"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 06.04.2022 tarihli ve 2021/13809 Esas, 2022/6403 Karar sayılı ilama karşı, davalı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti istemine ilişkin davanın kabulüne dair verilen hüküm, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce onanmış, bu karara karşı davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....
Mahkemece pay alıcısı olan paydaşlara HMK m.165 uyarınca harici pay satışı nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açmak veya tapuda pay devrini iradî yoldan gerçekleştirmek için taraflara süre verilmeli; satış bedelinin ancak tapu kayıt maliki olan paydaşlara ödeneceği hususu göz önüne alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de yargılama sırasında ... muhdesat iddiasında bulunmuş, mahkemece muhdesat iddiasında bulunan ...’ya muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılması için süre verilmiş, davalı ... tarafından Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019/41 Esas sayılı dosya ile muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılmış bu davada ...’ya ait olan muhdesatlar belirlenmiş ve bu karar kesinleşmiştir....
Bu durumda mahkemece, muhdesat iddiasına karşı davacının beyanları alınmalı, muhdesat iddiasını kabul etmemesi halinde davalıya muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere süre verilmeli, verilen süre içerisinde davalı tarafından dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, açılmadığı takdirde muhdesat konusunda uyuşmazlık yokmuş gibi yargılamaya devam olunmalıdır. Tüm bu açıklamalar ışığında mahkemece, davalı ...'ın muhdesat iddiası ile ilgili yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 09/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ve Muhdesat Bedelinin Ödenmesi KARAR Dava; Muhdesat Tespiti ve Muhdesat bedelinin tespit edilerek davalılardan tahsili talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine, muhdesatın davacılar murisi Mülkü Kalkan tarafından meydana getirildiğinin tespitine muhdesat bedelinin tahsiline yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESAT AİDİYETİNİN TESPİTİ Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine yönelik olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/231 Esas sayılı dosyasında, dava konusu taşınmaz ile ilgili muhdesat aidiyetinin tespiti davasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında verilecek karar ile dava konusu taşınmazlardaki muhdesat oranları değişebileceğinden mahkemece sözü edilen muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 01.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Duraksamadan belirtmek gerekir ki; mevcut bir muhdesata sonradan yapılan iyileştirici imalatlar yeni bir muhdesat meydana getirme sayılamayacağı gibi, bu amaçla yapılan giderler de mevcut muhdesata değer kazandıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. Aynı şekilde bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyalar da teferruat niteliğindedir....
davanın kabulüne karar verilmiş olunması yerinde ise de seraların her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşya niteliğinde olması, ahşap ekmekliğin ise inşaat mühendisi bilirkişi raporunda belirtildiği üzere temelsiz menkul niteliğinde basit bir bölüm olması nedeniyle muhdesat sayılamayacağı ve dolayısıyla bunlar hakkında muhdesat davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanunu'nun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı; Davalı T4 vekilinin yargılama giderlerine istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme ve değerlendirme...
Somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre; afet evinin çevresinde bulunan yer betonu ile sundurmanın (56,70 m²) tamamlayıcı ve iyileştirici mahiyette olması, tel çitin (49,00 m²) sökülüp götürülebilir olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmadığı açıktır. Az yukarıda açıklandığı üzere, öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESAT AİDİYETİNİN TESPİTİ Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih, 2018/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....