Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zemini davacıya ait olmayan kapama kavaklık niteliğindeki taşınmazın kavaklık değerinden zemine yıllık ekilebilecek ürün gelirine göre belirlenen değerinin indirilmesi suretiyle kavak ağaçlarının bedelinin tespiti yöntem itibariyle yasa hükümlerine uygundur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.02.2015 gününde verilen dilekçe ile muhdesatın aidiyetinin tespiti, taşınmazın satışı halinde muhdesat bedellerinin tahsili talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.07.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muhdesatın tespiti ile taşınmazın satılması halinde muhdesat bedellerinin tahsili istemlerine ilişkindir ....

      Bu durumda mahkemece, davalı ... tarafından açılan muhdesat aidiyetinin tespiti davası bekletici mesele yapılarak, adı geçen davalıya ait olduğuna karar verilen muhdesat yönünden gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılmak suretiyle yukarıdaki ilkelere göre dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydındaki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekir. Mahkemece, değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün 1206 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozulması gerekmiştir. 2)Dava konusu 463 parsel sayılı taşınmaz yönünden yapılan incelemede ise; Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, davalı ...’in bu taşınmaz yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir....

        Mahallesinde bulunan ... parsellerdeki taşınmaz üzerindeki zirai muhdesatın sermayeye esas değerinin 1.207.000,00 TL; ... parseldeki taşınmazın sermayeye esas arz değerinin 583.827,00 TL ... parseldeki taşınmazın sermayeye esas arz değerinin 573.136,50 TL ... parseldeki zirari muhdesatın sermayeye esas değerinin 950.500,00 TL; ... parseldeki taşınmazın sermayeye esas arz değerinin 835.570,50 TL üzerindeki zirai muhdesat değerinin 631.000,00 TL; ... parseldeki inşai muhdesatın sermayeye esas değerinin 990.568,00 TL zirai muhdesatın sermayeye esas değerinin 3.767.200, 00 TL olarak tespitine, *... tarihli bilirkişi heyet raporunun esas sermeye değerine dayanak olmak üzere onaylanmasına, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.'...

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Davalılardan ..., davaya konu taşınmaz üzerindeki ağaçların kendisine ait olduğunu iddia etmiş ve mahkemece davalıya mülkiyetin tespiti davası açması için süre verilmiştir. Davalı tarafından açılan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/623 Esas 2012/239 Karar sayılı ve 17.09.2012 tarihinde kesinleşen tespit davası sonucu davaya konu ve satışına karar verilen taşınmaz üzerindeki 50 adet kavak ağacının, davalıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Bu karar ile ağaçların davalıya aidiyeti hususu da kesinleşmiştir. Bu durumda, mahkemece yukarıdaki hususlar gözönünde bulundurularak, ayrı ayrı tespit olunacak arz ve ağaç bedellerine göre kurulacak oran doğrultusunda satış bedellerinin dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, oran kurulmadan ağaç değerinin davalı ...'...

            Ne var ki; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda muhdesat oranı hatalı olarak saptanmıştır. Bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazdaki davacılara ait muhdesat değerinin, muhdesat ve arz bedeli toplamına oranlanması gerekirken muhdesat bedeli ile arz bedeli toplamının taraflarının tapudaki payları nispetinde oranlanması doğru değildir. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle dava tarihi itibariyle arzın ve muhtesatın ayrı ayrı değerlerinin tespiti yapılarak, bu değerlerin toplanması, bulunan değerin ne kadarının arsaya ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi, satış sonucu elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranların esas alınarak muhdesata isabet eden kısmın oranı belirtilerek açıkça hüküm sonucunda gösterilmek suretiyle muhdesat sahibi paydaşlara; geri kalan bedelin ise yine oranı gösterilmek suretiyle tüm paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekmektedir....

              Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

                Somut olaya gelince; mahkemece, davalılardan ...’nin muhdesat iddiası ile ilgili olarak yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, tarafların muhdesat iddiası hakkında beyanları alınarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki bu muhdesatın aidiyeti hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durulması, ittifak etmiyorlarsa muhdesat iddiasında bulunan tarafa bu konuda muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılacak davanın niteliği ve sonucuna göre de gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması, verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi karar verilmesi gerekirken...

                  e ait muhdesat kamulaştırma bedelinin 98.370,65 TL, ...'e ait muhdesat kamulaştırma bedelinin 191.983,84 TL, ...'e ait muhdesat kamulaştırma bedelinin 168.736,00 TL olarak tespitine, söz konusu taşınmaz üzerinde bulunan kavak ve söğüt ağacı dışındaki tüm ağaçların ve diğer muhdesatların davacı idareye aidiyetine, ölü ...'e ait arz değerinin 1.627.102 TL olduğuna ilişkin mahkememizin 17.02.2015 tarihli ve 2011/434 Esas, 2015/81 Karar sayılı ilâmı usulünce kesinleştiğinden yine söz konusu taşınmazdaki ölü ...'e ait tapunun iptali ile davacı idareye ait tapuya kayıt ve tesciline ait hüküm usulünce kesinleştiğinden, bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmiştir. C. İkinci Bozma Kararı 1. Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ile davalılardan Kazım ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. 2....

                    Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; kapama bağ niteliğindeki taşınmaza net üzüm geliri esas alınarak değer biçildikten ve zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin net gelirine göre biçilen değer düşüldükten sonra muhdesat bedelinin tespit edilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun davacı vekili yönünden esastan reddine, davalı idare vekili yönünden kısmen kabulü ile kapama bağ değerinin tespitinde üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden az alınması hatalı olduğundan, masrafların yeniden belirlenerek yapılan hesaplamayla muhdesat bedelinin tespiti ile, taleple bağlı olarak karar verilmesi sebebiyle gerekçenin değiştirilmesiyle yetinilmesinde ve harç yönünden hükmün düzeltilerek 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu