ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/04/2023 NUMARASI : 2020/579 ESAS, 2023/180 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklı Munzam Zarar) KARAR : Samsun 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “munzam zarar alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin 13.03.2014 tarihli ve 2014/32 E. 2014/99 K. sayılı direnme kararının davalı idare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 09.12.2021 tarihli ve 2017/(18)5-2800 E. 2021/1629 K. sayılı ilamı ile karar bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece karar verilmiş ve dosya tekrar Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir. Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü: İstem, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden dolayı munzam zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen direnme kararı, Hukuk Genel Kurulunun yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kararı ile bozulmuş; mahkemece yeni bir karar verilmiştir....
Asıl davanın açılması, işbu davadaki munzam zarar talebi yönünden zamanaşımını kesmeyeceğine göre, munzam zarar davasının açıldığı tarihten geriye doğru on yıllık süre içerisinde gerçekleşen zarar bölümünün talep edilmesi mümkün olup, bu süre dışında kalan zarar bölümü ise zamanaşımına uğramıştır. Dolayısıyla, eldeki munzam zarar davasının açıldığı tarihten geriye doğru 10 yıllık süre nazara alınarak bu dönem için alacaklının maruz kaldığı zarar miktarından, davacının elde ettiği faiz gelirinin mahsubu ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir....
Sayılı dosyasına konu alacak davalının haksız itirazı nedeniyle ancak 23/11/2021 tarihinde tahsil edilebildiğini, iş bu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ile karşılanmayan zararlarının tahsilini amaçladığını, davaya konu uyuşmazlık alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olmakla yetkili mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının munzam zararı en az 200.000,00 TL olduğunu bu alacağa temerrüt tarihinden (27/02/2022) itibaren faiz de yürütülmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Esas sayılı dosyasına konu alacak davalının haksız itirazı nedeniyle ancak 01/02/2022 tarihinde tahsil edilebildiğini, işbu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ile karşılanmayan zararlarının tahsilini amaçladığını, davaya konu uyuşmazlık alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olmakla yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, emsal kararlara göre yapılması gereken hesaba göre müvekkilinin munzam zararının en az 40.000,00TL olduğunu, bu alacağa temerrüt tarihinden (27/02/2022) itibaren faiz de yürütülmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL'nin işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın HMK'nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; görevsizlik kararının...
Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı, 6098 sayılı Kanun’un 122 nci maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu, illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır. Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın, yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. Başka bir anlatımla, alacaklı tarafça aşkın (munzam) zarar olgusu, 6100 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır....
Munzam zarar olarak bilinen bu istemin dayanağı, Borçlar Kanununun 105.maddesidir. Anılan hüküm şöyledir; "alacaklının duçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe, bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir". Gerçekten, alacaklının gecikmeden ötürü uğradığı zarar temerrüt faizinden fazla olabilir. Yasa hükmü uyarınca, temerrüt faizi isteyebilmek için zararın ispatı gerekmediği halde, alacaklı bu faizin üstündeki zararını ispat etmek koşuluyla faizi aşan zararını da talep edebilecektir. Görülüyor ki munzam zarar, borcun hiç veya kararlaştırılan sürede ifa edilmemesinden doğmaktadır. Bu özelliğinden dolayı da munzam zarar müspet zarardır. Faiz alacağından farklı olarak da özellikle belirtmek gerekir ki alacaklının temerrüt faizi üzerinde bir zararı bulunması ve bu zararın somut biçimde alacaklı tarafından ispat edilmesi gerekir....
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın görevsiz mahkemede ikame olunduğunu, davanın mahiyeti itibari ile belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığını, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, davacının talepleri genel şartlar uyarınca teminat dışı olduğunu, başvuru sahibini munzam zarara dair taleplerinin reddi gerekmesi gerektiğini, davacı tarafın munzam zararını somut bir şekilde ispat edemediğini, davacı taraf munzam zarara uğradığını somut veriler ile ispat edemediğini, munzam zarar talebine dayanak olarak yüksek enflasyonu gösterdiğini, Yargıtay'ın istikrarlı kararları munzam zararın objektif değil sübjektif bir zarar olduğu ve enflasyon, kur artışı vb. genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydı ile, sigorta hukuk prensibi itibari ile, müvekkil şirketin sorumluluğu mal varlığında riziko anında meydana gelen azalma ile sınırlı olduğunu, izah...
munzam zarar tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....
Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....