Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda değinilen ilkelere göre muhdesat oranı doğru bir şekilde hesap edilerek bu orana göre satış bedelinin dağıtılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, denetime elverişli olmayan kök ve ek bilirkişi raporlarına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, muhdesat oranının hüküm sonucunda gösterilmemesi, satışın genel açık artırma suretiyle yapılacağının yazılmaması, satış bedelinin paydaşlara tapudaki payları oranında değil de muhdesat oranları gözönüne alınmak suretiyle tespit edilecek orana göre kararlaştırılmaması ile taşınmaz satış bedeli üzerinden alınan binde 11,38 harcın yine aynı oranda paydaşlardan alınmasına ve vekalet ücreti ile yargılama giderinin paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlardan alınmasının kararlaştırılması da doğru görülmemiştir....

    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olayda; davalı ... keşif sırasında muhdesat iddiasında bulunmuş, davacı ve diğer davalılar itiraz etmemişlerdir. Alınan bilirkişi raporunda muhdesata ilişkin tespit yapılmış olsa da muhdesat oranları kurulmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş; satışına karar verilen 847 ada 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve bilirkişi tarafından kıymeti belirlenen binalarla ile ilgili olarak yukarıda açıklandığı şekilde söz konusu muhdesatın taşınmazın toplam değerine oranı konusunda ek rapor alınarak oran kurulmak suretiyle satış bedelinin paylaştırılması sırasında bu oranın nazara alınarak muhdesat oranının muhdesat sahibi paydaşa, arz değerinin de paydaşlara tapudaki hisseleri oranında dağıtılmasına karar vermek olmalıdır....

      Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olayda; davalı ...’nun dava konusu taşınmaz üzerindeki bilirkişi raporunda C ile gösterilen binada muhdesat iddiasında bulunduğu anlaşılmıştır....

        Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Somut olaya gelince; dava konusu 125 ada 147 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalılardan ...’e ait olduğu .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/220 E. - 316 K. sayılı ilamı belirlenmiş olup mahkemece muhdesatın bedelinin davalı ...’e verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda muhdesat oranı hatalı olarak saptanmıştır. Şöyle ki, bilirkişi tarafından dava konusu 125 ada 147 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ...’e ait muhdesat değerinin, muhdesat ve arz bedeli toplamına oranlanması gerekirken muhdesat değeri sadece arz değerine oranlanmak suretiyle hatalı oran belirlenmiştir. Bu itibarla, mahkemece hatalı şekilde oran kurulan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

          Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde inceleme yapılarak taşınmazın satışından elde edilecek bedelin muhdesat iddiasında bulunan paydaşlar lehine belirlenecek muhdesat oranı doğrultusunda, öncelikle muhdesat sahibi davalıya ödenmesi, kalan bedelin payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, değinilen yönler gözetilmeden, mahkemece satış bedelinin paydaşlara tapu kayıtları ve hisseleri oranında paylaştırılması doğru olmamıştır. Bunun yanı sıra; davacı taraf dava dilekçesinde, 15 parsel sayılı taşınmazın da ortaklığının giderilmesini talep ettiği halde mahkemece, söz konusu taşınmaz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Bedelinin Tahsili K A R A R Her ne kadar, 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı tarafından "..dava tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve muhdesat bedelinin tahsili istemine ilişkindir." gerekçesi ile dosya dairemize gönderilmiş ise de; (bozma sonrası temyiz konusu) dava, bizatihi muhdesat bedelinin tahsili istemine ilişkin bulunmakla, uyuşmazlığın Dairemiz görev alanı ile ilgisi bulunmadığından, dosyanın Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              Dava, tapu kütüğünün beyanlar hanesindeki muhdesat kaydının terkini istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....

                Dava, tapu kütüğünün beyanlar hanesindeki muhdesat kaydının terkini istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....

                  Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece, öncelikle muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair tüm tarafların beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalılara muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak için uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenilmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalılara aidiyetine karar verilmesi halinde; yine yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekirken, eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı...

                    Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

                      UYAP Entegrasyonu