Bölgede, 1988 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz tapulama harici bırakılmıştır. 6831 sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları 19.03.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Hazine vekili tarafından 18.12.2009 günlü duruşmada; dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili istendiği halde mahkemece Türk Medeni Yasasının 713/6. maddesi gereği tescil istemli karşı dava hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı - karşı davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 17.11.2011 günü oybirliği ile karar verildi....
Sayılı dosyası ile taşınmazı satın aldığını tapu devri yapılmadığından taşınmaz üzerinde yaptığı masrafları talep ettiğini, yerel mahkemenin 433.223.50 liranın davacı T1 verilmesine karar verdiğini, fakat dosyada yer alan davacıların bu tutarı dahi ödemediğini, müvekkilinin de MK 713. madde gereği iyiniyetli zilyet olarak zamanaşımı süresince taşınmazı malik sıfatıyla zilyet olarak kullanması sebebiyle tapu iptali ve tecil talepli davası açtığını beyanla, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın esastan incelenerek müvekkilinin davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, tapu iptali ve tescil talebine yöneliktir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Madde 713; " Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." 2. Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce (*) (**) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. 3. Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. 4....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1977 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 23.01.1989 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. 766 sayılı Kanun gereğince 16.08.1966 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu bulunmaktadır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26/02/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1971 yılında kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1994 yılında kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1967 yılında kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Taşınmaz bu çalışmada çalılık niteliğiyle tesbit harici bırakılmıştır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 05.07.1971 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 12.05.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 01.04.1967 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Taşınmazlar bu çalışmada çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır....
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli taşınmaz 1963-1967 yıllarında yapılan kadastro çalışmalarında çalılık ve fundalık olarak tapulama harici bırakıldığına ve imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeni ile tescil isteğinde bulunulduğuna göre, orman araştırması yapılmalı" denilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, (A) harfi ile işaretli 1416,26 m2 taşınmazın davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 05.07.1971 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 12.05.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 01.04.1967 tarihinde kesinleşmiştir....
TMK.nun 713/1. madde hükmünde "...malik sıfatıyla zilyedliğinde bulunduran kişi…"nin bu davayı açabileceğinin belirtildiğini, 713/2. madde hükmünde de "...aynı koşullar altında…" ifadesi ile, bu fıkra hükmüne göre açılacak davaların başarıya ulaşmasının, aynı zamanda 713/1. madde hükmündeki koşulların da gerçekleşmesi şartına bağlı olduğunu gösterdiğini, buna göre taşınmazı "malik sıfatıyla zilyedliğinde" bulundurmak koşullardan biri olduğunu, YİBBGK kararına göre "Malik sıfatıyla zilyetlik", malik gibi davranan, başkasının üstün zilyetliğini tanımayan kimsenin zilyetliği, Malik sıfatıyla zilyetlikte kasıt, zilyedin taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak işletmesi ve kullanması olduğunu, nitekim taraflarınca dinletilen her üç tanık ifadesiyle de davacıların murisinin taşınmazı ekonomik amacına uygun şekilde kullandığının ispatlandığını, hal böyle olmasına rağmen mahkemenin "...T14’nın dinlenen tanık beyanları ve diğer vergi kayıtlarına göre malik sıfatıyla kullanamadığı, kendisinin bu...
TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 18 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kadastro çalışmasında tespit harici bırakılan yerin Hazine adına tescilini istemiştir. Davalı H… …, husumet ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Kadastro Yasasının 18. maddesi uyarınca hazine adına tescili gereken yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı H… … H… … Ş… … vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi Süleyman Yumma'nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. KARAR Dava, kadastro harici bırakılan yerin 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 18. maddesi hükmü gereğince tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının ve Hazinenin tescil taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 04.09.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması, 25.06.2009 tarihinde ilân edilerek kesinleşen mahkeme kararıyla orman yapılan alanlarda 2/B madde uygulaması vardır....