WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu hukuksal olguların ışığı altında duraksamasız belirtmek gerekirse hukuki yarar dava koşuludur....

    Dava; muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere ve kural olarak; tespit davalarında tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı HMK'nin 106. maddesinin 2. fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” denilmektedir. Bu nedenle taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası,kentsel dönüşüm işlemi ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez....

      Öte yandan, davalılar ... ve ...’nın muhdesat aidiyet iddiasında bulunmuş olmalarına karşın yukarıda açıklanan aşamalar izlenerek muhdesat iddiasının değerlendirilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmiş olması ve davacı alacaklı ...’ın davalılar/borçlular ... ... ve ... ... aleyhine başlatmış olduğu ... 1. İcra Dairesinin 2004/2216 Esas sayılı takibin devam edip etmediğinin sorulmaksızın karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 03.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Muhdesat yapılırken kim tarafından emek ve parasal yönden katkıda bulunulduğunun aidiyetin tespitinde önemli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1. Davaya konu muhdesatın yalnızca kimin nam ve hesabına yapıldığı hususunun incelenmesinin müvekkilinin hak kaybına neden olduğunu, 2. Yargılama sırasında muhdesatın yapımına ilişkin bedelin 2/3'ünün müvekkilinin eşi tarafından karşılandığını tespit edildiği gibi muris tarafından evin yapımı amacıyla davacının eşinden para aldığının da belirlendiğini, 3. Yargıtay kararları dikkate alındığında muhdesat bedelinin bir kısmının müvekkil tarafından ödenmesi dikkate alınarak aidiyet kararı verilmesini gerektiğini, 4....

          Sulh Hukuk Mah. 2018/6 Esas sayılı satış dosyasına göre, muhdesatlar olmadan arzın çıplak değeri 13.566.600,00 TL ve muhdesatlarla birlikte 14.001.588,69 TL olduğu, anılan taşınmazın ihalede 7.116.000,00 TL'ye satıldığı, dosyadaki tevzi tablosunda % 96,84 arz bedelinin oranı 6.891.134,40 TL, % 3,16 muhdesat bedelinin oranı 224.865,60 TL olup, toplam 7.116.000,00 TL hesaplandığı, satış dosyasında kıymet takdir raporu 12. sayfasında davalı T3’a ait olduğu belirtilen (davacının aidiyet iddia ettikleri dahil) muhdesatların yapı muhdesat bedelinin 97.664,95 TL olduğu, zirai muhdesat bedelinin 17.810,00 TL olduğu, toplam 115.474,95 TL olarak hesaplandığı, aidiyet iddia edilen muhdesat bedelinin 30.800,54 TL olduğu, ihale sonrası 08/06/2018 tarihli tevzi tablosu 2. sayfa, 13. sırasında davalı T3’a 50.523,60 TL muhdesat bedeli belirlendiği, taşınmazın muhammen bedelin altında rakama satılması nedeniyle muhdesat bedelinde düşüş olup, davacının aidiyet iddia ettiği muhdesat bedelinin 13.476,11 TL...

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1891 KARAR NO : 2021/998 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/04/2019 NUMARASI : 2018/70 ESAS - 2019/278 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

            Kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir durumun söz konusu olmadığı somut uyuşmazlıkta, istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanununa dayalı olarak çıkartılan Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği hükümlerine göre, hissedar sayısı ve hisse oranı dikkate alınarak aynen taksiminin mümkün olmamasına, Muhdesat yönünden; mahkemece kaldırma kararı gereği yapılarak araştırma ve inceleme yapılmış olmasına ve buna göre; taşınmazın tapu kaydındaki şerhin ipoteğe ilişkin olmasına, muhdesat yönünden tapu kaydında bir şerh olmamasına, davalının muhdesat iddiasını kabul etmediği ve davacılar tarafından açılan davanın da süre yönünden reddedilmesi karşısında, mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ve muhdesat bedelinin de tüm paydaşlara dağıtılmasına ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik olmadığından davacılar vekilinin istinaf isteminin HMK'nın 353(1)b-1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki...

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/03/2021 NUMARASI : 2018/201 ESAS - 2021/100 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Mersin 5....

            Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu hukuksal olguların ışığı altında duraksamasız belirtmek gerekirse hukuki yarar dava koşuludur....

              Aidiyet tespiti istemi bakımından ise; somut uyuşmazlıkta muhdesatın aidiyeti talep edilen taşınmaz hakkında taraflar arasında görülmekte olan paydaşlığın giderilmesi davası sonucunda arza tabi olan muhdesatların arzla birlikte satışı söz konusu olabileceğinden; başka bir ifadeyle, yukarıda da açıklandığı üzere taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyip mülkiyetin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemeyeceğinden ve bu yönüyle arzın mülkiyetinden bağımsız olarak mülkiyet hakkı oluşturacak şekilde muhdesatın aidiyetine karar verilemeyeceğinden dava dilekçesinde talep edilen aidiyet tespiti istemi (fazlaya ilişkin istem) yerinde görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu