WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta; üzerinde muhdesat bulunan 234, 238 ve 332 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporunda arz- muhdesat oranı kurulduğu, ancak hükümde satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının belirtilmediği gerekçesiyle mahkemece bu parseller yönünden davanın kabulüne dair verilen ilk hüküm Yargıtay 6. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Bozma ilamına uyulduğu halde gereği yerine getirilmemiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada 07.02.2014 tarihinde yeniden keşif yapılmış 20.02.2014 tarihli inşaat ve ziraat bilirkişilerinden oluşan heyetten rapor aldırılmıştır....

    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dosyada ki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmaz üzerinde muhdesatların mevcut olduğu anlaşılmakla, davalı ...'in muhdesat iddiası değerledirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmişir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince;dava konusu 60417 ada 1 parsel numaralı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların davacı ve davalı ... Belediyesi dışındaki davalılara ait olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda oran kurulmak sureti ile satış bedelinden muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, zemine isabet eden kısmın tapudaki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken oran kurulmaksızın yazılı şekilde satış bedelinin tapudaki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

        Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu kaydındaki muhdesat şerhinin bedeli karşılığında tapudan terkini ve taşınmazın üzerinde bulunan evin yıkılarak elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, taşınmaz tapu kaydındaki muhdesat şerhinin terkinine, elatmanın önlenmesi ve kal hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı adına yatırılan 21.302,00 TL'nin bankadaki neması ile birlikte hüküm kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, davacının maliki bulunduğu 41388 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki “Ev ...’na aittir” muhdesat şerhinin imar mevzuatı hükümlerince tesis edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece doğru şekilde muhdesat bedeli davalıya ödenmek üzere zemin sahibi davacı tarafa depo ettirilerek şerhin terkinine karar verilmiştir....

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince; Dava konusu ... ada ... parsel nolu taşınmaz davacı ... Genel Müdürlüğü ve davalı Maliye Hazinesi, ... ve ... adlarına kayıtlıdır. Taşınmaz üzerinde muhdesat olarak iki adet yapı bulunmaktadır....

            Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

              Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır. Muhdesat arzın paydaşlarına değil de, üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde, bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmaz üzerinde bulunan evlerin bir kısım davalılara veya miras bırakanlarına ait olduğuna dair tapuda şerh bulunduğundan, bu muhdesatlar yönünden yukarıdaki şekilde oran kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gibi; mahkemece hüküm verildikten sonra ek kararla hüküm fıkrasını değiştirecek şekilde yeni bir karar verilmesi mümkün olmadığı gözardı edilerek, ek kararla tarafların satıştan alacakları payların değiştirilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                Somut olaya gelince; davalı ..., ... ve ... dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın babaları tarafından yaptırıldığını belirterek muhdesat iddiasında bulunmuşlardır. Bu durumda mahkemece, davalıların muhdesat iddiası hakkında diyecekleri sorulmak üzere davacıya süre verilmeli, davacının bu iddiayı kabul etmemesi halinde, davalılara muhdesat aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere süre tanınmalı, verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucu beklenmeli, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi karar verilmelidir. Mahkemece, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 01/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince; ... parsel numaralı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar konusunda mahkemece "B harfi ile gösterilen ev Hüseyin’e, A harfi ile gösterilen ev Veyis’e ait olduğunun tespiti ile bedellerinin hissedarlara ödenmesine" şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu şekilde kurulan hüküm infazda karışıklığa neden olacağından yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arazi ile muhdesat değerleri arasında oran kurularak, satış sonunda elde edilecek bedelinde bu oranlar göz önünde tutularak dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Olayımıza gelince; Temyiz dilekçesinde taşınmaz üzerinde, iki katlı betonarme müstakil bina bulunduğu belirtilerek, aynen taksimin mümkün olduğu iddia edilmiştir. Dava dilekçesinde bu yolda bir açıklık bulunmamaktadır. Keşif tutanağında ve bilirkişi raporunda da, taşınmaz üzerinde bina bulunup bulunmadığı belirlenmemiştir. Mahkemece, davalının muhdesat ve aynen taksim savunması üzerinde durularak, mahallinde konusunda uzman inşaat mühendisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılmak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerkirken, noksan tahkikatla yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu