Somut olay, tapunun beyanlar sütununa tescile imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymamaktadır Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere göre dava konusu muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi ve tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmesi doğru değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/175 Esas ve 2013/199 Karar sayılı dosyası ile açmış olduğu, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası sonunda 1/3 hissesi davalıya geçtiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı tarafından inşaatı yapılan üç katlı betonarme bir ev bulunduğunu, bu evin mülkiyeti davacıya ait olup davalının hiçbir hakkı bulunmadığını belirterek 110 parsel numaralı taşınmaz üzerinde bulunan evin ...'a ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
un olduğunun tapunun beyanlar hanesine kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, davacı tanıkları ve davalı tanıklarının görgüye dayanan somut nitelikli beyanlarına göre; ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan dava konusu 2 adet kargir tavuk çiftliği ve eklentileri niteliğindeki 2 adet lojmanın, davacılar Kemal ve ... ile bir kısım davalıların mirasbırakanı ... tarafından birlikte 1998 yılında yapımına başlanıp 1999 yılında tamamlanmış olmasına rağmen ...'un anılan tavuk çiftlikleri ve lojmanları yaptığı gözardı edilerek, davaya konu muhdesatların sadece davacılar Kemal ve ... tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi isabetsizdir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....
Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların kabulüne, 04.12.2003 tarihli fen bilirkişi raporunda rapor ve eki haritada gösterilen 18.244,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, son parsel numarası verilerek Hazine adına tarla vasfı ile tapuya tesciline, taşınmaz üzerinde mevcut 700 adet mandalina, 200 adet zeytin ağacı ve 1000 metrekare yüzölçümündeki seranın davacı ... tarafından yapıldığının tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3402 sayılı Yasa'nın 19. maddesi uyarınca, tapu kaydına muhdesat şerhi verilebilmesi için, muhdesatın kadastro çalışmaları sırasında mevcut olması gerekir. Başka bir anlatımla, kadastro sırasında mevcut olmayıp sonradan tesis edilen muhdesatın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda çekişmeli taşınmaz, 1956 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tesbit harici bırakılmıştır....
Bu hüküm karşısında davacının talebinin hukuki niteliği; " kadastro tespit işlemine karşı askı ilan süresinden sonra genel mahkemeye açılmış, taşınmaz üzerindeki muhtesatın kütüğün beyanlar hanesine şerhi(tescili) talebi" olarak kabul edilmeli ve mahkemece de delilerin bu hukuki niteleme doğrultusunda toplanması ve takdir edilmesi gerekir. Hukuki durum böyleyken; mahkemece davanın HMK.106.madde uyarınca açılmış muhtesata ilişkin bir tespit davası olarak nitelenmesi ve davacının bu davayı açmada hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması; kanımca hatalıdır. Bu nedenle, temyiz edilen hükmün açıkladığım sebeple bozulması gerektiğini düşünüyor; Değerli çoğunluğun onama kararına katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Ve Tapunun Beyanlar Hanesine Şerhi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma üzerine yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın hukuki yarar şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, davaya konu 289 parsel üzerinde bulunan bağ ve fıstık ağaçlarının davacıya ait olduğunun tespitini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece, Davanın kabulü ile; 652 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve 17/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda özellikleri belirtilen muz sarartma tesisi ile iki katlı betonerme inşai muhdesatın davalı .'a ait olduğunun tespitine; bu tespitin tapu kaydının beyanlar hanesine şerh düşülmesine, harç, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davayı kabul eden ve hal ve hareketleri ile dava açılmasına sebebiyet vermeyen davalı ... ve ... dışındaki davalılardan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25/11/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde muhdesatın tespiti ve muhdesatın tapunun beyanlar hanesine tescil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30/09/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmuş olmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, muhtesat aidiyetinin tespiti ile muhdesatın, tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesi istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf, murislerinden intikal eden dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı muhdesatın 1996 yılında murisleri Halil Harşıt tarafından yaptırıldığını ve taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunduğunu beyan ederek, üç katlı binanın muris Halil Harşıt tarafından yaptırıldığı ve muhtesatın müvekkillerine aidiyetin tespiti ile tapunun beyanlar hanesine şerhi istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Somut olay, tapunun beyanlar sütununa tescil imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymamaktadır. Ne var ki, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerekir....