Dava, kadastro tespiti sırasında yapılan muhdesatın aidiyetine ilişkin belirtmenin hatalı olduğu iddiasıyla terkin ve muhdesatın gerçek hak sahibi adına yazılması istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerinde arz malikinden başkasına veya yalnızca bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlaşılmalıdır. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise Türk Medeni Kanununun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....
Bu sebeple mahkemenin az yukarıda muhdesat tespiti davalarına yönelik mülkiyet ve hukuki yarar konusundaki açıklama çerçevesinde davacı tarafın muhdesat tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesi talebi hakkında red kararı vermesi gerekirken, yazılı şekilde muhdesat tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesi konusunda karar vermemiş olması doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ve Beyanlar Hanesinin Düzeltilmesi DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 29.09.2014 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesine konu taşınmaz ve taşınmaz üzerindeki muhdesat ve muhdesat şerhinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Ortaklığın giderilmesi davasına konu olan taşınmaza bağlı muhdesat tespiti davası niteliği mevcut değildir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortakların) hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede muhdesat aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince; davalı temyiz dilekçesinde dava konusu 180 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 3 katlı 5 daireyi kendisinin yaptırdığını, davalı eşinin de hakkı bulunduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuştur....
Somut olaya gelince; davalı ..., ... ve ... dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın babaları tarafından yaptırıldığını belirterek muhdesat iddiasında bulunmuşlardır. Bu durumda mahkemece, davalıların muhdesat iddiası hakkında diyecekleri sorulmak üzere davacıya süre verilmeli, davacının bu iddiayı kabul etmemesi halinde, davalılara muhdesat aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere süre tanınmalı, verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucu beklenmeli, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi karar verilmelidir. Mahkemece, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 01/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin açıkça kabul edilmemesi halinde muhdesat iddiasında bulunan paydaşın muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen paydaşlara karşı tespit davası açmasında hukuki yararı vardır. Davalılar ortaklığın giderilmesi davasında davacının binaya ilişkin muhdesat iddiasını kabul ettiklerinden bina yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacı bina dışında su deposu, su borusu, evin eklentisi ve ağaçlar yönünden de uyuşmazlık çıkarmıştır. Davalılar bu muhdesatlar yönünden davacının iddiasını kabul etmediklerini bildirdiklerine göre, davacının belirtilen muhdesat unsurları yönünden tespit davası açmasında hukuki yararı vardır....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
tarafından muhdesat aidiyetinin tespiti davaları açılmış bu davaların kabulüne karar verilmiş söz konusu kararlar kesinleşmiştir. 3. Muhdesat aidiyetinin tespiti davaları eldeki dava dosyasına sunulmuş olmasına rağmen mahkemece bu davalar dikkate alınmamıştır. 4. O halde mahkemece paydaşlar tarafından dosyaya ibraz edilen muhdesat aidiyetinin tespiti davaları çerçevesinde yukarıda anlatılan ilkelere göre muhdesat oranlaması kurulmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; paydaşlar arasında Hazine bulunduğundan 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazinenin harçtan muaf tutulmaması da doğru görülmemiştir. VI....
Şöyle ki; 1-Bozma ilamının (1) numaralı bendinde, 473 parsel üzerindeki muhdesatın mülkiyet tespiti ve muhdesat bedellerinin tahsili davasının husumetten reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde bu hususta herhangi bir hüküm kurulmamış olması, 2-Önceki bozma ilamının (3) numaralı bendinde, davaya konu 474 nolu parselin Hazine'ye ait iken sonradan satış yoluyla diğer davalıya geçen 15100 m²'lik bölümündeki ağaçların sayı, yaş ve cinsleri yönünden tarafların gösterecekleri her türlü delil toplandıktan sonra dosya içindeki mevcut aynı parselin 20000 m²'lik bölümü üzerinde belirlenen ağaç sayısı, yaşı ve cinsini gösterir delil tespiti dosyasından da yararlanmak suretiyle muhdesat mülkiyetinin tespitinin gerektiği açıklanmış olup buna göre mahkemece bozma doğrultusunda inceleme yaptırılması ve bilirkişilerce dava tarihinin (2003 yılı) esas tutularak değer tespiti yapılması gerekir....