Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunun 713/1.maddesi hükmüne göre gerçek, kamu veya özel hukuk tüzel kişilerince açılacak olan tescil davalarında husumetin Hazine ile taşınmazın içinde bulunduğu tüzel kişiliğe yönetilmesi zorunludur. Oysa eldeki davada Hazine 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 18. Maddesi uyarınca tescil isteğinde bulunmuştur. Hazinenin bu yasa hükmüne dayalı olarak açacağı tescil davaların, hasımlı açılabileceği gibi, hasımsız açılmasında da yasal bir engel bulunmamaktadır. Kaldı ki; Hazinenin Türk Medeni Kanununun kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak 713. maddeden kaynaklanan tescil isteme hakkının bulunmadığı da tartışmasızdır. O halde, somut olayda aynı madde hükmünün uygulanmasına olanak yoktur. Bu nedenle mahkemenin davayı ret sebebinin yasal olduğu söylenemez....

    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 23.09.1970 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 10.12.1997 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1965 yılında kesinleşmiş, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Taşınmaz kadastro sırasında çalılık olarak tesbit harici bırakılmıştır....

      Diğer yandan 6100 Sayılı HMK'nun 124. madde uyarınca "iradi taraf değişikliği" yapılması ve koşulları mevcut ise doğru hasma davanın yöneltilmesi mümkündür. Dava hatalı olarak kayyım hasım gösterilerek açılmış ise de 13.05.2015 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında davacı vekili tarafından, tarafta hata yapıldığı kabul edilmiş, bunun temsilcide hata niteliğinde olduğu, ...'ye davayı yöneltmek istedikleri, ...'ye tebligat çıkartılması gerektiği ileri sürülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar karşısında davanın kayyıma karşı açılması maddi hataya dayandığından HMK 124.madde hükümleri ve TMK'nun 713/2.maddesine göre açılan davaların niteliği dikkate alınarak ...'...

        Toplanan deliller, uzman bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın yörede 1949 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında kısmen orman kadastro sınırları içinde kısmen de orman sınırları dışında kaldığı, 1985 yılında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında ise orman sınırları içinde olan bölümün 2/B madde uygulamasına konu olduğu ve Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı saptanmıştır. Davacı, bu davayı M.Y’nın 713. maddesi gereğince kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetliğe dayalı olarak açmıştır. Ancak, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın tarla niteliği ile 1984 yılında ihdasen davalı belediye adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Öncelikle, 2/B madde uygulamasına konu olan taşınmaza ilişkin olarak davacı gerçek kişinin davayı açmasında hukuki menfaat bulunmadığı gibi, 5831 Sayılı Tapu Yasası ile bazı yasalarda değişiklik yapılamasına dair Yasanın 5....

          Dava, TMK.nun 713/2. fıkrasında açıklanan “..maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan..” ve “..maliki ölmüş..” hukuki sebebine dayalı olarak tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdikleri gerekçesiyle TMK. nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle bir kısım davacıların davasının kabulüne karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....

            Maddesindeki şartların müvekkili tarafından sağlandığını, olayda MK 713'de belirtilen olağan üstü zamanaşımı yoluyla gayrimenkul iktisabının şartlarının gerçekleşmiş olduğunu belirterek davanın kabulü ile Kırıkkale İli, Yahşihan İlçesi, T5 sınırları içerisinde Sökmen Mevkii, Devecipınar Mevkii arasında bulunan yaklaşık 15 dönüm büyüklüğündeki taşınmazın ve Küçükatak Mevkiinde bulunan 50 dönümlük taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olmayan kısmının müvekkili adına MK 713.maddesi gereğince tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, TMK 715 ve 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi uyarınca sahipsiz yerlerin, tarıma elverişli olmayan yerlerin mülkiyetinin devlete ait olduğunu, bunların hiçbir suretle özel mülkiyete konu olamayacağını beyan ederek davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir....

              Mahkemece davanın REDDİNE, Hazinenin tescil isteminin kabulü ile 15.11.2006 tarihli fen bilirkişi krokisinde gösterilen dava konusu 2742 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 18/1. maddesi gereğince Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapusuz olan taşınmazın Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince tapuya tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 tarihli ilk orman kadastrosu ile 1980 yılında yapılıp, 10.04.1981 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1985 yılında yapılıp 28.10.1985, 1988 yılında yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları vardır. ......

                Dosyada mevcut davacı tarafından davalı aleyhine MK madde 724 gereğince açılan tapu iptali tescil davasında, çaplı taşınmazda iyiniyetin söz konusu olamayacağı ve MK madde 724'ün koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş, davacının temyizi sonucu karar Yargıtay Ondördüncü Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir. Artık bu karar karşısında davacıların iyiniyetinden söz edilemez. "Malzeme sökülüp alınmaz ise" davacıların isteyebileceği giderler MK'nın 723/3. maddesinde belirtilmiştir. Bu hükme göre hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı değeri geçmeyebilir. Anılan hüküm, esas itibariyle BK'nın 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir halidir ve zenginleşmeyenin iade borcu doğmaz. Davalının MK 722/2 hükmüne göre malzemenin sökülüp alınmasını istemek imkanı da bulunmaktadır....

                  Maddesi gereğince Tescil davasına konu edildiği, Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince açılan tescil davası ile genel hükümlere göre açılan tapu iptal tescil davalarının yargılama usullerinin farklı olduğu gerekçesiyle bu bölümlere ilişkin davanın ayrılarak başka bir esasa kayıt edilmesine karar verilmiştir. Ne var ki; Medeni Yasanın 713. maddesi, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapuya tescili istemiyle açılan davalar için bazı özel usul hükümleri getirmişse de, genel yargılama usulü hükümlerine göre tapu iptal tescil istemiyle açılan davalar ile Medeni Yasanın 713. Maddesi gereğince tapusuz yerler için açılacak tescil davalarının bir arada görülemeyeceğine ilişkin özel bir usul kuralı öngörmemiştir....

                    Bu nedenle, TMK'nun 713/3. fıkrası gereğince davada davalı sıfatıyla yer alanlar her türlü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda kalan eksik harcın davacıdan alınmasına, davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilir. O halde, mahkemece, Hazine harçtan muaf olduğundan eksik harcın tahsiline yer olmadığına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak davacıya verilmesi biçiminde kurulan hüküm az önce açıklanan kanun hükmü ile Daire ve Yargıtay uygulamasına aykırı düşmektedir. Öte yandan, gazete ilanı yapılmakla birlikte TMK'nun 713/4 ve 5. fıkraları gereğince yerel ilanların yapılmadığı saptanmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu