Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Hakimliği NOSU :2003/672- 2005/897 Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklanan munzam zarar istemine ilişkin bulunmasına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 8/1/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Müdürlüğü'nün 2013/13690 sayılı dosyası ile 20.06.2014 tarihinde tahsil edilen ana para faiz toplamından gelir vergisi kanunu gereğince alınan faizin vergisi düşüldükten sonra kalan tutar ile bilirkişi tarafından tespit edilecek zarar arasındaki farkın munzam zararını oluşturduğunu ileri sürerek, munzam zarar alacaklarının şimdilik 1.000,00 TL'sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın 6502 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra açıldığı, davacının tüketici, uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle, görevsizliğine ve dosyanın talep halinde ... Tüketici Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı ve ihbar olunan ... vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davalı ve ihbar olunan ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

      Sürenin başlangıcı da, munzam zararın hukuki yapısından hareketle genel hüküm uyarınca alacağın muaccel olduğu zamandan başlatılacaktır. Somut olayda, kesinleşen mahkeme kararıyla 4.253,00 TL asıl alacağın 30/10/1997 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Asıl davanın açılması, işbu davadaki munzam zarar talebi yönünden zamanaşımını kesmeyeceğine göre, munzam zarar davasının açıldığı tarihten geriye doğru on yıllık süre içerisinde gerçekleşen zarar bölümünün talep edilmesi mümkün olup, bu süre dışında kalan zarar bölümü ise zamanaşımına uğramıştır....

      DAVA KONUSU : Bankacılık işleminden kaynaklı munzam zarar tazminatı KARAR : Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

      Sürenin başlangıcı da, munzam zararın hukuki yapısından hareketle genel hüküm uyarınca alacağın muaccel olduğu zamandan başlatılacaktır. Somut olayda, kesinleşen mahkeme kararıyla 4.253,00 TL asıl alacağın 30/10/1997 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Asıl davanın açılması, işbu davadaki munzam zarar talebi yönünden zamanaşımını kesmeyeceğine göre, munzam zarar davasının açıldığı tarihten geriye doğru on yıllık süre içerisinde gerçekleşen zarar bölümünün talep edilmesi mümkün olup, bu süre dışında kalan zarar bölümü ise zamanaşımına uğramıştır....

      CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, ilgili hasar dosyasının incelendiğini ve davadan önce davacının zararının ----- nolu hasar dosyası kapsamında ------- nolu tahkim başvurusunda verilen kesin hükme istinaden müvekkili olan davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığını, poliçeden kaynaklı başkaca sorumluluğu bulunmadığını, Sigortacılık Kanunu’nu madde 30 gereği ancak sigorta sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkların çözümü için sigorta tahkim yargılamasına başvurulabileceğini, ancak sigorta sözleşmesinde kaynaklı tazminatın gereği gibi ödenmemesinden kaynaklı munzam zarar iddiası asıl alacakla birlikte talep edilmeyip ayrı bir dava konusu yapılmışsa sigorta tahkim yargılamasına gelinemeyeceğini, munzam zararın asıl alacaktan tamamen bağımsız olduğunu, bununla birlikte tahkim yargılaması öncesinde ödeme yapılamaması müvekkili olan davalının değil davacının kusuruna dayandığını, aracın onarımı veya değer...

        DAVA KONUSU : Bankacılık işleminden kaynaklı munzam zarar tazminatı KARAR : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankaya devredilen Egebank AŞ'nin Taksim Şubesine 07.12.1999 tarihinde vadeli şekilde 168.377,00 TL para yatırdığını, müvekkilinin parasının davalı bankanın kasıtlı yönlendirmesi ile yurdışındaki paravan bankaya gönderildiğini ve Egebank AŞ'nin davalı bankaya devredilmesi sonucu müvekkilinin davalı bankadan parasını talep ettiğini ancak davalı bankanın sigorta kapsamında bulunmadığı gerekçesi ile parayı müvekkiline ödemediğini, bu alacağa ilişkin müvekkilince İstanbul 47. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/107 Esas sayılı davasının açıldığını ve mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verildiğini, hüküm altına alınan alacağın İstanbul 20....

        Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. --------- karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....

          Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. --------- karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....

            Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. --------- karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....

              UYAP Entegrasyonu