Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, 4127 Sayılı Yasanın 1.Maddesi ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11.Madde 3.Fıkrasının "...Kadastro çalışmaları sırasında, fiili kullanım durumuna göre sınırlandırması Hazine adına tesbiti yapılacak bu yerler üzerindeki muhdesat ile tasarruf edenlerin isimleri, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir… …" hükümlerine göre tasarruf edenleri belirlenerek tapunun beyanlar hanesinde gösterilmelidir....

    Maddesi gereğince yapılan 2/B kadastro çalışmaları sonucunda 101 ada 4 ve 8 nolu parsellerin maliye hazinesi adına tescil edildiğini, Silifke Kadastro Mahkemesinin 2010/44 Esas, 2013/15 Karar sayılı ilamı ile davalılar T3 ve T4 tarafından yapılan müracaat ile zilyetlik ve muhdesat şerhi konusunda inceleme yapıldığını, Silifke Kadastro Mahkemesinin 2010/44 Esas, 2013/15 Karar sayılı dosyaya konu keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu 101 ada 4 nolu parselin 10.031 m²’lik kısmı ve 8 nolu parsellerin tamamının kullanıcısı Ümmü Aydın olduğunun tespit edildiğini, söz konusu parselleri kullanan ve malik sıfatıyla zilyet olan Ümmü Aydın mirasçıları olduğunu, bu nedenle müvekkilinin de kullanıcı olarak beyanlar hanesine isminin olması gerekir iken sadece davalıların isimlerinin şerhinin hatalı olduğunu, Mersin İli, Silifke İlçesi, Hacıishaklı mah. 101 ada 4 nolu parselin 10.031 m²’lik kısmı ve 8 nolu parselin tamamının müvekkili tarafından da...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muhdesat şerhinin terkini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 15.06.2020 gün ve 2019/4414 Esas - 2020/3664 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar daha önce temyiz nedeni yapılmıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca bozmaya uygun olarak verilen mahkeme kararı gerekçesine göre, ilamımız usul ve yasaya uygun olup, düzeltilmesini gerektirir bir neden bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Muhdesat Şerhinin Terkini KARAR : Bergama 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.01.2021 tarih ve 2017/530 Esas, 2021/45 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı T7 tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü. İDDİA VE İSTEK: Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; "İzmir İli, Bergama İlçesi, Yukarıbey Mahallesi 1616 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, ancak üzerindeki bina ile ilgili olarak davalıların murisi Mehmet Mermer lehine muhdesat şerhi bulunduğu, binanın enkaz halinde olduğu ve davacının mülkiyet hakkını kısıtladığı" iddiası ile, bina değerinin tespit ve bedelinin depo edilmesi ile muhdesat şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir....

      Gerçekten, anılan hüküm uyarınca; “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.” Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve sadece muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında, üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır. Anılan yasanın 33. maddesinde Kadastro Kanununun bazı hükümlerinin kadastro çalışma bölgeleri dışındaki genel hükümlere göre açılan davalarda da uygulanacağı kabul edilmiş ise de uygulanacak hükümler yasanın 14, 15, 17, 18, 20. ve 21. maddeleriyle sınırlıdır....

        Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 125 ada 22 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin iptaline ve taşınmazın beyanlar hanesine; "Taşınmaz üzerinde bulunan ve 15.06.2016 tarihli bilirkişi raporu ekindeki muhdesat krokisinde konumu gösterilen 16 adet 7-8 ve 4 adet 20-25 aşı yaşlarında zeytin ağacı, 2 adet 7-8 yaşlarında armut ağacı, 1 adet 10-15 yaşında Badem ağacı, 1 adet 10-15 yaşında çitlenbik ağacı ve 1 adet 10-15 yaşında ceviz ağacı, ...'e aittir" şerhinin yazılması suretiyle komisyon tutanağı gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Nevar ki; 1329 sayılı parselin orman niteliğini yitirmesi nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan yer olması nedeniyle 1996 yılında yapılan kadastro sırasında bu niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilen yer olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, kadastro tespiti sırasında taşınmaza zilyet olan bu konuda kütüğün beyanlar hanesine yararına zilyetlik şerhi bulunan davalı kişiden, taşınmazın zilyedliğini daha sonra devraldığını ileri sürmektedir. 2924 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki Yasanın 30.10.1995 gün 4127 Sayılı Yasa ile değişik 11/3 maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkartılacak yerler "Kadastro çalışmaları sırasında fiili kullanım durumuna göre sınırlandırılması ve Hazine adına tesbit yapılacak bu gibi yerler üzerindeki muhdesat ile tasarruf edenlerin isimleri, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir. 3402 Sayılı Yasanın 11....

            Mahkemece yapılan yargılama sonucu; 1- ......nin açmış olduğu şerhin iptali davasında kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesinin boş olup herhangi bir muhdesat beyanı bulunmadığından konusuz olan beyanlar hanesindeki şerhin iptali davasının reddine, 2- Birleşen dosyada davacı ...'in kadastro tespitine itiraz ve tescil davasının reddine, 3- Asli müdahil ...... İdaresinin davasının kabulüne, dava konusu ...... ili, ...... ilçesi, ...... köyü, ...... çiftliği mevkii 170 ada 9 parsele ilişkin kadastro tespitinin iptaline, 170 ada 9 parsel sayılı 274,56 m2 miktarındaki taşınmazın ...... vasfıyla ...... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ......, asli müdahil ...... Yönetimi, davalı birleşen dosya davacısı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitinin iptali, şerhin iptali ve tescil davasıdır....

              (zeytin ağaçları) şerhine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 13.4.2013 tarihli ilamı ile “davalı ... lehine verilen muhdesat şerhinin isabetsizliğine ve bu ağaçların da kal’ine karar verilmesi gereğine” değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş ve akabinde anılan dosya Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır....

                Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.". Kadastro tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 Sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesine ve 3402 Sayılı Yasanın Ek 4- maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu