Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince;"…ortaklığın giderilmesi davasına konu tarafların hissedar olduğu 446 parsel sayılı taşınmazda davacılar tarafından taşınmaz üzerinde bulunan ev, kuruluk, ahır, fırın ve bahçe duvarı/kapısı (yapının) davacı tarafından yapıldığı iddia edilmektedir. Davalılar yapıların kim tarafından yapıldığını bilmediklerini ve yapılmasına onay vermediklerini beyan etmiştir. Bahçe duvarının muhdesat olup olmadığı hususunda yapılan değerlendirmede; Yargıtay 14. H. D. 17.01.2019 T. 2016/3977 E. ve 2019/491 K. Sayılı ilamında bahçe duvarının muhdesat olduğu kabul edilmiş olduğundan bilirkişi raporunda inceleme ve tespiti yapılan bahçe duvarı ve kapısının kalıcı yapı olduğu, sahibi tarafından götürülebilir nitelikte olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde muhdesat olarak kabulü gerekmiştir....

Mahkemece, söz konusu muhdesatların hissedarlardan hangilerine ait olduğu tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra yukarıda belirtilen ilkelere göre muhdesat oranlaması yapılarak muhdesata isabet eden payın muhdesat sahiplerine geri kalan satış bedelinden tapu kayıt maliklerine hisseleri oranında ödenmesine; muhdesatların aidiyeti konusunda paydaşlar arasında uyuşmazlık bulunması durumunda ise hak iddia eden paydaşa muhdesatın aidiyetinin tespiti için görevli mahkemede dava açması için süre verilmesi ve dava açılması halinde sonucuna göre yukarıda belirtilen ilkelere göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

    Adı geçen davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmeden savunma hakkı kısıtlanacak şekilde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılarak, yargılamaya devam olunması ve hüküm kurulması doğru olmamıştır. 2)Diğer yandan, kararı temyiz eden ... ve ...’ün temyiz dilekçelerinde dava konusu 602 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı evin kendilerine ait olduğu ve ev için muhdesat aidiyetinin tespiti için Espiye Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/51 Esas sayılı dosyada dava açtıklarını ileri sürmüşlerdir....

      Ancak incelenen tapu kaydından taşınmazda Zeyni ve Zennur dışında paydaşların da bulunduğu, davacının Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ilk kez muhdesat iddiasında bulunduğu 24/09/2020 tarihli celsede bu paydaşların hazır bulunmadıkları gibi, daha sonra da davacıların muhdesat iddialarını açıkça kabul ettiklerine dair Sulh Hukuk Mahkemesi'ne bir beyanda bulunmadıkları görülmüştür. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır. Hal böyle olunca davacılara, taşınmazda pay sahibi olan ve davacıların muhdesat iddialarını açıkça kabul etmeyen diğer paydaşları davaya dahil etme olanağı tanınarak toplanacak delillerle göre bir karar verilmesi gereklidir....

      Bu durumda mahkemece, öncelikle; 1)Davalı ...’ın 289 ada 17 parsel sayılı taşınmaz yönünden tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalı ...’a "muhdesatın aidiyeti" konusunda dava açmak için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıpta muhdesatın davalı ...’a aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda...

        Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalı ... vekiline “Muhdesatın aidiyeti” konusunda dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalı ...’e aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi...

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Bu duruma göre, yukarıda belirtilen ilkelere göre öncelikle aynen taksim konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmalı, aynen taksim mümkün ise taşınmazın aynen taksimine, değil ise satılmak suretiyle ortaklığının giderilmesi hususunun düşünülmesine ve bu amaçla muhdesat iddiası taraflara sorularak ihtilaf olmaması halinde muhdesat oranlaması yapılarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. İhtilaf olması halinde muhdesat iddasında bulunan tarafa muhdesat iddasına ilişkin mülkiyetin tespiti davası açmak üzere süre verilmeli, mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucu beklenmeli, muhdesat aidiyeti belirlenmiş ise oran kurulmak sureti ile gayrimenkulün satışına karar verilmelidir....

            DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar, 144 ada 2 parselin kök muris... adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi dosyasının derdest olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan 120 m2 alanlı kerpiç evin yapımı ve 200 civarındaki meyve ve ağaçların dikimi, bakımı ve korumasının davacı ... ve davacılar murisi Rafet tarafından yapıldığını belirterek ev ve ağaçların davacılara aidiyetine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, dava konusu taşınmaza ilişkin açılan davanın karara çıkıp onandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

              DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılar Hazine ve Çevre Şehircilik Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde, kamulaştırmaya konu dava konusu 125 ve 124 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki yapıların vekil edeni tarafından yapıldığını ve ağaçların da vekil edeni tarafından dikildiğini belirterek, yapıların ve ağaçların vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. 1....

                DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılar Hazine ve Çevre Şehircilik Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde, kamulaştırmaya konu dava konusu 125 ve 124 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki yapıların vekil edeni tarafından yapıldığını ve ağaçların da vekil edeni tarafından dikildiğini belirterek, yapıların ve ağaçların vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. 1....

                  UYAP Entegrasyonu