Dava; taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. 1-Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava konusu edilen taşınmazın, davacı vekilinin verdiği ıslah dilekçesinde 157 ada 29 parsel nolu taşınmaz olduğu belirtilmesine rağmen, kararda 157 ada 17 parsel nolu taşınmaz olarak yazılması doğru olmamıştır. 3-Bundan ayrı; muhdesatın tespiti davası bir tespit davası olarak HMK.nun 106. maddesindeki güncel hukuki yararın bulunması durumunda açılır ve görülür. Dava, ayni etkili bir dava değildir....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olayda; davalı ...’in dava konusu 1250 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar için aidiyet iddiasında bulunduğu, davacının bu iddiayı kabul ettiği, diğer davalıların da aksine bir iddiaları olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, mahallinde yeniden keşif icra edilip, uzman bilirkişilerden yukarıda açıklanan yönteme uygun şekilde muhdesat oranlaması yapılması istenerek bilirkişilerden açık, denetime uygun rapor alınması, satıştan elde edilecek gelirin bu oranlara göre paylaştırılması ve bu hususun açıkça hükümde gösterilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olayda; davalı ...’un dava konusu 60 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat için aidiyet iddiasında bulunduğu, Rize 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/536 Esas sayılı dosyası ile muhtesatın aidiyeti davası açtığını bildirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, Rize 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/536 Esas sayılı dosyası ile açılmış olan muhtesatın aidiyeti davası’nın sonucunun beklenmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2022 NUMARASI : 2022/712 ESAS DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25/11/2022 tarih ve 2022/712 E....
Somut olayda davalı tarafın, taşınmaz üzerindeki muhdesat meydana getirildikten sonra ve taşınmaz açık artırma şartnamesindeki esaslar uyarınca (icra maarifetiyle) taşınmazda paydaş olduğuna göre, bu satın alma ile üzerindeki muhdesatın bedelini de ödeyerek taşınmaza sahip olduğu tartışmasızdır. Bu halde sebepsiz zenginleşen tarafın taşınmazdaki payını davalıya satan kişiler olduğu, davacı tarafın ise ancak o kişilere karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak davası açma hakkının doğduğu kuşkusuzdur. Bu nitelikteki dava ise eda davası niteliğindedir. Öğretide ve uygulamada aidiyet tespiti davaları yönünden eda davası açılmasının mümkün bulunduğu hallerde tespit davasının açılmasına yasal olanak bulunmamaktadır....
Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Hukuki yarar dava koşulu olup muhtesat aidiyeti davalarının dinlenebilmesi için davacı tarafın dava açmakta hukuki yararın bulunması zorunludur. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası, kamulaştırma işlemi v.s. dava bulunmadığı takdirde bu dava görülemez....
O halde Mahkemece yapılması gereken iş; mahallinde yeniden uzman bilirkişilerle keşfe gidilerek, mümkünse keşif mahallinde taraflarca bildirilen tanıklar dinlenilmek suretiyle muhdesatların hangi tarihte, kim tarafından, ne şekilde yapıldığının tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve yine uzman bilirkişilerin hazırlayacakları raporların içeriğinde taşınmaz üzerindeki hangi muhdesatın nerede olduğu, hangilerinin dava konusu olduğu ayrıntılı bir şekilde harflendirilmek ve isimlendirilmek suretiyle belirlenmesi ve krokisine işaret ettirilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişsiz bilirkişi raporlarıyla, tanık dinlenmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2) Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına, muhdesat tespiti davalarında, taşınmaz üzerindeki muhdesat niteliğindeki yapı ve ağaçların kim ya da kimler tarafından meydana getirildiğinin tespitine ilişkin araştırma ve inceleme yapılıp hüküm kurulmasına, söz konusu muhdesat bedellerinin belirlenmesinin tespit davasında...
Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Olayımıza gelince; Mahkemece dava konusu 10432 ada 1 nolu parselde ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin taraflara tapudaki payları oranında dağıtılmasına, taraf vekillerinin dosyaya sunduğu dilekçeler ve duruşma sırasındaki beyanlarında geçen aidiyetlerin dikkate alınmasına karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/05/2019 NUMARASI : 2018/273 2019/135 DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davalı T1 vekili ve Maliye Hazinesi vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Aidiyet tespiti davasında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davaya konu edilen Muhtesatın kim tarafından, kime ait olmak üzere, bir başka deyişle kimin adına ve hesabına yaptırıldığının duraksamasız belirlenmesi zorunludur. Başka bir ifade ile muhtesat yapılırken emek ve parasal yönden katkıda bulunulması aidiyetin tespitinde önemli olmayıp, muhtesatın kime ait olmak üzere, kimin adına ve hesabına yaptırıldığının belirlenmesi zorunludur. Muhdesat tespiti davalarında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, muhdesatı kendisinin meydana getirdiği öne süren davacı tarafın muhdesatı tek başına kendi adına ve hesabına meydana getirdiğinin kanıtlanmış olması zorunludur. (Yargıtay 7....