Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm bunlardan ayrı olarak, muhdesatın tespitine ilişkin davalarda Mahkemece araştırılması gereken husus; muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle, kimin adına ve hesabına, ne zaman ve ne şekilde yaptırıldığı olup, bu hususların duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti gerekir. Başka bir ifade ile muhdesat yapılırken emek ve parasal yönden katkıda bulunulması aidiyetin tespitinde önemli olmayıp, muhdesatın kime ait olmak üzere, kimin adına ve hesabına yaptırıldığının belirlenmesi zorunludur. Kural olarak, mevut ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle açılan muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında, husumetin ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat iddiasını kabul etmeyen taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur....

Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, Mahkemece bozma gereklerine uygun biçimde hüküm verildiğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Bilindiği üzere, muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin hesabında bu miktarın esas alınması gerekir. Hal böyle olunca, davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin takdirinde, davalının payına isabet eden muhdesat bedelinin esas alınması gerekirken, muhdesat bedelinin tamamı üzerinden vekalet ücreti takdiri doğru olmamıştır. Ne var ki; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 5. fıkrasının HUMK'un 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

    -Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; 3 yıl önceki keşifte belirlenen değer üzerinden karar verildiğini, tespit edilen bedelin taşınmazın gerçek değerinin çok altında kaldığını, davalı hissedar T5 taşınmazın zeminine hissedar olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat (sera, tel örgü, çit, v.s)'ın, davalı müvekkiline ait olduğunu, diğer davalının muhdesatta hakkının bulunmadığını, taşınmazın kamulaştırılan kısmının zemin bedelinin tapu kaydındaki hisseler oranında hissedar davalılara, muhdesat bedelinin ise sadece müvekkiline ödenmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının terkini istemine ilişkindir....

    -TL muhdesat bedeli de dahil olmak üzere) kamulaştırma bedelinin ileride belirlenecek hak sahibine ödenmesine) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08...2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (Ortaklara) dağıtılır. Somut olaya gelince; dava konusu 11999 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 katlı binanın İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/439 Esas, 2014/117 Karar sayılı dosyasında davacıya ait olduğuna dair karar verilip kesinleştiğinden söz konusu binanın davacıya ait olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ne var ki; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda muhdesat oranı hatalı olarak saptanmıştır. Bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazdaki davacıya ait muhdesat değerinin, muhdesat ve arz bedeli toplamına oranlanması gerekirken muhdesat bedeli ile davacının tapudaki payına ait arz bedeli toplamının toplam değere oranlanması doğru değildir....

        Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Satış bedelinin paylaştırılmasına yönelik muhdesat oranlarının hükümde infazda tereddüde yol açmayacak şekilde açık ve eksiksiz olarak gösterilmesi gerekmektedir. Somut olaya gelince; davaya konu taşınmaz niteliğinin tapu kaydında arsa olarak tescil ediliği, taşınmaz üzerinde davalıların muhdesat iddiasında bulundukları bina ile davacıya ait ve fakat büyük kısmı komşu parsele taşan deponun bulunduğu tespit edilmektedir....

          Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nin 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince; davalı vekili tarafından muhdesat iddiasında bulunulduğu ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açıldığı; mahkemece 07.11.2012 günlü celsede bekletici mesele yapılmasına karar verildiği, Kuşadası 2....

            Mahkemece, muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibine verilmiş olup kalan kısım yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde taşınmazın zemin ve bilirkişilerin raporunda 2 numaralı olarak gösterdiği bina değerinin %69,11 değerindeki oranlama dikkate alınarak tapu kaydı ve veraset ilamındaki payları oranında taraflara aidiyetine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

              Aidiyetin tespiti davasında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için, muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle, kimin adına ve hesabına, ne zaman ve ne şekilde yaptırıldığı hususlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti gerekir. Başka bir ifade ile muhtesat yapılırken emek ve parasal yönden katkıda bulunulması aidiyetin tespitinde tek başına önemli olmayıp, muhtesatın kime ait olmak üzere, kimin adına ve hesabına yaptırıldığının belirlenmesi zorunludur. Ayrıca, muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih), muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden (zemin bedeli hariç) muhdesat değeridir....

              muhdesat aidiyetinin tespiti davasının açılmasına ortaklığın giderilmesi davasında davalı bulunanların sebep olduğunu kendisi de ortaya koyduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi hükmünün yalnızca yargılama giderleri bakımından olan kısmının müvekkil lehine bozularak yeniden hüküm verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu