Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmün, davacılar vekili, davalılar ..., ... ve ... vekili ile davalı ...’ın temyiz etmesi üzerine, Dairemizin 12.01.2015 tarih 2014/11030-2015/99 E.K sayılı ilamı ile, muhdesat iddiası tartışılmadığı, temyiz eden davalıların muhdesat iddiasında bulunmuş olduğuna göre; muhdesat iddiası hususunda diğer paydaşların beyanı da alınarak bütün paydaşlar ittifak ediyor ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi ve eğer paydaşlar muhdesatlar hususunda ittifak etmiyor ise hak iddia eden paydaşlara görevli mahkemede muhdesatın aidiyetinin tespiti hususunda dava açması için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği sebepleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kabulü ile; satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü; davalı ... vekili temyiz etmiştir....

    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve beyanlar sütunundaki muhdesat kaydının terkini isteğine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. 2010/8121 - 9536 Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....

      Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davalı ..., dava konusu taşınmazlar hakkında diğer paydaşlarla aralarında yaptıkları rızai taksime göre kendisine düşen 492 parsel sayılı taşınmaz üzerine bağ evi yaptığını ve muhtelif sayıda meyve ağacı diktiğini ileri sürerek muhdesat iddiasında bulunmuştur. Davacılar vekili, davalının muhdesat iddiasını kabul etmediklerini bildirmiş; ancak mahkemece, bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi adı geçen davalıya muhdesat iddiasıyla ilgili olarak dava açmak üzere imkan ve süre de tanınmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, taraflar arasında ittifak sağlanamadığı göz önüne alınarak muhdesat iddiasında bulunan davalı ...'...

        O halde mahkemece, öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 280.maddesi gereğince bilirkişi raporları usule uygun şekilde tebliğ edilerek taraflara itirazlarını sunması için süre ve imkan verilmesi, devamında tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalılar ... ve ...’a “Muhdesatın aidiyeti” konusunda dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalılar ... ve Mustafa Fındık’a aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan...

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

            Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davalılar Hanım ve ..., dava konusu taşınmazda murisleri ...'ın payına düşen kısım üzerinde bulunan evin kendileri tarafından yapıldığını ve davacının bu ev üzerinde hakkının bulunmadığını belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş; bir kısım davalılar vekili de temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmaz üzerinde 18 adet ev bulunduğunu ve bunlardan bir kısmının müvekkillerine ait olduğunu, ancak mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme yapılmadığını belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş ve hükmün bu yönden bozulmasını istemiştir....

              Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir....

                Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta; üzerinde muhdesat bulunan 234, 238 ve 332 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporunda arz- muhdesat oranı kurulduğu, ancak hükümde satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının belirtilmediği gerekçesiyle mahkemece bu parseller yönünden davanın kabulüne dair verilen ilk hüküm Yargıtay 6. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Bozma ilamına uyulduğu halde gereği yerine getirilmemiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada 07.02.2014 tarihinde yeniden keşif yapılmış 20.02.2014 tarihli inşaat ve ziraat bilirkişilerinden oluşan heyetten rapor aldırılmıştır....

                  Davacıya ait muhdesat yönünden oran kurulmak suretiyle muhdesata isabet eden kısmın davacıya verilmesi gerekirken bu hususun nazara alınmaması, öte yandan davalıya ait muhdesat oranı kurulurken muhdesat bedelinin dava konusu taşınmazın üzerindeki bütün muhdesatlar ve arsa değerinin toplamına oranlanması gerekirken sadece arsa değerine oranlanması doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır. Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle temyiz edenin sıfatına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 24,30 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, 10.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince; Dava konusu ... ada ... parsel nolu taşınmaz davacı ... Genel Müdürlüğü ve davalı Maliye Hazinesi, ... ve ... adlarına kayıtlıdır. Taşınmaz üzerinde muhdesat olarak iki adet yapı bulunmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu