Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı şirket, kazaya neden olan aracın kayıt maliki olup, davalı tarafından, aracın kaza tarihinden önce dava dışı üçüncü kişiye satıldığını, bu nedenle aracın işleteni sıfatıyla zarardan sorumlu tutulamayacağını savunmuştur. Dosya kapsamından, aracın kaza tarihinden önce noterde mülkiyeti muhafaza kaydı ile satıldığı anlaşılmaktadır. KTK'nun 3. maddesi uyarınca, araç işleteni, mülkiyeti muhafaza kaydı ile aracın satışında sicilde alıcı görünen kişi olarak düzenlenmiş, aynı yasanın 20/d maddesinde de araç satışının resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmayaca- ğı belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, resmi şekilde düzenlenmiş, mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış sözleşmesinde alıcı olan kişinin araç işleteni olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, davalı şirket aleyhine açılan davanın araç işleteni olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    Şti'nin maliki olmadığı, şirketin uzun süreli tasarruf imkanı sağlayan bir hakka dayalı olarak araç üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığı; davalının, yukarıda anılan 2918 sayılı KTK'nun 3. maddesinde ifade olunan ve işleten sıfatının kazanılmasına vücut veren sıfatlardan hiçbirine sahip olmadığı; davacı tarafından iddia olunan özel ...'nin taşımacılık işlerinin dava dışı ...Ltd. Şti. tarafından yürütüldüğünün gelen yazı cevapları ile sabit olduğu gözetilerek; davalı ... Ltd. Şti'nin araç işleteni sıfatı hakkında bir değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, gerekçesiz biçimde bu davalının da zarardan sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Mahkeme tarafından davacı taraf lehine hüküm altına alınan maddi tazminat bedeli içinde, davacının 3 aylık iyileşme süresi olarak belirlenen döneme ait 3.040,31 TL. geçici işgöremezlik zararı da bulunmaktadır....

      Sayılı ilamıyla mahcuz malların davacıya aidiyeti ve teslimine ilişkin karar verilmesiyle zararın 28.09.2009 tarihli muhafaza işlemiyle meydana geldiği, davacının gerçek zararının hesaplanması gerektiği, ipat yükü altındaki davacının mahkememize sunduğu belgeler ve zararın hesaplanması için alınan bilirkişi mütalaasında davacının 9.792,35- TL maddi zarara uğradığı, 28.09.2009 tarihindeki muhafaza işleminden dava tarihine kadar 7.581,36- TL faiz talep hakkının bulunduğu, bilirkişi mütalaasının taraf, mahkeme ve kanun yolu denetimine uygun olduğu, davacının 11.03.2020 tarihli dilekçesiyle talep miktarlarını ıslah ettiği, davacıya talep ettiği maddi tazminat ile ferisinin ödenmesi gerektiği, manevi tazminat talebi yönünden ise haczedilen ve muhafaza altına alınan malların davacıya ait olması ve istihkak davası sonucunda davacının haklı olduğuna karar verilmesinin başlı başına kişilik haklarına hukuka aykırı saldırı teşkil etmediği, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminatın yasal unsurlarının...

      , iyi niyetli üçüncü kişi durumunda bulunan davacının kazanç kaybı dahil, maddi zararlarının bulunduğunu, bilahare sunduğu 03/07/2014 tarihli dilekçesinde 35.559,39 TL araç satışından, 133.979,73 TL kazanç kaybından ötürü uğranılan maddi tazminat talebinde bulunmuştur....

        Mahkemece, dava konusu kuru üzümün geç satılmasından dolayı davacının herhangi bir maddi kaybının olmadığı gerekçesi ile davacının maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine, manevi tazminat istemi yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, mahkemece alınan 28/01/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda, 14/01/2010 tarihli haciz nedeniyle muhafaza altına alınan 250 çuval kuru üzümün, ......

          in dava konusu eylemi nedeniyle ....Ağır Ceza Mahkemesinde cezalandırılmasına karar verildiğini, inşaat boyacısı olarak çalışıp geçimini bu şekilde sağladığını, aracının bulunmasının zorunlu olduğunu, beş yıl süre ile aracının muhafaza altında kalması nedeniyle bu ihtiyacını araç kiralayarak giderdiğini belirterek, uğradığı zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar ise davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının 11/11/2015 tarihli beyan dilekçesi de nazara alınarak istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde hükmedilecek tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalıların tazmin sorumluluğundan dava tarihinden itibaren haberdar oldukları ve bu tarihten itibaren temerrüde düştükleri gerekçesiyle dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir....

            Davacı vekili 11/05/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 40.157,65 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili, davacıya ait aracının üzerindeki başkaca hacizler nedeniyle muhafazasının devam ettiğini, davacının maddi ve manevi zarara yönelik iddiasını belgelendirmediğini, kabul etmemekle birlikte manevi tazminat olarak talep edilen tutarın da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; manevi tazminat talebi yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığı, maddi tazminat talebi yönünden ise davacı her ne kadar temerrüt faizini aşar nitelikte maddi zararı olduğunu iddia etmiş ise de; bu zararı somut bir şekilde ortaya koyup, maddi zararını ispatlayamadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebi yönünden karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

              Sözleşmesi düzenlendiğini, kredi sözleşmesi gereğince müvekkilinin aracının kaydına rehin şerhi işlendiğini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç ödenmeyince icra takipleri başlatıldığını, icra takiplerine itiraz edilmeden aracın 06/11/2010 tarihinde fiilen haczedilerek muhafaza altına alındığını, yapılan usulsüz işlemin şikayet yolu ile iptali istemiyle Karamürsel İcra Hukuk Mahkemesine dava açıldığını ve aracın üzerindeki muhafazanın kaldırılmasına ve aracın davacıya iadesine karar verildiğini, aracın muhafaza altına alındığı tarihten teslim tarihine kadar kullanılmadığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin yapılan işlemlerden doğrudan veya dolaylı olarak bir kusuru ve sorumluluğu olmadığını, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/563 D.iş numaralı kararıyla aracın change belirlendiğinden Emniyet Müdürlüğü tarafından muhafaza altına alındığını; bu olay nedeniyle mağdur olduğunu, davalının sorumlu olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, satış bedelinin ve aracın elinden alınması nedeniyle oluşan zararın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya konu olayda kendisinin kusuru bulunmadığını, aracı kendisinin de bu şekilde satın aldığını, aracın satım bedelinin 5.850,00 TL olduğunu bu miktarın noter sözleşmesinde belirtildiğini, geçici muhafaza tedbiri uygulandığını savunarak; davanın reddini dilemiştir....

                  Dava trafik kazası sonucunda oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 07/01/2017 tarihinde kazanın gerçekleştiği, davacının yaralandığı dosya kapsamıyla sabittir. Olaya ilişkin olarak açılan Akçaabat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2017/412 Soruşturma sayılı dosyasında Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, Savcılık tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 253 üncü maddesi kapsamında, uzlaştırmanın sağlandığı bu sebeple Cumhuriyet Başsavcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. 5271 sayılı CMK'nun 253/17. bendinde; "Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. "CMK'nun 253/19. bendine göre ise "... Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır....

                    UYAP Entegrasyonu