Toplanan deliller, uzman bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın yörede 1949 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında kısmen orman kadastro sınırları içinde kısmen de orman sınırları dışında kaldığı, 1985 yılında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında ise orman sınırları içinde olan bölümün 2/B madde uygulamasına konu olduğu ve Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı saptanmıştır. Davacı, bu davayı M.Y’nın 713. maddesi gereğince kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetliğe dayalı olarak açmıştır. Ancak, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın tarla niteliği ile 1984 yılında ihdasen davalı belediye adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Öncelikle, 2/B madde uygulamasına konu olan taşınmaza ilişkin olarak davacı gerçek kişinin davayı açmasında hukuki menfaat bulunmadığı gibi, 5831 Sayılı Tapu Yasası ile bazı yasalarda değişiklik yapılamasına dair Yasanın 5....
Diğer yandan 6100 Sayılı HMK'nun 124. madde uyarınca "iradi taraf değişikliği" yapılması ve koşulları mevcut ise doğru hasma davanın yöneltilmesi mümkündür. Dava hatalı olarak kayyım hasım gösterilerek açılmış ise de 13.05.2015 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında davacı vekili tarafından, tarafta hata yapıldığı kabul edilmiş, bunun temsilcide hata niteliğinde olduğu, ...'ye davayı yöneltmek istedikleri, ...'ye tebligat çıkartılması gerektiği ileri sürülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar karşısında davanın kayyıma karşı açılması maddi hataya dayandığından HMK 124.madde hükümleri ve TMK'nun 713/2.maddesine göre açılan davaların niteliği dikkate alınarak ...'...
Mahkemece davanın REDDİNE, Hazinenin tescil isteminin kabulü ile 15.11.2006 tarihli fen bilirkişi krokisinde gösterilen dava konusu 2742 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 18/1. maddesi gereğince Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapusuz olan taşınmazın Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince tapuya tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 tarihli ilk orman kadastrosu ile 1980 yılında yapılıp, 10.04.1981 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1985 yılında yapılıp 28.10.1985, 1988 yılında yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları vardır. ......
Maddesi gereğince Tescil davasına konu edildiği, Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince açılan tescil davası ile genel hükümlere göre açılan tapu iptal tescil davalarının yargılama usullerinin farklı olduğu gerekçesiyle bu bölümlere ilişkin davanın ayrılarak başka bir esasa kayıt edilmesine karar verilmiştir. Ne var ki; Medeni Yasanın 713. maddesi, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapuya tescili istemiyle açılan davalar için bazı özel usul hükümleri getirmişse de, genel yargılama usulü hükümlerine göre tapu iptal tescil istemiyle açılan davalar ile Medeni Yasanın 713. Maddesi gereğince tapusuz yerler için açılacak tescil davalarının bir arada görülemeyeceğine ilişkin özel bir usul kuralı öngörmemiştir....
Bu nedenle, TMK'nun 713/3. fıkrası gereğince davada davalı sıfatıyla yer alanlar her türlü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda kalan eksik harcın davacıdan alınmasına, davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilir. O halde, mahkemece, Hazine harçtan muaf olduğundan eksik harcın tahsiline yer olmadığına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak davacıya verilmesi biçiminde kurulan hüküm az önce açıklanan kanun hükmü ile Daire ve Yargıtay uygulamasına aykırı düşmektedir. Öte yandan, gazete ilanı yapılmakla birlikte TMK'nun 713/4 ve 5. fıkraları gereğince yerel ilanların yapılmadığı saptanmıştır....
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davanın reddi halinde dava konusu taşınmazın tescile tabi bir yer olduğunun anlaşılması durumunda taşınmazın MK 713/6. maddesi gereğince Maliye Hazinesine tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T7 temsilcisi 21.02.2013 tarihli celsede; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
babasına ve kendisine ait oludğu halde yapılan kadastro çalışmaları sırasında her nasılsa Hacı İsmail adlı bilinmeyen ve ölü olduğu kadastro tutanaklarında belirtilen bir şahıs adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini ileri sürerek Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Erciyes Mah, 10646 ada 170 parsel sayılı taşınmazın MK 713/2 maddesinden belirtilen maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan hukuki sebebine dayalı olarak davacı adına tesciline, yargılama sırasında yapılacak araştırmada böyle bir şahsın olduğu tespit edilecek olsa bile 17/03/2011 tarihinden 20 yıl önce ölmüş olma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğundan Medeni Kanunun 713/2.maddesinde belirtilen maliki 20 yıl önce ölmüş sebebine dayalı olarak tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.04.2021 tarihli ve 2021/470-2021/435 E-K sayılı kararıyla "kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir. Mahkemece, yasal tescil ilanları yapılmadan tescil kararı verilmesi doğru bulunmadığı gibi yargılama sırasında davalı Hazine vekili TMK'nın 713/6 maddesi uyarınca dava konusu taşınmaz bölümlerinin ... adına tesciline karar verilmesini talep edildiği halde Hazinenin tescil talebi yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmadığına" değinilerek ilk derece mahkemesi kararının ...nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasın karar verilmiştir. 2....
Maddesinde öngörülen haksız rekabete ilişkin hükümlerden kaynaklandığı, bu maddede " Madde 54 - Ticaret unvanı kanuna aykırı olarak başkası tarafından kullanılan kimse, bunun men'ini ve haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini ve zarar görmüş ise, kusur halinde bunun da tazminini isteyebilir." hükmüne yer verildiği, bu davaya bakmakla asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise,uyuşmazlığın iş akdi feshedildikten sonra, davacıya ait "İstihdamı Zorunlu Personel Onay Belgesi"nin kullanılmasından kaynaklanmakta olup, eylemin MK 24.maddesinde düzenlenen kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu iddiası ve haksız fiilin varlığının MK ve BK hükümleri çerçevesinde tartışılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Hükmüne uyalan bozma kararında özetle; "Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tescil davası niteliğinde olduğu, aynı Maddenin 6. bendi gereğince davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceklerinden ve davalı ... vekilinin 25/01/2008 tarihli dilekçe ile taşınmazın ... adına tescilini talep ettiğinden, mahkemece davalı Hazinenin Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince istemde bulunduğu karşı tescil talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekirken, bu hususta hüküm kurulmamış olması usûl ve kanuna aykırı olup hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....