Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Muhdesatın tespiti davalarında; dava değeri davalıların payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir....

    Dava, başlangıçta terditli olarak harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde temliken tescil talepli açılmış iken, davacı taraf yargılama aşamasında ıslah talebinde bulunarak tapu iptali ve tescil taleplerinin, taşınmazların ifraz sınırının altında olmaları(bölünemez olmaları) nedeniyle, açmış oldukları terditli talepleri içeren davalarını muhdesat tespiti olarak değiştirdiklerini beyan etmesi ile muhdesat davasına dönüşmüştür. Muhdesat tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere ve kural olarak; tespit davalarında tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı HMK'nin 106. maddesinin 2. fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” denilmektedir....

      Somut olaya gelince; mahkemece, tarafların muhdesat iddiası hakkında beyanları alınarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki bu muhdesatın aidiyeti hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durulması, ittifak etmiyorlarsa muhdesat iddiasında bulunan tarafa bu konuda muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde takdirde sonucunun beklenmesi, açılacak davanın niteliği ve sonucuna göre de gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması, verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...

        Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1- h, 115 m.). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat iddiasının diğer paydaşlar tarafından açıkça kabul edilmesi halinde ayrı bir dava açılmasına gerek yoktur. Ancak tüm paydaşların açık kabulü bulunmadığı takdirde muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen paydaşlara karşı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde muhdesatın tespiti davası açılması mümkün olup, muhdesat iddiasında bulunan paydaşın böyle bir dava açmasında hukuki yararı vardır....

        Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. 2015/10585-2017/2726 -2- Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince, Mahkemece yerinde yapılan 20.06.2014 ve 05.03.2015 tarihli iki keşif sonucu 30.06.2014 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi imzalı raporda, dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazın değerinin 93.669,93 TL, 8 parsel sayılı taşınmazın değerinin 3.007,00 TL, 9 parsel sayılı taşınmazın değerinin 3.743,80 TL olduğu; 17.03.2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ise 7 parsel sayılı taşınmazın değerinin 99.19,00 TL, 8 parsel sayılı taşınmazın değerinin 12.850,00 TL, 9 parsel sayılı taşınmazın değerinin 16.250,00 TL olduğu bildirilmiştir....

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalılar ... ve ... lehine muhdesat şerhi bulunmakta olup davalı ...’in de muhdesat aidiyet iddiası vardır....

            İlk derece mahkemesince öncelikle bu hususun açıklığa kavuşturulmasından sonra davalı vekilinin bilirkişi raporlarına itiraz dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde dile getirdiği Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesaplanmasında Kullanılacak 2022/2 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyet Cetvelleri Hakkında Tebliğin ne zaman yayınlanarak yürürlüğe girdiği hususu da araştırılarak; İlk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerinde 02/07/2021 tarihinde ve 20/04/2022 tarihlerinde iki ayrı keşif yapıldığı, buna göre arzın ve muhdesatın değerinin oranlanması suretiyle satış bedelinin paydaşlar arasında paylaştırılacak olmasından dolayı bu oranın tespiti esnasında arzın değerinin ve muhdesatın değerinin tespiti işlemlerinin aynı tarih baz alınarak yapılması gerektiğinin gözönünde bulundurulması, b-Dosyada mevcut Sinanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/68 E-2020/85 K sayılı dava dosyasının incelenmesinde; Davacı T8 tarafından diğer paydaşlar aleyhine açılan "Muhdesat Aidiyetinin Tespiti"...

            Karar Düzeltme Sebepleri Davacı vekili, dava konusu taşınmazın 2015 yılında yapılan kıymet takdir raporunda borçluya düşen 1/2 hissesi için çıplak arazi değerinin 95.205,00 TL olduğu, borçluya ait olup tapuya kayıtlı olmayan muhdesatların değerinin ise 305.934,04 TL olduğu, muhdesatların tespiti hâlinde alacağını daha fazla alabilme imkânı olacağını, dolayısıyla alacaklı olarak borçlu adına muhdesat adiyetinin tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunduğunu belirterek mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; davacı konumundaki alacaklının, davalı borçlu adına muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 1....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK'nun 724 ve takip eden maddeleri uyarınca, bina değerinin arsa değerinden fazla olması nedeniyle muhik tazminat karşılığı taşınmaz tesciline ilişkin bulunduğuna, Mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Taraflara emsal göstermeleri için yeniden imkan tanınması, lüzumu halinde Tapu Sicil Müdürlüğü'nden re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve dava konusu taşınmazın zemin değerinin emsal karşılaştırması suretiyle tespiti için bilirkişi kurullarından ek rapor alınması, mümkün olmadığı takdirde yeniden keşif yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı E... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine 06.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu