Satış Memurluğu tarafından yapılan ihale sonucu satın alındığını, taşınmaz üzerinde bulunan inşai ve zirai muhdesatın davalı tarafından meydana getirildiğini, muhdesat tespiti hususunda davalı tarafından müvekkili aleyhine açılan davanın davalı lehine sonuçlandığını öne sürerek Mahkemece inşai ve zirai muhdesatın değerlerinin tespiti ile tespit edilecek bedelin müvekkilince ödenmesi şartı ile davalının elatmasının önlenmesine ve taşınmazın müvekkiline teslimine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, duruşmada alınan beyanında, taşınmaz üzerinde yer alan muhdesatın müvekkiline ait olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti ... ve müşterkeleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R İncelenmesi gerek duyulan; Taraflar arasında görülen ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas sayılı ortaklığın giderilmesi konulu dava dosyasının, dava derdest ise onaylı suretinin, sonuçlanmış ise aslının bulunduğu yerden istenilerek dosya içerisine konulması ve temyiz incelemesi daha sonra yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesi'ne GERİ ÇEVRİLEMESİNE, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, Mahkemece bozma gereklerine uygun biçimde hüküm verildiğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Bilindiği üzere, muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin hesabında bu miktarın esas alınması gerekir. Hal böyle olunca, davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin takdirinde, davalının payına isabet eden muhdesat bedelinin esas alınması gerekirken, muhdesat bedelinin tamamı üzerinden vekalet ücreti takdiri doğru olmamıştır. Ne var ki; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 5. fıkrasının HUMK'un 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nin 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince; davalı vekili tarafından muhdesat iddiasında bulunulduğu ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açıldığı; mahkemece 07.11.2012 günlü celsede bekletici mesele yapılmasına karar verildiği, Kuşadası 2....
dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir Dava, muhdesat tespiti isteğine dayanmaktadır. Bilindiği üzere, muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nin 326/2. madddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalıların tapudaki hisseleri gözönünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulmaları gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti Taraflar arasındaki uyuşmazlık üzerinde davacılara ait muhdesat bulunan taşınmazın davalı tarafından satılmış olması nedeniyle muhdesat bedeli kadar sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayalı alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...
Davacı tarafından muhdesat iddiasında bulunulan zemin+1. Kattan oluşan iki katlı evin öncesinden mevcut olup davacının sadece mevcut evi ihya ettiği kendisinin de kabulünde olmakla bu yapıyla ilgili davacı tarafından yeni bir muhdesat meydana getirilmemiş olmakla bu yapıya ilişkin davanın reddi doğrudur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Çarşamba 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/1esas, 2021/203 karar sayılı dava dosyasında verilen muhdesat aidiyetinin tespiti-tazminat talebinin reddine karşı, davacı vekili ile davalı T4 vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhdesat aidiyetinin tespiti-tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davacıların muhdesatın aidiyetinin tespiti talebinin hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE, -Terditli sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebinin REDDİNE," karar verilmiştir....
Mahkemece her ne kadar, taraflar asında görülen bir ortaklığın giderilmesi davası bulunmaması nedeniyle, muhdesat tespiti istenilmesinde hukuki yararın bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de Mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı yoktur. Dava, 3402 sayılı ...... Kanunu'nun 19. maddesine göre, ...... tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkin olup, aynı Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Kural olarak, muhdesatın tespiti davaları, tapulu taşınmazlarda kamulaştırma ve ortaklığın giderilmesi davalarına hasren verilen süre içinde ya da muhdesat sahibinin talebi nedeni ile açılır, istisnai olarak; 3402 sayılı .........
Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve sadece muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında, üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır. Anılan yasanın 33. maddesinde Kadastro Kanununun bazı hükümlerinin kadastro çalışma bölgeleri dışındaki genel hükümlere göre açılan davalarda da uygulanacağı kabul edilmiş ise de, uygulanacak hükümler yasanın 14, 15, 17, 18, 20 ve 21. maddeleriyle sınırlıdır. Değişik bir anlatımla, kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalarda, Kadastro Kanununun 19/2 maddesine dayanılarak muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi istenemez. Böyle olunca, muhdesat tespiti ve belirtmesinin tapu siciline yansıtılması istemiyle genel mahkemede açılan eldeki davanın reddi gerekirken, istemin hüküm altına alınması doğru değildir....