Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Anayasa Mahkemesi'nin 2014/819 başvuru numaralı ve 09.06.2016 tarihli (29757 Sayılı ve 29.06.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kararı,) Bu itibarla; davalı tarafından temyize konu edilen miktar reddedilen kısma ilişkin olup, 6100 sayılı HMK’nın 362/2 maddesinde de belirtildiği üzere talebin kabul edilmeyen bölümünün temyiz kesinlik sınırının üzerinde olup olmadığına bakılmalıdır. Dava konusu muhdesat kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili dosyasında; davalıya ait tam muhdesat bedeli: 77.148,62 TL olarak belirlenmiş olup, mahkemece enkaz ve ağaç bedeli toplamı olan 8.173,86 TL üzerinden kabul kararı verilmiştir. Bu durumda davalı tarafın reddedilen kısım için temyiz kanun yoluna başvurduğu ve redde konu miktarın da karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının üzerinden olduğu anlaşılmış olup, ......

    O halde mahkemece, öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 280.maddesi gereğince bilirkişi raporları usule uygun şekilde tebliğ edilerek taraflara itirazlarını sunması için süre ve imkan verilmesi, devamında tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalılar ... ve ...’a “Muhdesatın aidiyeti” konusunda dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalılar ... ve Mustafa Fındık’a aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan...

      Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda, muhdesat iddiasında bulunan davacı tarafa muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davayı açan paydaşlara aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuşcasına davaya devam edilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden...

        Ancak muhtesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır. Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan üç katlı kargir evin davacı ......

          Ancak; Satış yolu ile ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina vs. gibi muhdesat varsa bunlar Medeni Kanunun 684.maddesi uyarınca arzın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) sayıldığından arzla birlikte satışına karar verileceğinden bunların bir kısım paydaşa aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu konuda tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhdesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değerleri tespit edilip bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanarak, bulunan değer, muhdesat ve arzın değerine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhdesata, ne kadarının arza isabet ettiği belirlenmelidir....

            Dava muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu, davacının muhdesat aidiyeti davasını açma hakkının olup olmadığı ve muhdesatın davacı tarafından yapıldığının tespiti hususlarında toplanmaktadır. Öncelikle muhdesat adiyeti davaları açısından genel açıklama yapmak gerekecektir. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 sayılı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz....

            KARŞI OY Dava, muhdesat aidiyeti davasıdır. Davacının, muhdesatı 1992 yılında inşa ettiği uyuşmazlık konusu değildir. 1992 yılında taşınmaz mera vasfında olup özel mülkiyete konu edilemez ve dahi eylem suçtur. O halde talebin reddi kanaatinde olduğumdan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum....

              İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda sanki davacı ve davalı tarafların açıkça muhdesat talepleri varmış ve karşılıklı olarak muhdesat iddiaları kabul edilmiş gibi muhdesat bedelleri de belirlenmek suretiyle satış bedelinin paylaştırılmış olması ve pay sahibi olmasına rağmen hüküm fıkrasında davalı T3 yönünden satış bedelinin paylaştırılması hakkında hüküm kurulmamış olması isabetli olmadığı gibi hüküm bu haliyle infaza da elverişli değildir....

              Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Somut olayda; dava konusu 4523 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve beyanlar hanesine ...'...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 19. maddesi uyarınca 2/B uygulaması ile orman dışına çıkartılan Hazineye ait taşınmaz üzerindeki muhdesat bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 19. maddesi uyarınca 2/B uygulaması ile orman dışına çıkartılan Hazineye ait taşınmaz üzerindeki muhdesat bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu