Yukarıda açıklandığı üzere, öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
Yukarıda açıklandığı üzere, öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:27.07.2016 K A R A R Temyize konu edilen uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasını ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanunu'nun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebileceği kuşkusuzdur. Eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğundan söz edilemez. Hemen belirtmek gerekir ki hukuki yarar dava koşuludur. Somut olaya gelince; Mahkemece, davaya konu fen bilirkişisi raporunda "A" harfi ile gösterilen 1437,97 m2'lik tespit harici taşınmaz üzerinde bulunan taş duvar ile çeşitli cins ve yaştaki ağaçların yanısıra 117,00 m2 yüzölçümlü tel çit ile 270,00 m2 yüzölçümlü çardağın da muhdesat olarak tespitine karar verilmiş ise de, varılan sonuç ve oluşturulan hüküm az yukarıda zikredilen yasal düzenlemelere ve yerleşik uygulamaya uygun düşmemiştir....
Mahkeme de, davacının asıl talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer'i talebi inceleyemez ve karara bağlayamaz. Somut olayda, davacılar vekili, dava konusu taşınmazın iki adet binanın bulunduğu yer yönünden ifrazı ile müvekkilleri adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde muhdesatın (iki adet binanın) davacılara ait olduğunun ve değerinin tespiti ile davalılar açısından haksız zenginleşme nedeni olan miktarın payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacıların, ifrazen tescil talebi yanında muhdesat tespiti ve ( sebepsiz zenginleşmeye dayalı) alacak talebi de mevcuttur. Ancak, mahkemece alacak istemi yönünden bir inceleme yapılmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş, davacıların az yukarıda belirtilen terditli talebi olan sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat talebi hakkında toplanmış ve/veya toplanacak olan deliller değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi olmalıdır....
Somut olayda; davalıların yargılama sırasında muhdesat iddiasında bulunması üzerine mahkemece muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılması için süre verilmiş olup, Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/116 Esas sayılı dosyası ile 01.02.2018 tarihinde muhdesat aidiyetinin tespiti davası muhdesat iddiasında bulunan ..., ... ve ... ... tarafından ...’ya karşı açılmış, bu davada 213 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı yığma 90,00 metrekarelik yapının davacılar murisi ... ... tarafından meydana getirildiğinden davacıların hisse payı oranında tespitine, davacı ...’nın ağaçların tespitine yönelik talebinin feragat nedeni ile reddine, davacının samanlığın tespitine yönelik talebinin de reddine 21.01.2021 tarihinde karar verilmiştir. Tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 30.03.2021 tarihinde hüküm kesinleşmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Çorum 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/200 esas, 2021/303 karar sayılı dava dosyasında verilen muhdesat aidiyetinin tespiti talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davanın REDDİNE;" karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; Yine; HMK'nun 357....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Talep, dava dilekçesinde yazılı taşınmazlarda davacının payının ayni sermaye değerinin tespiti istemine ilişkindir. Ayni sermaye değerinin tespiti istenilen ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Mevkii, ... Parsel Sayılı ... Nolu Bağımsız Bölümün; Davacının hissesine isabet eden bağımsız bölüm değerinin; ....- TL, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Mevkiüi, ... Parselde; davacının tam hissesine isabet eden toplam değerinin (Arz değeri + İnşai muhdesat değeri+Zirai muhdesat değeri) ....-TL., ... İlçesi, .../Merkez Mahallesi, ... Mevkü, ... Ada ... Parselde; Davacının hissesine isabet eden toplam değerinin (Arz değeri + İnşai muhdesat değeri) ....-TL, ... İlçesi, .../Merkez Mahallesi, ... Mevkü, ... Ada ... Parselde; davacının hissesine isabet eden toplam değerinin (Arz değeri + İnşai muhdesat değeri) ....-TL, ... İlçesi, .../Merkez Mahallesi, ... Mevkü, ... Ada ... Parselde; davacının hissesine isabet eden toplam değerinin (Arz değeri + İnşai muhdesat değeri) .......
Somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre; afet evinin çevresinde bulunan yer betonunun (35,00 m2) tamamlayıcı ve iyileştirici mahiyette olması, tel çitin (125,58 m2) ise sökülüp götürülebilir olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmadığı açıktır. Az yukarıda açıklandığı üzere, öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı göz önünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre; afet evinin çevresinde bulunan yer betonunun (42,02 m2) tamamlayıcı ve iyileştirici mahiyette olması, tel çitin (41,55 m2) ise sökülüp götürülebilir olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmadığı açıktır. Az yukarıda açıklandığı üzere, öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı göz önünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....