Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, TMK.nun 713/2 maddesinde belirtilen “ölüm” sebebinin iptal edildiği, ayrıca kazanma koşullarının da davacılar yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 2.fıkraları gereğince tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Dava konusu 37 ada 2 parsel sayılı taşınmaz 29.05.1972 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında 27.03.1943 tarih 98 sıra sayılı tapu kaydı uygulanarak 1/8 er paylı olarak ...adlarına tespit edilmiş, tutanak 21.06.1973 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir....

    ın Hazine ve Köy Tüzelkişiliğine husumet yönelterek açtığı tescil davasının gerekçeli kararında dava tarihinden çok önce 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritasının uygulandığı ya da orman araştırması yapıldığı konusunda hiç bir bilginin bulunmadığı, bu konuda bilirkişilerden rapor alınmadığı, dinlenen tanıkların dava konusu taşınmazın Hazine ile ilgisinin olmadığı ve davacının kullanımında olduğu konusundaki beyanlarının esas alınarak, taşınmaz o tarihte 1949 yılında kesinleşen orman sınırları içinde olduğu ve Medeni Yasanın 713. (639) maddesi gereğince Orman Yönetimi yasal hasım olduğu ve o tarihte Medeni Yasanın 713. (639) maddesi gereğince yasal hasım olması gereken Orman Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilmediğinden verilen tescil kararının Orman Yönetimini bağlamayacağı, tescil kararı ile 1949 yılında kesinleşen orman kadastrosunun iptal edilmemesi nedeniyle geçerliliğini sürdürdüğü, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde iken 31.12.1981 tarihinden...

      ın Hazine ve Köy Tüzelkişiliğine husumet yönelterek açtığı tescil davasının gerekçeli kararında dava tarihinden çok önce 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritasının uygulandığı ya da orman araştırması yapıldığı konusunda hiç bir bilginin bulunmadığı, bu konuda bilirkişilerden rapor alınmadığı, dinlenen tanıkların dava konusu taşınmazın Hazine ile ilgisinin olmadığı ve davacının kullanımında olduğu konusundaki beyanlarının esas alınarak, taşınmaz o tarihte 1949 yılında kesinleşen orman sınırları içinde olduğu ve Medeni Yasanın 713. (639) maddesi gereğince Orman Yönetimi yasal hasım olduğu ve o tarihte Medeni Yasanın 713. (639) maddesi gereğince yasal hasım olması gereken Orman Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilmediğinden verilen tescil kararının Orman Yönetimini bağlamayacağı, tescil kararı ile 1949 yılında kesinleşen orman kadastrosunun iptal edilmemesi nedeniyle geçerliliğini sürdürdüğü, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde iken 31.12.1981 tarihinden...

        Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların davacı yararına gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın 2/B sahasında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine, 6292 sayılı Kanunun 9/5. maddesi gereğince davalılar lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ... ile davalılar ........ ve ........ Belediye vekilleri Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil istemine ilişkindir. Yörede,1950 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 6831 sayılı Kanunun 1744, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik hükümlerine göre yapılan ve sırasıyla 1982, 1985 ve 1987 yıllarında kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları vardır....

          TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri K.. Köyü, Yaylalık mevkiinde bulunan 3 parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir....

            ın zilyet ve tasarrufunda tarım arazisi olarak kullanılan yaklaşık 22.500 m2 miktarındaki tapulama harici vasfındaki taşınmazın 01/01/2011 tarihinde zilyetlik devir sözleşmesi uyarınca müvekkiline devredildiğini, satın aldığı tarihten beri davacı tarafından zirai amaçla kullanıldığını, gerek Hazinenin gerekse köy hükmi şahsiyetinin bu yerle hiçbir alakası bulunmadığını belirterek tapulama sırasında tescil harici bırakılan dava konusu yerin zilyetlik nedeniyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Hazine yargılama sırasında Medeni Kanunun 713/6. maddesi gereğince taşınmazın (B) harfi gösterilen bölümünün orman niteliği ile olmak üzere tamamının Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, TMK'nın 713. maddesinde belirtilen şartlar gerçekleşmediğinden davanın reddine, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, ..., ..., ... ve ... parseller arasındaki davaya konu tapulama harici yerin Fen Bilirkişisi ...'...

              Dava dilekçesindeki açıklama ve tüm dosya kapsamına göre istek, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki 20 yıl önce ölmüş...” veya "maliki tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan " hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. 1-Dava konusu taşınmazlar 1981 yılında yapılan kadastro çalışmalarında senetsizden tespitleri yapılarak 13 ada 22 parsel sayılı taşınmaz 1/2'şer paylı olarak ... adlarına, 66 ada 11 ve 65 ada 10 parsel sayılı taşınmazlar ise; 6/9 payı ... 1/9'ar payı .... ... adlarına yazılmış, kadastro tespiti itirazsız olarak 01.10.1985 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Tapu kayıtlarında dava tarihine kadar herhangi bir intikal yapılmamıştır. Dava konusu 66 ada 11 ve 65 ada 10 parsellerde 6/9 pay malik...e ait mirasçılık belgesine göre mirasçıları davacı ile davayı kabul eden davalılardır....

                Mahkemece davacı gerçek kişinin davasının REDDİNE, Hazinenin Medeni Yasanın 713/6 maddesine dayalı davasının kabulüne, bilirkişi rapor ve krokisinde (B) ile gösterilen 3107 m2 bölümün 6831 Sayılı Yasanın değişik 2/B Maddesine istinaden Maliye Hazinesi adına orman sınrıları dışına çıkarılan yer niteliğiyle, (A) ile gösterilen 6744 m2 yüzölçümündeki bölümün ise 3402 Sayılı Yasanın 18/1 Maddesi gereğince Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılmış taşınmazın, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, Medeni Yasanın 713 maddesi gereğince tapuya tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 Sayılı Yasaya göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi bulunmaktadır....

                  Mevkiinde bulunan yaklaşık 2000,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacı gerçek kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır....

                    Davalı ..., 02.07.2008 günlü ilk yargılama oturumunda davanın doğru olduğunu kabul ettiğini, aralarında sınır bulunduğunu, kendi parseli içerisinde gösterilen taşınmazın halen davacı tarafından tasarruf edildiğini, her nedense kadastro sırasında kendisine ait parsel içerisinde gösterildiğini, miktarının tam olarak ne kadar olduğunu bilmediğini bildirmiş ve alınan beyanı HUMK.nun 151/son madde ve fıkrasına uygun olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 41.maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin kısmen tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 41.maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu