Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; mahkemece yapılan keşif sırasında dava konusu edilen taşınmazlar üzerinde bina, narenciye bahçesi bulunduğu belirtilmiş ancak alınan bilirkişi raporlarında söz konusu narenciye bahçesi ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Mahkemece, bina ve narenciye bahçesi ile ilgili taraf beyanlarının alınması, muhdesat iddiasının araştırılması ve oluşacak sonuç çerçevesinde yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu 144 ada 35 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına göre, muhdesat bilgileri kısmında evin davalı ...'a ait olduğunun belirtildiği anlaşıldığından, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacıya ait muhdesat yönünden oran kurulmak suretiyle muhdesata isabet eden kısmın davacıya verilmesi gerekirken bu hususun nazara alınmaması, öte yandan davalıya ait muhdesat oranı kurulurken muhdesat bedelinin dava konusu taşınmazın üzerindeki bütün muhdesatlar ve arsa değerinin toplamına oranlanması gerekirken sadece arsa değerine oranlanması doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır. Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle temyiz edenin sıfatına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 24,30 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, 10.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedelinin tahsili istemine davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu yapının taşkın yapı olduğu ve tanık beyanı ile de davacı tarafça yapıldığı, ... 2....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Diğer taraftan; paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....
Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davaya konu edilen ve satışına karar verilen taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davalıların murisi Abdullah Kes'e ait olduğuna dair tapu kaydında şerh vardır. Tapu kaydında bulunan bu şerh dikkate alınarak muhdesat oranının muhdesat sahibi Abdullah Kes'in mirasçıları olan paydaşlara, arz değerinin ise tüm paydaşlara tapu ve veraset ilamındaki payları oranında dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken satış bedelinin muhdesat durumu nazara alınmayarak tapu ve veraset ilamındaki paylara göre dağıtılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca dosyada mevcut 09.10.2012 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. İntifa hakkı sahibi...'...
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu 456 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, taşınmaz üzerindeki evin ...'na, 457 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında ise taşınmaz üzerindeki evin ...'na ait olduğu şeklinde muhdesat şerhinin olduğu anlaşılmış, mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile bu muhdesat şerhlerine göre oranlama yaptırılmıştır. Bu durumda mahkemece, satış bedelinin paylaşımında muhdesat oranlarının yazılması gerekirken, binaya düşen bedelin muhdesat sahibine verilmesi şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yönde düzelterek onama kararı vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ...'...
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....
Kabule göre de yargılama sırasında ... muhdesat iddiasında bulunmuş, mahkemece muhdesat iddiasında bulunan ...’ya muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılması için süre verilmiş, davalı ... tarafından Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019/41 Esas sayılı dosya ile muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılmış bu davada ...’ya ait olan muhdesatlar belirlenmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Mahkemece muhdesat konusunda hüküm tesis edilirken kesinleşen muhdesat aidiyetinin tespiti davasının dikkate alınması gerekirken, eldeki davada muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılmadan önce alınan 20.11.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 22.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....