TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 25 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 26 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 27 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri A… …… Köyü Köyiçi ve Y… …… mevkiinde bulunan toplam 5 parça taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemişlerdir....
TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 18 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 22 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 5.8.2005 gününde verilen dilekçe ile tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 26.4.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan bölgede yer alan 15.800 m2 mesahadaki taşınmaz bölümünün hazine adına tescili istemi ile açılmıştır. Dava açılırken kadastro öncesi var olan herhangi bir tapu kaydına dayanılmamıştır. Davada dayanılan kural bir bakıma 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/1 maddesidir....
Maddesindeki şartların müvekkili tarafından sağlandığını, olayda MK 713'de belirtilen olağan üstü zamanaşımı yoluyla gayrimenkul iktisabının şartlarının gerçekleşmiş olduğunu belirterek davanın kabulü ile Kırıkkale İli, Yahşihan İlçesi, T5 sınırları içerisinde Sökmen Mevkii, Devecipınar Mevkii arasında bulunan yaklaşık 15 dönüm büyüklüğündeki taşınmazın ve Küçükatak Mevkiinde bulunan 50 dönümlük taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olmayan kısmının müvekkili adına MK 713.maddesi gereğince tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, TMK 715 ve 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi uyarınca sahipsiz yerlerin, tarıma elverişli olmayan yerlerin mülkiyetinin devlete ait olduğunu, bunların hiçbir suretle özel mülkiyete konu olamayacağını beyan ederek davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, TMK.nun 713/2. fıkrasında açıklanan “..maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan..” ve “..maliki ölmüş..” hukuki sebebine dayalı olarak tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdikleri gerekçesiyle TMK. nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle bir kısım davacıların davasının kabulüne karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....
Dava, kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddeleri gereğince tescili isteğine ilişkindir. Yargıtayın kararlılık kazanan uygulamalarına göre; tespit dışı bırakılan bir yerin, Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre, tapuda tescil edilebilmesi için, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Kural bu olmakla beraber Daire uygulaması gereğince, tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul süre içerisinde açılan davalarda, tespit dışı bırakılma tarihinden önceki zilyetliğin kazanma bakımından nazara alınacağı kabul edilmiştir. Somut olayda; davacının sonradan satın alarak maliki olduğu ancak evvelinde davacının babasının adına tespit ve tescil edilen 101 ada 280 parsel, 12.04.2006 tarihinde tespit görmüştür....
Türk Medeni Kanunun 713/1.maddesi hükmüne göre gerçek, kamu veya özel hukuk tüzel kişilerince açılacak olan tescil davalarında husumetin Hazine ile taşınmazın içinde bulunduğu tüzel kişiliğe yönetilmesi zorunludur. Oysa eldeki davada Hazine 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 18. Maddesi uyarınca tescil isteğinde bulunmuştur. Hazinenin bu yasa hükmüne dayalı olarak açacağı tescil davaların, hasımlı açılabileceği gibi, hasımsız açılmasında da yasal bir engel bulunmamaktadır. Kaldı ki; Hazinenin Türk Medeni Kanununun kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak 713. maddeden kaynaklanan tescil isteme hakkının bulunmadığı da tartışmasızdır. O halde, somut olayda aynı madde hükmünün uygulanmasına olanak yoktur. Bu nedenle mahkemenin davayı ret sebebinin yasal olduğu söylenemez....
Davalı ... vekili karar düzeltme dilekçesinde; Medenî Kanunun 713/6. maddesine göre ... adına tescil talep ettikleri halde bu konuda yerel mahkemece bir karar verilmediğini, dairenin red ve bozma kararına bir diyecekleri olmadığını, sadece ... adına tescil kararı verilmemesi nedeniyle karar düzeltme talebinde bulunduklarını ileri sürerek, bozma yanında bu hususta da bozma yapılmasını istemiştir. Davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesinde; davalı ... vekili 20/09/2013 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve yine 05/03/2014 tarihli son oturumda imar ve ihya koşulları davacı yararına gerçekleşmeyen çekişmeli taşınmazın Medenî Kanunun 713/6. maddesine göre ... adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davalı ... vekilinin tescil talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Oysa, davacı gerçek kişinin davasının reddi karşısında davalı ...nin tescil talebi konusunda da bir karar verilmelidir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 23.09.1970 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 10.12.1997 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1965 yılında kesinleşmiş, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Taşınmaz kadastro sırasında çalılık olarak tesbit harici bırakılmıştır....
Dosyada mevcut davacı tarafından davalı aleyhine MK madde 724 gereğince açılan tapu iptali tescil davasında, çaplı taşınmazda iyiniyetin söz konusu olamayacağı ve MK madde 724'ün koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş, davacının temyizi sonucu karar Yargıtay Ondördüncü Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir. Artık bu karar karşısında davacıların iyiniyetinden söz edilemez. "Malzeme sökülüp alınmaz ise" davacıların isteyebileceği giderler MK'nın 723/3. maddesinde belirtilmiştir. Bu hükme göre hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı değeri geçmeyebilir. Anılan hüküm, esas itibariyle BK'nın 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir halidir ve zenginleşmeyenin iade borcu doğmaz. Davalının MK 722/2 hükmüne göre malzemenin sökülüp alınmasını istemek imkanı da bulunmaktadır....
Hukuk Dairesi’nin 27/06/2013 tarihli ve 2012/11748 E., 2013/10155 K. sayılı ilamı ile; “ ... mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanığının; taşınmazın 25 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde olduğunu bildirmiş iseler de, taşınmazın hangi tarihte kim tarafından imar-ihyasına başlandığını imar-ihyanın hangi tarihte bittiğini, taşınmazdaki ekonomik amacına uygun zilyetliğin ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğünün açıklanmadığı, Mahkemece taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı, tapuda kayıtlı olan yerlerden olup olmadığının araştırılmadığı, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğrafından yararlanılmadığı, tescil davalarında TMK'nın 713/4. maddesi gereğince zorunlu olan ilanların yapılmadığı, Başakşehir Belediye Başkanlığı'nın düzenlemiş olduğu ve 13.02.2008 tarihinde onaylanan imar planı kapsamında kalan taşınmaza ilişkin daha önceden Küçükçekmece Belediyesi tarafından düzenlenen bir imar planı bulunduğu bilgisi bulunmasına rağmen...