Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamında; davacının, davalı sigorta şirketine 17.09.2021 tarihinde tazminat başvurusunda bulunduğu, davalı sigorta şirketinin 30.09.2021 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşıldığından, hüküm altına alınan tazminat kalemlerine, 30.09.2021 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Her ne kadar davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuş ise de, hakimin takdirine bağlı olarak yapılan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücretine taktirine yer olmadığından, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir....

    Davaya konu olan olayda, davacıların desteği z’ın vefat ettiği aracın beş kişilik araç olduğu, fakat kaza sırasında aracın içerisinde yedi kişinin bulunduğu, bu nedenle istiab haddinin aşıldığı, tazminat tutarları belirlenirken davacıların desteğinin istiab haddini aşacak şekilde araca binmesinin zararın artmasına neden olduğu gözetilerek BK 44/1. maddesi uyarınca hüküm altına alınan tazminat tutarlarından uygun bir indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle temyiz eden davalı ... yararına BOZULMASINA, davalı ... ’ın diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalı ...'a yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Dava trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır....

        ödeme yapılmadığı, aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs rizikosuna ilişkin özel şartlar klozunda '' Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları A.4.11 Maddesi uyarınca ;sigortalı araç anahtarlarının ,sigortalının veya aracı kullanımına tahsis ettiği kişinin kendi ev veya iş yeri niteliğindeki kapalı ve kilitli bir mekanda muhafaza esnasında , bu mekana : kırma ,delme, yıkma, devirme , zorlama, öldürme, yaralama,zor ve şiddet kullanarak veya tehditle yada araç gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanmak suretiyle ele geçirilerek aracın çalınması veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi sonucu oluşacak zararlar teminat kapsamındadır'' denildiği , ilgili poliçe dikkate alındığında, çalınan aracın teminat kapsamında sayılabilmesi için kapalı ve kilitli bir mekanda muhafaza edilmesinin gerektiği, fakat aracın açık alanda park halinde bırakıldığı, sigortalı tarafın yükümlülüklerine uymadığı, bu nedenle hasarın teminat kapsamına girmediği, tazminat ödemesi...

          İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı ...'nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve ...'ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Taraflar arasındaki haksız haciz nedeniyle manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 12/10/2011 gün ve 2011/7883-2011/10360 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz ve muhafaza nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, karar tarafların temyizi üzerine dairece "davanın reddi gerektiği"nden bahisle davalılar yararına bozulmuştur. Bu defa davacının karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir. Davacı, davalı şirketin alacaklı olduğu icra dosyasında alacaklı vekilinin talebi uyarınca kendisine İ.İ.K.'...

              Davacının, 05/11/2019 tarihinde davalı ... şirketine tazminat başvurusunda bulunduğu, davalı ... şirketinin 18/11/2019 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşıldığından, hüküm altına alınan tazminat kalemlerine, temerrüt tarihinden itibaren, kazaya karışan aracın hususi araç olduğu gözetilerek, yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Davacının bakıcı gideri tazminatı kalemine yönelik davasının ise, dava konusu olay nedeniyle davacının bakıcı gereksinimi olmadığı anlaşılmakla, reddine karar verilmiştir....

                Ltd.Şti.nin talebi üzerine ihtiyati haciz kararı alınarak 07.02.2003 tarihinde uygulandığı, bir kısım menkul malların haczedilerek muhafaza altına alındığı, 03.04.2003 tarihinde haczin kaldırıldığı ve bu suretle ihtiyati haczin haksız olduğu anlaşılmaktadır. Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilip muhafaza altına aldırılması gerçek ve tüzel kişilerin ticari itibarlarını zedeleyen, şeref ve haysiyetlerine ve kişilik haklarına haksız saldırı teşkil eden BK’nın 49 ile İİK’nın 259/I. maddeleri uyarınca manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren davranışlardır. O halde mahkemece karşı davacılar Y.Turhan ile Soyaslan Denizcilik San.Tic.Ltd.Şti. yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu manevi tazminat isteminin tümden reddi doğru olmamıştır. 3-Karşı davada 1.000,00 YTL maddi tazminat talep edilmiş, bilahare yöntemine uygun ıslahla bu istem 10.000,00 YTL.ye yükseltilmiştir....

                  Anılan maddenin 17'nci bendi "Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.", 19'uncu bendi ise "... Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır." hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253'üncü maddesinin, 19'uncu bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır." biçimindedir....

                    Şti vekilinin istinaf nedenleri; kusur durum ve oranının hatalı belirlendiği, kazanın oluşumunda vekil edeni araç sürücüsü ...'ün kusursuz olduğu şeklindeki 13/06/2016 günlü ATK raporundaki belirlemenin dikkate alınmadığı, bilirkişi raporları arasındaki konuya ilişkin çelişkilerin giderilmediği, ayrıca hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarlarının da çok fazla olduğu, Sosyol Güvenlik Kurumu tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve maaş bağlanıp bağlanmadığının da araştırılmadığı, varsa yapılan ödemelerin hüküm altına alınan tazminattan düşülmesi gerektiğinin değerlendirilmediğine yöneliktir. Davacı vekilinin istinaf nedenleri ise; hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğuna ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu