini talep edilmiş ise de yerleşik Yargıtay içtihatları da nazara alındığında TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır....

                  UYAP Entegrasyonu