Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Usulden red kararı verilmek üzere bozma yapılması kabul görmediğinden, işin esası yönünden asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu çekincesiyle, işin esası açısından mahkemenin haczin kaldırılması kararı usul ve kanuna uygundur.Davacı kooperatif ortağı adına tahsis ve teslimli olan, ödemelerinde de bir eksiklik bulunmadığından, davalı kooperatif de tescil kararını temyize getirmediğinden, 8 numaralı bağımsız bölüm meskenin mülkiyeti MK 705 uyarınca tescilden önce iktisap etmiştir. Sicilde yapılacak tescil kurucu değil açıklayıcı olacaktır. Anılan maddenin istisnası 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunun 2. maddesidir. Resmi biçim şartı aranmadan yazılı taşınmaz temliki madde uyarınca geçerlidir....

    Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tescil davası niteliğinde olduğu, aynı maddenin 6. bendi gereğince davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceklerinden ve davalı Hazine vekilinin 25/01/2008 tarihli dilekçe ile taşınmazın Hazine adına tescilini talep ettiğinden, mahkemece davalı Hazinenin Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince istemde bulunduğu karşı tescil talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....

      Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tescil davası niteliğinde olduğu, aynı maddenin 6. bendi gereğince davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceklerinden ve davalı Hazine vekilinin 25/01/2008 tarihli dilekçe ile taşınmazın Hazine adına tescilini talep ettiğinden mahkemece davalı Hazinenin Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince istemde bulunduğu karşı tescil talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....

        Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tescil davası niteliğinde olduğu, aynı maddenin 6. bendi gereğince davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceklerinden ve davalı Hazine vekilinin 25/01/2008 tarihli dilekçe ile taşınmazın Hazine adına tescilini talep ettiğinden, mahkemece davalı Hazinenin Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince istemde bulunduğu karşı tescil talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....

          Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tescil davası niteliğinde olduğu, aynı maddenin 6. bendi gereğince davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceklerinden ve davalı Hazine vekilinin 25/01/2008 tarihli dilekçe ile taşınmazın Hazine adına tescilini talep ettiğinden, mahkemece davalı Hazinenin Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince istemde bulunduğu karşı tescil talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....

            Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkin olup aynı Kanunun 713/3. maddesinde tescil davasının, ...ye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılacağı belirtilmiş olmasına karşın mahkemece çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ... Belediyesi Başkanlığı ve ......

              Yönetimi ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dava dilekçesinde; sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiş, ... Yönetimi TMK 713/6. madde gereği çekişmeli yerin ... adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece; davacının davasının reddine, ......

                TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 25 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 26 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 27 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri A… …… Köyü Köyiçi ve Y… …… mevkiinde bulunan toplam 5 parça taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemişlerdir....

                  TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 18 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 22 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 5.8.2005 gününde verilen dilekçe ile tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 26.4.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan bölgede yer alan 15.800 m2 mesahadaki taşınmaz bölümünün hazine adına tescili istemi ile açılmıştır. Dava açılırken kadastro öncesi var olan herhangi bir tapu kaydına dayanılmamıştır. Davada dayanılan kural bir bakıma 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/1 maddesidir....

                    Dava, kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddeleri gereğince tescili isteğine ilişkindir. Yargıtayın kararlılık kazanan uygulamalarına göre; tespit dışı bırakılan bir yerin, Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre, tapuda tescil edilebilmesi için, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Kural bu olmakla beraber Daire uygulaması gereğince, tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul süre içerisinde açılan davalarda, tespit dışı bırakılma tarihinden önceki zilyetliğin kazanma bakımından nazara alınacağı kabul edilmiştir. Somut olayda; davacının sonradan satın alarak maliki olduğu ancak evvelinde davacının babasının adına tespit ve tescil edilen 101 ada 280 parsel, 12.04.2006 tarihinde tespit görmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu