Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki; eldeki davanın aktarılan dosya kapsamında olmasına, Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan tespitin geçerli olmamasına, bir başka deyişle; çekişmeli taşınmaz hakkında tespit edilecek kullanıcı ve mülkiyet durumu hakkında dosyanın aktarıldığı Kadastro Mahkemesi'nin görevli olmasına göre, mahkemece tespit gibi tescil hükmü kurulması doğru değil ve bozma nedeni ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın hüküm fıkrasının 3. satırındaki “tespit gibi tesciline” sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine “tarla vasfı ile Hazine adına tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine, taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1990 tarihinden beri Kazım oğlu Şahin Kayabaşı'nın fiili kullanımında bulunduğu şerhinin yazılmasına” sözcüklerinin yazılması suretiyle ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda, dava konusu 34266 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ilk tesisinden itibaren ve halen davacıların murisi adına kayıtlı olduğu, davalının imar uygulaması öncesinde mülkiyete dayalı ya da şahsi bir hakkı bulunmadığı, davalının kullandığı evin dava konusu taşınmazda kalmasının imar uygulamasından kaynaklanmadığı, taşınmazın tapu kaydında üzerindeki evin davalıya ait olduğuna dair muhdesat şerhinin yer aldığı,taşınmaz üzerinde zemin üzeri iki kattan oluşan yapının yer aldığı, bu yapının davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır....

      Ancak; Kadastro Mahkemesinin 1991/1473 Esas, 1993/1733 Karar sayılı ilamıyla çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken 1976 yılında yapılan orman kadastrosu işleminde Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline, üstünde bulunan kargir evin Hasan Şeker'e ait olduğunun muhdesat olarak kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi üzerine Hazine adına tapu kaydının oluştuğu, muhdesata ilişkin şerh tapuya işlenmesine rağmen beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun'un .... maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığına dair şerh konmadığı görülmüştür. 3402 sayılı Kanun'un Ek-.... maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde kullanım kadastrosu yapılabilmesi için taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhinin bulunması gerektiği, şerh işleminin önceki ilamın tavzih edilmesi...

        düzeltilmesi ve kayda geçirilmesi hususunda karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

        Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (Türk Medeni Kanunu m.722, 724, 729). Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/2. maddesi imkan sağlamaktadır. Gerçekten, anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.” Bu tür bir hakkın zemin üzerindeki binanın veya ağaçların yok olması gibi bazı nedenlerle ortadan kalkacağı kuşkusuzdur. Diğer taraftan, Türk Medeni Kanununun 1012. maddesi hükmü gereğince de kaydın terkini kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlı olarak yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 1026. maddesi uyarınca terkin işlemi yapacak merci ise ilgili Tapu Müdürlüğüdür....

          O halde, 4127 Sayılı Yasanın 1.Maddesi ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11.Madde 3.Fıkrasının “ “...Kadastro çalışmaları sırasında, fiili kullanım durumuna göre sınırlandırması Hazine adına tesbiti yapılacak bu yerler üzerindeki muhdesat ile tasarruf edenlerin isimleri, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir… …” hükümlerine göre tasarruf edenleri belirlenerek tapunun beyanlar hanesinde gösterilmelidir....

            Mahkemece, fen bilirkişi ... tarafından hazırlanan 04.07.2014 havale tarihli raporda (A2) ile gösterilen temyiz konusu bölümde davacının tespit tarihi olan 2010 yılından 4 yıl önce zilyet olmaya başladığı ve tespit tarihi itibariyle de davacının zilyet olduğu ancak tespit tarihinden 4 yıl öncesinde lehine zilyetlik şerhi verilen davalı ...’nın zilyet olduğunun belirlendiği ve bu zilyetliğin korunması gerektiği gerekçesiyle ... mirasçıları lehine zilyetlik şerhi, davacı ... lehine ise muhdesat şerhi verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç mevzuata uygun değildir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle ... adına tescil edileceği düzenlenmiştir...

              Türk Medeni Kanunu'nun 710, 748, 755, 1012/1. maddeleri ile özel yasalar arasındaki 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 3194 Sayılı İmar Kanunu, 3621 Sayılı Kıyı Kanunu, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu, 2981 Sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatı, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu, 2924 Sayılı Orman Köylüsünün Desteklenmesine Dair Kanun ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesinde, beyanlar sütununa şerh verilmesine imkan tanıyan özel düzenlemelere yer verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesine göre; taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir....

                Köyü çalışma alanında bulunan 1227 ve 1228 parsel sayılı sırasıyla 3360, 4720 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 961 ila 964-969 parsel sayılı taşınmazlara uygulanan tapu ve vergi kaydının miktar fazlası olarak, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, üzerlerindeki zeytin ağaçlarının müsavatan ...,... ’a ait olduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit edildikten sonra, Mersin Kadastro Mahkemesi’nin 1999/12-106 Esas, Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile taşınmazların 2/B uygulaması nedeniyle Hazine adına tesciline, beyanlar hanesinde muhdesat şerhinin aynen bırakılmasına, taşınmazların ... ve ... varislerinin zilyetliği altında bulunduğunun tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların bir bölümünün kendisi ve kardeşi ...'ın kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır....

                  Davacılar ... ve müşterekleri tutanakların beyanlar hanesinde davalılara ait olduğu belirtilen evlerin muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak muhdesat şerhinin düzeltilmesi istemli dava açmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu