nun 713/1. maddesi uyarınca, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının 3367 sayılı Yasa uyarınca 15.04.2003 tarihinde yapılan köy yerleşim yeri uygulaması tarihinden önce oluştuğunu, ancak, köy yerleşim alanı ile birlikte davacının tescil hakkını kaybettiğini, böyle bir durumda davacı lehine tescil kararı verilemez ise de, mülkiyet hakkının tespitine karar verilebileceği gerekçeleriyle davanın kabulüne ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen 27.05.2011 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 16828,77 m² yüzölçümündeki taşınmaz üzerinde davacıların miras hisseleri oranında zilyetlik ve mülkiyet hakkı olduğunun tesbitine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve davalı.... Köyü tüzel kişiliği tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak T.M.K.'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır....
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 15/09/1975 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 Sayılı Yasanın değişik 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1976 - 1977 yılları arasında yapılmış ve sonuçları 16/03/1978- 14/04/1978 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Dava Medeni Kanunun 713. maddesine göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğe dayanılarak açılan tescil davası niteliğindedir. Davacı gerçek kişi ... asliye hukuk mahkemesinin 2001/71-241 sayılı dosyasında ayni taşınmaz için Medeni Kanunun 713. maddesine dayanarak zilyetliğe dayalı tescil davası açmış olup davanın süre yönünden reddine karar verilmiş ,hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Medeni Kanunun 713. maddesinde belirtilen nizadan kasıt yargı kararıyla kesinleşen ve davacı aleyhine hüküm yaratan bir kararın mevcut olmasıdır....
Mahkemece, davacı ... tarafından açılan davanın reddine, Hazinenin tescil talebinin kısmen kabulü ile 27.9.2006 tarihli ... bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 3495,90 m2'lik yer tapulu olduğundan tescil talebinin reddine, (B) ile gösterilen 4450 m2'lik yerin Hazine adına tapuya tesciline, (C, D ve E) ile gösterilen yerler taşlık ve ... olup bu gibi yerler tescil edilemeyeceğinden bu bölümlere ilişkin tescil talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1953 yılında 3116 Sayılı Yasa gereğince orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiştir. Daha sonra 2000 yılında aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu 1968 yılında yapılmış, çekişmeli yer taşlık niteliği ile tespit dışı bırakılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ..., ...yolu kenarında bulunan bir parça taşınmazın, 1937 yılı tahririnde davacının murisi ... ... (...) ile kardeşi ... ... adına tescil edildiğini, daha sonra 18.06.1946 gün ve 50 sayı ile bu taşınmazın muris ... ... adına tapuya tescil edildiğini, ancak 1982 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında taşınmazın tespit dışı bırakıldığını, söz konusu tapu kaydının başka bir parsele revizyon görmediğini belirterek taşınmazın, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir....
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 115/05/1985 tarihinde askı ilanı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 Sayılı Yasa gereğince 1939 yılında yapılan orman tahdidi ile 1988 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Öte yandan TMK'nin 713/2.maddesindeki sebeplere dayalı olarak açılan davanın ön koşulu aynı kanunun 713/1.maddesindeki yirmi yıllık sürenin aralıksız ve davasız geçmesi koşuluna bağlıdır. Bir başka anlatımla, TMK'nin 713/2.maddesindeki sebeplere dayalı olarak açılan davalarda 713/1.maddesindeki koşul haricinde 713/3., 4., 5., 6. ve 7. maddelerindeki koşullar aranmaz. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....
Öte yandan TMK'nin 713/2. maddesindeki sebeplere dayalı olarak açılan davanın ön koşulu aynı kanunun 713/1. maddesindeki yirmi yıllık sürenin aralıksız ve davasız geçmesi koşuluna bağlıdır. Bir başka anlatımla, TMK'nin 713/2. maddesindeki sebeplere dayalı olarak açılan davalarda 713/1. maddesindeki koşul haricinde 713/3., 4., 5., 6. ve 7. maddelerindeki koşullar aranmaz. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....
TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 285 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 286 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 287 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 289 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 291 ] 4722 S. TÜRK MEDENİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞÜ VE UYGULAMA ŞEK... [ Madde 20 ] 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 242 ] 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 246 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1- 4722 sayılı Yasanın 20. maddesi; Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin Türk Kanunu Medenisi hükümlerine tabi olmaya devam edeceğini ancak söz konusu sürelerin Türk Medeni Kanununun belirlediği süreden uzun ise, bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, bu kanunda belirlenen sürenin geçmesi ile dolmuş olacağını hükme bağlamıştır....
Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tescil istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, çekişmeli 96 sayılı parselin, ... Kadastro Mahkemesinin 1997/71 E. sayılı dosyası ile davalı olduğu bozma kararı sonrasında 2007/11 E. sayılı dosya numarasını aldığı ve davanın halen devam ettiği, gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Kadastro Mahkemesince ise davacının dava ettiği yerin 96 sayılı parsel olmadığı, 96 sayılı parselin batısında kalan ve fen bilirkişi raporunda gösterilen tescil harici alan olduğu ve Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....